So look traducir turco
19,132 traducción paralela
So look, um...
Bak, şey...
So look around.
Etrafınıza bakın.
So look, the only invitation you're getting is to move onto our land.
Bak, alacağın tek davet arazimize taşınmak olur. Ne oldu?
You know, it's... Look, it's so... It's just...
Biliyorsun, bak bunu bunu hafife almak çok kolay.
So does math make your skin look all waxy?
Matematik derini böyle gergin mi yapıyor?
Yeah, your color doesn't look so good.
Evet, rengin solmuş.
Yeah, well, look at what I'm working with here, so...
Elimdeki malzemeye bakar mısın?
Look, I'm so sorry I missed visitation, my bride.
Ziyaret günlerini kaçırdığım için çok özür dilerim gelinim.
We're just here to hang some stuff up over the grates so nobody can, like, look in.
Kimse içeri bakmasın diye şu tellere bir şeyler asmaya geldik.
We're gonna look so good for when the TV cameras come to ask about the dead girl.
Kameralar ölen kızı sormaya geldiğinde çok güzel görüneceğiz.
Eye contact is key, however, so you're gonna wanna look up intermittently, and look like you're talking from the heart.
Ama göz teması önemli, ara sıra başını kaldırıp bak ve içten konuşuyormuş gibi görün.
So, when all of this is over, when you can look me in the eye and say it's done,
Tüm bunlar bittiğinde, Gözlerime bakıp "artık bitti" dediğinde,
Okay, so we look in the ventro-whatever for guilt markers.
Tamam, bizde şu Ventro-Ivır-Zıvırının içine bakarız. suçluluk işaretçilerini bulmak için.
Look, I know it's frustrating, working so hard and feeling like you're no closer to the truth.
Bak, bu kadar çok çabalayıp gerçeğe yaklaşamama hissinin ne kadar sinir bozucu olduğunu biliyorum.
Why do you both look so worried, then?
Neden ikinizde bu kadar endişeli görünüyorsunuz o zaman?
I'm making it look like a robbery, so it's easier to explain in a police report. Get in the car!
Soygun süsü veriyorum, polis raporunda açıklaması daha kolay olur.
Look, we can't arrest Turner and we don't have time to make fakes, so if you wish to capture Ahktar, we need to steal the Gardner paintings.
Turner'ı tutuklayamayız ve eserlerin sahtelerini yapmaya da zamanımız yok. Ahktar'ı yakalamak istiyorsanız Gardner resimlerini çalmamız gerekiyor.
Look, honestly, I don't want to talk about it, but as my friend, I want you to know, so if I tell you, you promise
Bak, aslında bununla ilgili konuşmak istemiyorum. Ama arkadaşım olduğun için senin de bilmeni istiyorum. O yüzden kimseye söylemeyeceğine ve tonla soru...
Look, I know you're probably upset Caleb's back, and so am I, but I don't want you making a choice you're going to regret later.
Caleb'ın dönüşüne kızgın olabilirsin, ben de öyle, ama sonradan pişman olacağın seçimler yapmanı da istemem.
So you headed out to the yard, you moved the basketball hoop over so you could climb up it and get a better look.
O yüzden bahçeye gittin, basketbol potasını taşıdın buradan yukarı çıkıp daha iyi bir şekilde görecektin.
Ok, look, the owners placed the house on the market, so, if you think...
Ev sahipleri evi satışa çıkardı, o yüzden eğer...
Chino, look how pretty this girl is. She is so pretty.
Chino, baksana kız ne kadar güzel.
Wave up high so she can't look down low.
Yukarıdan salla ki yere bakmasın.
- So for once in your life, please, just be smarter than you look and just shut up!
Bu yüzden hayatında bir defa göründüğünden daha akılı ol ve kapa çeneni lütfen!
They all look so lost.
- Hepsi çok yitik görünüyor.
They might look so hard that they find one we don't want them to find, do you understand?
İstemediğimiz halde buldukları hikâyeyi deşebilirler, anlıyor musun?
Uh, look, could we, uh, get this over with so I can go find someplace to live?
Şu işi çabucak halledebilir miyiz? Kalacak bir yer bulmam lazım.
