Sophie traducir turco
5,947 traducción paralela
Sophie, what do you think?
Ne düşünüyorsun Sophie?
No way, Sophie.
Mümkünatı yok Sophie.
Sophie?
Sophie?
( Sophie ) Oh, uh... We better hurry before that rabbi comes back.
Haham gelmeden acele etsek iyi olur.
[Sophie barking] Come on, Caroline, teach me how to ride this thing.
Hadi Caroline, bana bu şeyin nasıl sürüldüğünü öğret.
How'd it go with Sophie?
Sophie'yle nasıl gitti?
Sophie, baby, this is hard.
Sophie, bebeğim bu çok zor.
Sophie, can I see you in the kitchen?
Mutfakta görüşebilir miyiz Sophie? Acele etsek iyi olur.
Director Sophie Lanfear has experienced the difficulties of filming arctic animals before.
Yönetmen Sophie Lanfear kutup hayvanlarını filme almanın zorluklarını daha önceden deneyimlemişti.
Sophie and Rolf have no choice but to sit it out.
Sophie ve Rolf un başka şansı yok.
Sophie and Rolf are forced to accept a second defeat.
Sophie ve Rolf ikinci yenilgilerini kabul ediyorlar.
Sophie is back in Canada, but now further north, where red foxes shouldn't be a problem.
Sophie Kanada'ya geri dönüyor, fakat bu kez daha kuzeye, kırmızı tilkilerin olmadığı yerlere.
Sophie and her team finally get their shot.
Sophie ve takımı nihayet çekimlerini yapıyor.
Ooh, that's Sophie's choice right there.
- Tam da Sophie'nin tercihi.
You know... Jesus, Sophie.
- Tanrım, Sophie.
Come on, Sophie.
- Hadi ama Sophie.
I'm going to call you Busywork because she's always doing busywork.
Sana Angarya diyeceğim çünkü Sophie sürekli angarya iş yapıyor.
Sophie.
Sophie.
Spoke to Sophie.
Sophie'yle konuştum.
And this is because of Sophie?
- Peki bu Sophie yüzünden mi?
Sophie!
- Sophie!
This is my friend Sophie there.
Bu, arkadaşım Sophie.
- It's Sophie.
- Benim, Sophie.
I'm sorry, Sophie.
Üzgünüm, Sophie.
Oh, Sophie.
- Sophie.
I'm really sorry, Sophie.
Gerçekten üzgünüm, Sophie.
Hey, Sophie. Hey.
Merhaba, Sophie.
She's with a guy who doesn't wanna be in a relationship, so it's a real treat for her.
- Sophie nerede? - İlişkide olmak istemeyen bir adamla birlikte yani onun için gerçek bir zevk.
- Hey, Sophie.
- Hey, Sophie.
Before we vote, I'd just like to point out in Sophie's Choice, she saved the boy.
Oy vermeden önce, "Sophie'nin Seçimi" nde, kızın oğlanı kurtardığına dikkat çekmek istiyorum.
HEY, Sophie!
Hey, Sophie!
Sophie has a surprise for me.
Sophie'nin bana bir sürprizi var.
Sophie!
Sophie!
I just got one question, Sophie.
Tek bir sorum var Sophie.
Fucking Sophie, shut the fuck up!
Sikik Sophie, çeneni kapat!
- Hi, Sophie!
- Selam, Sophie!
- I'm sorry, Sophie.
- Özür dilerim, Sophie.
We could tell them that, uh, Sophie once got all the girls in her class to show their vaginas to each other.
Onlara, bir kere, Sophie sınıfındaki bütün kızların birbirlerine kukularını göstermeye ikna ettiğini söyleyebiliriz.
- Do you remember that, Sophie?
- Hatırlıyor musun, Sophie?
Thank you, Sophie.
Sağ ol, Sophie.
Sophie, don't say "hate," okay?
Sophie, "nefret ediyorum," deme, tamam mı?
You, me, Frank, and Sophie are going to the beach.
Sen, ben, Frank, ve Sophie plaja gidiyoruz.
I don't have a bag for Sophie,
Sophie için çantam yok...
You know, I am way behind on Sophie's kindergarten applications.
Sophie'nin anaokulu uygulamalarının çok arkasındayım.
Sophie, can you finish your eggs, please, honey?
Sophie, yumurtanı bitirir misin, lütfen, hayatım?
Sophie, come on!
Hadi ama, Sophie!
Sophie.
Sophie!
Sophie, a corpse is a corpse.
Sophie, ceset cesettir.
SOPHIE LAUGHS That's definitely the closest yet.
Bu kesinlikle en yakını.
Sophie?
Sophie mi dedin?
Like you did with Sophie and Uli and Penny and...
Sophie, Uli, Penny ve şeye yaptığın gibi...