Sit with us traducir turco
464 traducción paralela
Gentlemen, I asked Lt. Farragut to sit with us today... hoping the United States Navy may give us protection... against Cutler and his kind.
Üzerime titreme. Beyler, Yüzbaşı Farragut'tan bugün bize katılmasını istedim. Birleşik Devletler Donamması'nın bize koruma vermesini umuyorum.
And they come over and they sit with us, and they drink with us, and they talk to us.
Gelip yanımıza oturuyorlar, bizimle birlikte içiyor, bizimle konuşuyorlar.
Henri, sit with us.
Henri, bizimle otursana.
- Come and sit with us!
- Gelin burada oturun.
You must sit with us.
- Kısa bir süre kalabilirim.
Many days we have waited... and Broken Hand and his Cheyennes have not come to sit with us.
Günlerce bekledik... ve Kırık El ve onun Şayenler'i bizimle Masaya oturmaya gelmedi.
You will come to the council and sit with us.
Kurulumuza gelip bizimle oturabilirsin.
Come sit with us please.
Gel de bizimle otur.
Come and sit with us.
Gel ve bizle otur.
Could you sit with us for a minute?
Biraz bizimle oturur musunuz?
Don't you wanna sit with us?
Bizimle oturmak istemez misin?
- You'll come over and baby-sit with us?
- Bize gelip bebeğe bakacak mısın?
The great man cannot even sit with us.
Büyük üstat bizimle oturamıyor.
Come here. Sit with us. Come on.
Hadi gel, oturalım biraz.
In my grandfather's time a coachman would not dare sit with us
Dedemin zamanında bir arabacı bizimle oturmaya cüret etmezdi.
- Sit with us at dinner?
- Yemekte bizimle oturur musun?
Come sit with us.
- Hadi gel bizimle otur. - Hayır, hayır...
Would they sit with us all evening to run off now?
Gideceklerse neden bütün akşam bizimle oturdular?
Come on over and sit with us.
Hadi gel de bizimle otur.
Come and sit with us.
Gelin de bizimle oturun.
Would you like to sit with us?
Bize eşlik eder miydiniz?
You sit with us too, Krysya.
Sen de bizimle otur, Krysya.
Come sit with us.
Gel, bizimle otur.
Me and Hog figured she wants to sit with us.
Ben ve Hog, bizimle oturmak istediğini düşündük.
You can sit with us.
Bizimle oturabilirsin.
Who asked you to sit with us, anyway?
Kim sana gel bizimle takıl dedi?
You must sit with us, my friends.
Ben ¡ mle ve arkadaslarimla oturmalisin.
Sit down with us.
Şöyle buyurun.
She isn't even allowed to sit on the same level with us.
Bu yüzden bizimle aynı seviyede oturmasına bile izin yok.
Youve been with us two days, and you haven't done anything but sit around and look nasty.I
iki gündür bizimlesiniz, sadece boş boş oturup etrafa bakındınız o kadar.
Nice of you to ask us to come and sit with you.
Sizinle oturmamızı istemeniz çok hoş.
- Won't you sit down and have a drink with us?
- Neden oturup bir bizimle içki almıyorsun?
Invite her to sit down to table with us.
Bizimle oturması için masaya buyur et.
They hire fools like us with college degrees to sit on that garbage can, keep them in school.
Bizim gibi üniversite mezunu budalaları çöp bidonunun üstüne oturalım diye işe alıyorlar.
Sit down with us, uncle.
Bizimle oturun, amca.
Come on, sit down with us.
Gel otur şöyle.
He would sit in his chair, I in mine, at 5 : 00 every day and we'd have our daiquiris with St. Sebastian brooding above us.
Her gün 5,00'te o kendi sandalyesine, ben de benimkine oturur Aziz Sebastian tepemizde kara kara düşünürken kokteyllerimizi içerdik.
With a cannon like that, them Santa Anna fellas can just sit up there and give us what for, can't they?
Böyle bir top varsa ; ... Santa Anna'nın, bu duvarları yıkması 5 dakika sürer. Nasıl engel olacaksın?
Here we are, two lonely people, far from home, neither one of us with a cosy apartment to invite the other to where we could sit and read, and maybe listen to records on the gramafunken.
Evinden uzak iki insan buradayız ikimizin de diğerini davet edebileceği ve oturup okuyabileceği ya da gramofonda plak dinleyebileceği rahat bir evi yok.
Sit down with us and Tell us your story.
Ekmeğimize ortak ol ve bize hikayeni anlat.
Roy and Rex just happened to sit down with us.
Roy'la Rex gelip yanımıza oturdular.
Well, come and sit in with us.
İyi o zaman, gel de bizimle otur.
- Come, sit down with us.
- Gel, bizimle otur.
Citizen Marquis you may sit as a judge in our tribunals you may have fought with us last September when we dragged out of the gaols the aristocrats who were plotting against us but you still talk like a grand seigneur and what you call the indifference of Nature is your own lack of compassion.
Yurttaş Marki mahkemelerimizde bilirkişi olarak oturmuş olabilirsiniz geçen Eylül'de, bize kumpas kuran aristokratları hapishanelerden dışarı sürüklerken bizim yanımızda savaşmış da olabilirsiniz ama hâlâ asilzadeler gibi konuşuyorsunuz Tabiat'ın kayıtsızlığı dediğiniz şeyse, sizin kendi merhametsizliğinizdir.
Come and sit have a tea with us, Come give it a break.
Otur bizimle bir çay iç, Hadi ara ver biraz.
I want... to sit with my beloved in a field... with daisies growing all around us.
İstediğim şu : Sevgilimle büyük bir tarlada oturmak ve dört yanımızda papatyaların büyümesi.
Why does Draifa make us sit with him?
Draifa neden onunla oturmamızı istiyor?
Sit down with us.
Gel bizimle otur.
Sit with us.
Gel senle biraz sohbet edelim 1193.
Sit down, sit down, eat with us.
Otur, otur, yiyelim.
Sit down with us, Daddy.
Gel de bizimle otur, baba.
uschi 33
usopp 23
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
usopp 23
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
used to be 136
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
used to be 136