Six hundred traducir turco
549 traducción paralela
Not to mention gambling debts that owes six hundred pounds, at the very least! Lizzie!
600 pound kumar borcunu... saymıyorum bile!
- Remember that sucker has $ 500 of ours? - Six hundred.
O sersemin 500 dolarımızı aldığını unutuyorsun sanırım.
Five thousands six hundred and seventy-seven.
Beş bin altı yüz yetmiş yedi.
Tang pottery is worth six hundred dollars at best.
Tang çömleği en fazla 600 dolar eder.
You ask twenty-three hundred dollars for something that's worth no more than six hundred
600 dolardan fazla etmeyecek bir şeye 2300 dolar istiyorsunuz. - Dükkan sahibini görmek istiyorum.
Its value is no more than six hundred dollars.
Değeri 600 dolardan fazla değil.
All right, you pay him the six hundred we'll call the matter settled.
Pek ala, 600 doları ödeyin, anlaştık sayalım.
Well, it's hard to say offhand but I think it would bring about five or six hundred pounds today.
Hemen söyleyebilmek güç fakat sanırım bugün beş ya da altı sterlin getirebilir.
Six hundred at six and a half bucks a box makes 3900 even.
Tanesi 6,5'tan 600 kasa düz 3.900 $ eder.
Four and a quarter. Six hundred and seventy-five dollars.
4-25 675 Dolar.
- Six hundred years, Reeves?
- 600 yıl mı, Reeves?
Six hundred years.
Altıyüz yıl.
- Six hundred dollars.
- Altı yüz dolar.
Six hundred and eleven.
611.
- Six hundred and eleven?
611'ini de mi?
Six hundred and seventy-five miles into Germany.
Almanya'nın içine 1000 km.
Six hundred campers. Look.
600 kampçı vardı.
Three million six hundred...
Üç milyon altı yüz...
Six hundred and forty dollars.
640 dolar.
- Six hundred yards, sir.
- 600 seren efendim.
Six hundred meters, Mr. Towns.
ve 600 metre uçmuştu, Bay Towns.
- Twenty-six hundred dollars?
- 2600 dolar mı?
- Twenty-six hundred.
- 2600.
Six hundred.
Altı yüz.
Among them the, er, Chrysler Tower that's one thousand and forty six feet high and the Jannen Tower, that's six hundred and eighty feet high and already it's threatened with obsolescence.
Bunların arasında 319 metre uzunluğunda Chrysler Kulesi ve hali hazırda demode olma tehtidi olan 207 metre uzunluğundaki Jannen Kulesi.
Six hundred and 18 members of the city's underworld... are murdered within nine years.
9 içinde, 618 üye şehrin her yerinde adam öldürdü.
Six hundred bucks for a headdress and not a soul will see it.
Bir saç süsüne 600 $ para saydık ama kimse göremeyecek.
Six hundred thousand?
Altıyüz bin mi?
One million, six hundred thousand.
Bir milyon altı yüz bin.
Sergeant Traub's count is three hundred seventeen thousand six hundred and one.
Çavuş Traub saydığına göre, 317,601 şişe var.
Six hundred acres bottomland, four hundred in pasture and five hundred in woods.
- 600 hektar ekilen arazi, 400 hektar otlak, ve 500 hektar da orman arazisi.
Six hundred forty-three miles, 2,021 feet, 2.04 inches, at this moment, using your old-style measurements.
Şu anda sizin eski ölçülerinize göre 1.030 kilometre, 616 metre 5,1 santimetre.
Theirs not to reason why, Theirs but to do and die, Into the valley of Death Rode the six hundred,
Sadece cesaret gerekir şikayet etmeden ölmek için Ölüm kapılarında 600 adamla.
Rode the six hundred. Flash'd all their sabres bare,
Işıltılı kılıç gibi yanan alevler vardı
Three hundred and ten thousand one ninety-six.
310. 196.
Weren't a hundred miles from here I lost this hair back in fifty-six.
58 de bu kasabaya 100 mil bile uzakta değilken saçımın bir kısmını aldılar.
Seen the scores? The Navy got four hundred and twenty-eight for six wickets.
Navy altı kaleye karşılık 428 yapmış.
Ninety-five, a hundred... five, six... seven... a hundred and eight dollars.
95, 100... 105, 106, 107, 108 dolar.
Two hundred and seventy-six, second.
276 ikinci mevki.
One hundred and forty-six!
- Yüz kırk altı.
I'll lay you a hundred it's no less than six.
Altıdan az olmadığına dair seninle 100 dolarına bahse girerim.
Privies. Hundred and fifty-six privies.
156 portatif tuvalet.
Eleven thousand, four hundred and eighty-six.
11.486.
Over a hundred civilian prisoners volunteered... and from them the Major took six, and they were doubtful at best.
Yüzden fazla sivil tutuklu gönüllü olarak başvurmuştu. Binbaşι, aralarιndan altι kişiyi seçti. Ne kadar işe yarayacaklarι şüpheliydi.
You'll get it, let's see six or seven hundred Crowns a month.
Bir bakalım, ayda altı yedi yüz Crown alırsın.
Eight hundred and thirty-six pounds of first editions... and 17 pounds of manuscripts were also destroyed.
İlk baskılar için 836 pound ve 17 pound da yok ettiğiniz el yazmaları için.
- It's Persian, six, seven hundred years old, isn't it?
Perslilerden kalma. 600-700 yıllık, değil mi?
Seven hundred and seventy-six of us.
Yedi yüz yetmiş altı kişi...
Five hundred dollars fine and six months in jail?
500 dolar ceza ve 6 ay hapis mi?
I can't whip a six-year-old girl in a fair fight but I can blow a man's eyeballs out at a hundred yards in a sandstorm.
Bir kavgada 6 yaşında bir kızı bile dövemem ama bir kum fırtınası içinde yüz metreden adam vururum.
Two hundred and forty-six knots.
İki yüz kırk altı, Kalkstadt.