Specifically traducir turco
3,721 traducción paralela
Him specifically or...?
Belirli bir biçimde mi, yoksa...?
And this will be the new arena, specifically designed for chariot races.
Bu da "savas arabasi" yarislari icin ozel olarak tasarlanmis yeni arena olacak.
But I specifically didn't want you to keep it because I didn't want it to get out and guess what?
Ama ben, özellikle saklamanı istemedim çünkü dışarıya sızmasını istemedim ama tahmin et ne oldu?
I was talking to Donny about my party this weekend... and he specifically asked if you were going to be there.
Donny ile bu hafta sonu olacak parti hakkında konuşuyordum ve özellikle sizin orada olup olmayacağınızı sordu.
- You specifically said heart sculptures.
- Özellikle kalp heykelleri dedin.
Not you specifically, but like the universal you.
Sen derken seni kastetmedim, genel olarak konuşuyorum.
Actually they're asking for you specifically.
Aslında, özellikle seni istiyorlar.
Specifically, Ghent.
Özellikle, Ghent.
When you sneak into room 14 after I specifically told you room 13, that's because you clearly don't trust me, Jack.
Sana 13 dememe rağmen 14 numaralı odaya giriyorsan bu bana güvenmediğini gösterir Jack.
Well, I'm speaking specifically.
Ben özel olarak konuşuyorum.
Michael specifically said that he did not want one of those skanky Vegas ho weekends, and he hates strip clubs.
Micheal bana vaktini leş Vegas strip küplerinde harcamayacağını söyledi O oralardan nefret eder.
What's in the spray, specifically?
Hey, hey, hey. Spreyin içinde ne var?
They'd just started to train birds specifically for that race,
Kuşları o yarış için eğitmeye başlamışlardı,
You specifically.
Özellikle sen.
I just don't understand what his problem is with you specifically.
Sadece özellikle seninle sorunu ne anlamadım.
This matter specifically relates to your little... fancies in Rouen.
Bu bahis özellikle Rouen'daki küçük kaçamaklarınızı da ilgilendiriyor.
And in that document they say, very specifically that sugar is a major, if not the cause of chronic metabolic disease and obesity.
O belgede, şekerin kronik metabolik hastalıklar ve obezitenin tek nedeni olmasa da başlıca sebebi olduğu söyleniyor.
Naval, more specifically.
Donanma dersek daha doğru olur.
But going back, there's no way you can tell me that Molly is not going away with another man, especially when her grandmother specifically said she was not going out of town.
Geri dönecek olursak Molly'nin başka bir adamla gitmediğini söylemenin imkanı yok hele ki büyükanne özellikle şehir dışına çıkmadığını söylemişken. - Bunu nereden biliyorsun?
You brought home the one woman in the whole world your ex-wife specifically forbade you to see!
Koca dünyada eski karının görüşmeni özellikle yasakladığı tek kadını evine getirdin.
I mean, not you specifically, but someone?
Yani, özellikle sen değil ama, birisi işte.
Specifically the following.
Özellikle şu soru :
Uh, specifically to those who Anna leaves behind.
Özellike Anna'nın ardında bıraktığı kişilerle ilgili.
- I remember specifically closing that.
Özellikle kapalı olmaları gerektiğini.
Why 10 birds specifically?
Niye özellikle 10 kuş?
No. I specifically told the agency
Ajansa özellikle söyledim.
Specifically, I want to get on her computer, see if, "A," she's the one who sent you that email, and, "B," if she had anything to do with those videos from inside Carrie's house.
Böylece maili yollayanın o kız olup olmadığını ve Carrie'nin evden çekilmiş videolarla bağlantısını anlayabiliriz.
I just spoke to counter intelligence about you, specifically with Major Putek.
Az evvel senin hakkında karşı istihbaratla, bizzat Binbaşı Putek ile görüştüm.
Specifically, two-thirds of them?
3'te 2'si mi?
I mean, he didn't say specifically what.
Yani, tam olarak ne olduğunu söylemedi.
I specifically tried to talk her out of getting wrapped up in my selfish scheme.
Özellikle bu bencil oyuna bulaşmaması için ona çok ısrar ettim.
You killed Catholics? Not specifically.
- Katolikleri mi öldürdün?
We had a conversation where I specifically mentioned that.
Bu konu üzerine bir konuşma yapmıştık.
These are the sides of us that we hide beneath what he calls the persona, and in applying these theories to anthropology, specifically the study of human behaviour...
Bu, onun kişilik dediği şeyin altında sakladığımız yanlarımız... Ve bu teoriyi antropolojiye, özellikle de insan davranışlarına uygularsak...
Not specifically.
- Özellikle değil.
Specifically? How's it going to work?
Tam olarak nasıl işliyor?
In this case specifically?
Özellikle bu durumda da mı?
I need you to get into Jordan's system and see if he was working on anything specifically to do with Navarro.
Jordan'ın sistemine girmen ve özellikle Navarro'yla ilgili bir şeyler üzerinde çalışıp çalışmadığına bakman gerek.
You were told specifically to join us at the warehouse.
Sana bizimle depoda buluşmanı açıkça söylemiştik.
Maybe they chose Alvarez specifically because of her proximity to the groom.
Belki Alvarez'i damada çok yakın olduğu için özellikle seçmişlerdir.
I was, specifically how the hell did she find you out there?
Tam olarak sizi orada nasıl bulduğunu soruyordum.
- I told you specifically...
Yabaniler. - Size özellikle söyledim...
He specifically wanted me to tell each one of you that he loved you and he was thinking of you guys up until the end.
Her birinize sizi sevdiğini ve son ana kadar sizleri düşündüğünü söylememi istedi.
We specifically made sure.
O konudan özellikle emin olduk.
Why me specifically?
Neden ben, özellikle?
I specifically said that.
- Özellikle bunu söyledim.
You were specifically ordered not to go to Gallipoli.
Size özellikle Gelibolu'ya gidemeyeceğiniz söylenmişti.
That bed is specifically designed for me.
Ve o yatak benim için özel olarak tasarlandı.
- I specifically told him not to.
- Ona özellikle söylememesini belirtmiştim.
Some Mutt comes blazing through Bear Valley, leaving... behind three dead bodies, one specifically left on our property, and then vanishes.
Bir it Bear Vadisini kasıp kavuruyor, arkasında üç ceset bırakıyor. Özellikle bir tanesini de bizim arazimize bırakıyor ve sonra kayboluyor.
Specifically, right.
Özellikle sağ dizimin.