Lucille's beautiful, smooth surface is never gonna look the same, so why should yours?
Lucille'in güzel, pürüzsüz yüzü asla aynı görünmeyecek, neden seninki güzel görünsün? !
Look, I don't think so.
- Pek sanmıyorum. Tamam mı Wynonna?
I'm talking to the source of my power, which just so happens to look like... my adoptive dad?
Gücümün kaynağıyla konuşuyorum yani. Ve o da üvey babam gibi mi görünüyor? - Garip bir durum.
Tony, Tony... look, you were never my favorite person, but let's end this... so you can finally rest.
Tony, Tony... Hiçbir zaman sevdiğim biri olmadın. Ama artık bitirelim bu işi dinlenme vaktin geldi.
Look, you literally just escaped a psychopath who kidnapped you, all right, so I think it's normal for you to have a severe reaction like this.
Seni kaçıran bir psikopatın elinden yeni kaçtın böyle sert tepkiler vermen normal bence.
So are you saying you actually want to look into this..?
Her yerde o herifi mi aramak istiyorsun?
So, look, here.
Şuna bak.
So, look...
Bakın.
Why does she look so familiar?
Neden bu kadar tanıdık geliyor?
Look, Monica, I know you're lying about not using the beta, so why haven't I heard from you?
Betayı kullanmamanla ilgili yalan söylediğini biliyorum. Neden hâlâ senden bir şey duymadım?
Since I'm a priest, there's nothing I'm ashamed of doing on the Internet, so... definitely no reason to look up my history.
Papaz olmamdan dolayı internette yaptığım utanç verici bir şey yok, yani... kesinlikle benim geçmişime bakmanız gerekmiyor.
Let me just take one last good look at my granddaughter so she'll remember her granddad.
İzin verin de torunuma son bir kez daha bakayım ki büyükbabasını hatırlayabilsin.
So you want us to look for something that reflects heat in the middle of the African desert? It's like looking for a drop of water in the ocean.
Okyanusta bir su damlasını aramak gibi.
You two look so unhappy.
İkiniz çok mutsuz görünüyorsunuz.
I mean, I just happened to decide to go to the beach but then I was so excited about hitting the rays and catching the sun that, well, I didn't happen to look at ye olde gas gauge.
Yani, plaja gitmeye karar vermiş bulundum. Ama sonra yollara çıkmak ve güneşi yakalamak için çok heyecanlanmıştım ve şey, eski benzin göstergesine bakmamış bulundum.
She just did that so Josh could look at her and her, boobs. What?
Bunu Josh ona ve memelerine bakabilsin diye yaptı.
- Oh, you look so tired.
- Çok yorgun görünüyorsun.
It's Cooper. Cooper, you ever done something so unspeakably horrific you couldn't even look yourself in the mirror?
Cooper.... hiç aynada kendine bakamayacağın kadar lafını edemeyeceğin korkunç bir şey yaptın mı?
I'm tired of being in the middle of it, so just go help her look for her.
Aranızda kalmaktan yoruldum git de aramasına yardım et.
Now, look, we've got to get this body out of here before someone notices so a bit of cloaking would probably be helpful.
Şimdi hadi bu cesedi birileri fark etmeden önce çıkaralım. Gizleme büyüsü iyi olurdu yani.
You look so good.
İyi gözüküyorsun.
So, I just want you to know when I look at you, I see a larval marvel.
Yani sana baktığımda bilmeni isterim ki, muhteşem bir larva görüyorum.
Look, whoever did this just has to say so.
Her kim yaptıysa söylemeli.
- So you look great.
- Harika görünüyorsun.
look 107427
look at me 7366
looking 1024
looks 103
look at this 4731
lookin 41
lookie 51
looky 64
look at him 1555
look at her 948
look at me 7366
looking 1024
looks 103
look at this 4731
lookin 41
lookie 51
looky 64
look at him 1555
look at her 948
look at me now 78
look at you 3730
look at that 4253
look on the bright side 174
look at your face 75
looks like 280
look at yourself 268
looking good 543
looking for a job 23
look at it 733
look at you 3730
look at that 4253
look on the bright side 174
look at your face 75
looks like 280
look at yourself 268
looking good 543
looking for a job 23
look at it 733