So you can relax traducir turco
97 traducción paralela
So you can relax.
Siz de dinlenebilirsiniz.
And now a little drink so you can relax.
Biraz da içki iç ve rahatla.
- I'm here, so you can relax.
- Rahatlamanız için buradayım.
So you can relax.
hadi biraz sakin ol.
Come on, I'll come home with you, so you can relax.
Hadi seninle eve geleyim. Biraz rahatlarsın.
So you can relax.
Keyfine bakabilirsin.
I should take off so you can relax.
Ben gideyim, sen rahatına bak.
Don't you want to wall him in there so you can relax?
Onu orada tutmak istemiyor muydun?
We took care of everything, so you can relax now.
Her şeyi hallettik. Artık rahatlayabilirsiniz.
So you can relax knowing your uncle's company'll be in good hands and you can go home $ 40 billion richer.
Amcanın şirketinin emin ellerde olduğunu bilerek rahatlayacak ve evine 40 milyar dolar daha zengin dönebileceksin.
I won't, so you can relax.
seni incitmeyeceğim. sakin olabilirsin.
I don't think you're gonna need that number today, so you can relax.
Bugün o numaraya ihtiyacınız olduğunu sanmıyorum o yüzden rahatlayın.
We're through the worst of it, so you can relax.
En kötü kısmı atlattık, o yüzden rahatlayabilirsiniz.
Your suite will be available to you so you can relax while you wait. All right?
Süitiniz hazırlanıyor böylece beklerken dinlenebilirsiniz, tamam mı?
I don't know who they were okay, but we're safe now, so you can relax.
Onların kim olduklarını bilmiyorum, ama artık güvendeyiz, rahatlayabilirsin.
I'll get it so you can relax.
Rahat olun diye size getireceğim.
So you can relax.
Yani rahatlayabilirsin.
Well, everybody's getting their money back, so you can relax.
Şey, herkes parasını geri alıyor,... yani rahatlayabilirsin.
The make-up exams are today, so you can relax.
Bütünleme sınavları bugün. Rahat olabilirsin.
Okay, this is me walking away with my melons, so you can relax.
Tamam, bu benim, kavunlarıyla uzaklaşan halim. Böylece rahatlayabilirsin.
- Look, I'm here so you can relax.
- Bak, ben buradayım rahat ol.
I'm 18, so you can relax.
18 yaşındayım, rahatlayabilirsin.
I didn't have the erection, so you can relax.
Ereksiyon olmadım yani rahatlayabilirsiniz.
So you can relax on that.
Bu yüzden o konuda rahat olabilirsin.
We'll do a check-up to see clearly so you can relax.
Check-up yaparız, net olarak anlarız ve rahatlarsın.
Everybody is having a good time here, but I think we should leave you alone... so that you can relax.
Herkes burda iyi zaman geçiriyor fakat bence senin yalnız kalman... lazım ki rahatlayasın.
So you can sit down and relax.
Şimdi rahat rahat oturabilirsin.
I can't believe you're so popular, acting like this. Relax!
İnanamıyorum bu kadar popüler olup böyle davrandığına.
I just want you to relax your mind so that half a memory can come to the surface, all right?
Sadece zihnini rahatlatmak istiyorum ki hafızanın yarısı açığa çıkabilsin tamam mı?
Despite being held up on your journey, the town folks have already prepared food, accommodation and entertainment for you all so that you can relax and enjoy.
buna Rağmen seyahatiniz, bekletilmeyecektir şehirde yiyecek konaklama, herşey var. ve eğlence Böylece rahatlayacaksınız tadını çıkarın.
So you boys can just relax, drink beer, chase chicks, and whatever.
Siz rahatınıza bakın. Bira için, kızlarla takılın, istediğinizi yapın.
We came here to relax so you can get your memory back.
Buraya hafızanın geri gelmesi için kafa dinlemeye geldik.
Listen, why don't you just relax, take a break, come back in an hour or so, and then see if you can keep that winning streak going?
