Looks traducir turco
95,081 traducción paralela
Well, if it makes you feel any better, your skin looks amazing.
Eğer seni mutlu edecekse cildin muhteşem görünüyor.
Oh, it looks like paradise, but it's actually a filthy dumpster full of our worst anxieties.
- Cennet gibi görünüyor evet aslında en agresif endişelerimizle dolu bir çöplük burası.
This looks like a rendezvous map.
Bir buluşma yeri haritasına benziyor.
It really looks a lot worse than it is.
Aslında göründüğü kadar kötü değil.
Well, looks like it's just me and you, cass.
Anlaşılan ikimiz kaldık Cass.
- Looks like the kid accidentally recorded his dad being taken.
- Babasının kaçırılışını tevafuken kaydetmiş gibi görünüyor.
Looks like you've done a lot of shopping?
Bir sürü şey almış görünüyorsun?
Anyway, the box looks rich And it's really heavy too!
Neyse, sandık değerli görünüyor. Ve çok da ağırdır!
Looks terrible.
Berbat gorunuyor.
No one looks at the lips if they're laughing, then...
Gulerken kimse dudaklara bakmaz.
Sandy, that pool looks far away.
Havuz cok uzak gorunuyor.
- Your hair looks good, by the way.
- Sacin guzel gorunuyor, bu arada.
It looks like dirty spaghetti.
Kirli spagettiye benziyor.
Uh, and he's also sorry that he said your face looks like a toilet and your balls smell funny.
Yuzun tuvalete benziyor ve tasaklarin tuhaf kokuyor, dedigi icin de ozur diliyor.
- All right, looks like you can belt it.
Tamam, görünüşe göre kemer takılabilir.
Looks recent.
Yakın zamanda olmuş gibi.
He looks at me with his little beautiful blue eyes and he said, "Mama, you are my best friend."
Küçük, güzel, mavi gözleriyle bana baktı ve şöyle dedi : "Anne, sen en iyi arkadaşımsın."
Looks like a janitor cleaned out a locker room shower and then just dumped it right on your head.
Sanki bir hademe soyunma odası duşlarını temizlemiş ve kafanın ortasına koymuş gibi gözüküyor.
Looks like she just moved here from Upstate New York.
Buraya, New York'un kuzeyinden yeni taşınmış gibi.
Looks like you're trying to make a bar graph.
Grafik yapmaya çalışıyorsunuz gibi.
She looks this pimply kid right in the eye.
Sivilceli çocuğun gözünün içine baktı.
Everything looks real good.
Her şey gayet güzel görünüyor.
She's sweet, but she's way heavier than she looks.
Tatlı biri ama göründüğünden çok daha ağır.
My life looks so different.
Hayatım çok değişik görünüyor.
- Then it looks like you're gonna have to find your own way out of here.
- Ozaman görünüşe göre buradan kendi yönteminle kaçman gerek.
Huh. Looks like the mice got into it.
Fare girmiş olmalı.
She definitely looks like she knows stuff.
İşini iyi biliyor gibi.
Looks like I can slay that troll after all.
Görünen o ki bizim hilebazı bir kez daha haklıyoruz.
Looks like your creepiness finally works in our favor.
Anlaşılan ürperticiliğin nihayet işimize yaradı.
Looks like we're about to find out.
Anlaşılan öğrenmek üzereyiz.
Vijay still looks the same.
Vijay hâlâ aynı görünüyor.
Looks like director mace is enjoying this more than Daisy.
Anlaşılan Direktör Mace Daisy'den daha çok eğleniyor.
Looks like we got two choices here.
Anlaşılan burada iki seçeneğimiz var.
Looks like you have a problem.
Görünüşe bakılırsa bir sorunun var.
Looks like you have a problem.
- Görünüşe bakılırsa bir sorunun var.
No, he had it, but he gave it to someone who looks just like him...
Hayır, ondaymış ama ona çok benzeyen birine vermiş.
Details are scarce, but it appears that Senator Ellen Nadeer's office was ground zero in an explosion that looks deliberately set.
Detaylar korkutucu fakat görünen o ki Senatör Nadeer'in ofisi planlı olarak yapılan bir saldırı sonrasında yerle bir oldu.
Looks like Shockley's back to his old self.
- Anlaşılan Shockley eski hâline dönmüş.
Looks like SVR agents.
Rus istihbarat ajanları.
Looks like your partner was asked to retrieve the item at any cost, as well.
Anlaşılan eşine de parçayı bedeli ne olursa olsun alması söylenmiş.
Because it looks like you're malfunctioning.
- Çünkü arızalı gibi görünüyorsun.
Yeah, some mornings, the triskelion looks so beautiful.
Evet, bazı sabahlar Triskelion çok güzel görünüyor.
It looks staged.
Sahnelenmiş gibi görünüyor.
This - - this looks like it's creating something even more complex.
Bu daha karmaşık bir şey yaratmak için tasarlanmış gibi görünüyor.
One of them looks legitimate.
Bir tanesi mantıklı geldi.
Looks like a drilling platform, like all of them.
Sondaj Platformu gibi görünüyor, hepsi öyle.
Looks pretty Bad News Bears to me.
Bence kötü bir fikir gibi.
My daughter looks up to you, and for what?
Kızım seni örnek aldı, peki ne için?
Looks like we weren't detected flying in. We can't stay long.
Görünüşe göre girerken tespit edilmedik.
Well, looks like we're stuck with each other.
Görünüşe göre birbirimize mecbur kaldık.
Looks so innocent, just numbers and symbols, but each thread of code has a corollary in the Framework... a favorite blouse, a schoolhouse, a newborn child... they're all blinking out of existence forever.
Çok masum görünüyor. Sadece sayılar ve semboller. Ama her bir kod dizini Framework'ta sonuçlar yaratıyor.
looks like 280
looks delicious 39
looks nice 49
looks good to me 22
looks like you 19
looks amazing 17
looks good on you 39
looks like fun 19
looks can be deceiving 45
looks like rain 22
looks delicious 39
looks nice 49
looks good to me 22
looks like you 19
looks amazing 17
looks good on you 39
looks like fun 19
looks can be deceiving 45
looks like rain 22