Dinle, neden biraz rahatlamıyorsun... Mola ver, bir kaç saat sonra tekrar gelirsin. Bakalım yine kazanmaya devam edebilecek misin?
So that you can relax and receive the full benefit of your stay... we ask that you observe community wishes in the following ways : Silent meals are observed at breakfast and lunch... with a side of the room for men and a side of the room for women. We ask you to refrain from smoking, drinking and use of drugs... while on the premises.
Dinlenebilmeniz ve burada kaldığınız sürede... azami faydayı elde edebilmeniz için sizlerden, genel istekler doğrultusunda... ricamız ; odanın bir bölümünde erkekler, diğer bölümünde kadınlar olmak üzere... sessiz yemek yenilmesi, sigara, içki ve uyuşturucu kullanımından,... burada kaldığınız süre boyunca, uzak durulmasıdır.
So you can just relax and enjoy the peace and quiet....
Bu yüzden rahatlayın, ve bu sükunetin keyfini...
Aren't you really trying to get us to relax our guard so the Trabe can conquer us again?
Treyb'in üzerimizde yeniden hakimiyet kurabilmesi için, gardımızı düşürmeye gerçektende çalışmıyor musunuz?
I'm the only one who can straighten things out for you, so relax.
Senin durumunu ancak ben düzeltebilirim, onun için rahatla.
Then you'll be so far out the match, man, we can just relax, enjoy ourselves the rest of the way.
Böylece maçı rahatça kaybedersin, rahat olalım, maçın geri kalanında keyfimize bakalım.
Relax. The first one's a freebie, so you can get your form back.
Rahatla, ilki bedava, formunu kazanabilesin diye.
I told everyone that you were up north with my parents. So we won't be bothered. We can just totally relax.
Rahatsız edilmemek için herkese sizin ailemle gittiğinizi söyledim.
So, you can relax.
O halde, rahatlayabilirsin.
So you can relax.
Rahatla yani.
So now maybe you can relax.
Belki artık rahatlayabilirsin,
We don't love picnics, foreplay, candles, baths, photo albums, or when you drive so we can relax.
Piknik, ön sevişme, mum, banyo, fotoğraf albümü ve biz rahatlayalım diye arabayı kullanmanızı da sevmeyiz.
I'll do it now so that you can relax.
Rahatlaması için onu şimdi bu dertten kurtaracağım.
There's nothing you can do about it now, so why don't you sit down and relax?
Şu an bununla ilgili yapabileceğin bir şey yok öyleyse neden oturup rahatlamıyorsun? .
Yeah, and I'm not telling you this because I expect anything, so you can just relax, okay?
Evet ve bunu sana birşeyler umduğum için söylemiyorum, rahatlayabilirsin, tamam mı?
So I am halfway through chemo, and my doctor is very confident That I'm going to beat this, so you can all relax.
Kemo terapinin ortasındayım ve doktorum bunu atlatacağımdan emin, rahat olsun içiniz.
so, yeah. you can relax.
Evet. Rahatlaya bilirsin.
So, if you can relax your mind, you'll be able to relax your body.
Aklını rahatlatabilirsen, bedenini de rahatlatabilirsin.
Charlie, there's nothing you can do about it right now, so just breathe and relax.
Şu anda yapabileceğin bir şey yok, nefes al ve rahatla.
so you don't have to worry 27
so you know 208
so you are 73
so you know what 79
so you're fine 16
so young 116
so you lied to me 29
so you're leaving 30
so you're here 33
so you're good 22
so you know 208
so you are 73
so you know what 79
so you're fine 16
so young 116
so you lied to me 29
so you're leaving 30
so you're here 33
so you're good 22
so you can 39
so you see 221
so you know him 19
so you're saying 94
so you're staying 16
so you're okay 21
so you're not mad 16
so you're right 22
so you 433
so you say 133
so you see 221
so you know him 19
so you're saying 94
so you're staying 16
so you're okay 21
so you're not mad 16
so you're right 22
so you 433
so you say 133