State police traducir turco
1,020 traducción paralela
Well, if I've got you pegged, and I think I have you're calling the State Police.
Doğru anladıysam, ki öyle sanıyorum, Eyalet Polisi'ni arayacaksın.
You notifying the State Police?
Eyalet Polisi'ne mi haber veriyorsunuz?
Notify the State Police to meet you at the Deemer place.
Eyalet polislerine de haber ver ve Deemer'ın yerinde buluşalım.
Notify the State Police?
Eyalet polisine mi?
Just call the State Police.
- Biliyorum. Eyalet polisini çağırmam.
- And have him call the state police.
- Eyalet polisini aramasını söyleyeceğiz.
- That's the state police.
- Bu eyalet polisinin numarası.
Marriage is the comfortable way to spend the winter, but right now we should be working on some good story to satisfy the State Police if they should turn up.
Evlilik, kışı geçirmek için iyi bir yoldur. Ama şimdi Eyalet Polisi gelirse, onlara anlatacak iyi bir hikaye uydurmamız gerekiyor.
I'll dig him up but we'd better get it done before Calvin Wiggs gets the state police snooping around here.
Calvin Wiggs eyalet polisini buraya getirmeden önce işi bitirmeliyiz.
Maybe you'd like the State Police to sweat it out of you.
Belki polisin seni konuşturmasını yeğlersin.
Selena... you've got to call the State Police.
Selena, eyalet polisini aramalısın.
Hospital authorities wish to emphasize the fact the man is not dangerous : He needs help : Please communicate with the state police :
Hastane yetkilileri hastanın tehlikeli olmadığını,... yardıma ihtiyacı olduğunu, görenlerin polise haber vermelerini iletti.
But we'll have to keep her under sedation until the state police arrive.
Ama polis buraya gelene kadar onu kontrol altında tutmalıyız.
Suppose you tell me everything you told the state police plus, everything you didn't tell the state police.
Bana eyalet polisine anlattığın her şeyi anlat. Ayrıca onlara anlatmadıklarını da anlat.
Why didn't you call the state police before you went to the bar?
Bara gitmeden önce neden eyalet polisini aramadınız?
- State Police.
- Eyalet polisi.
We are very proud to have the overflow of the State Police Convention.
Eyalet Polisi toplantısını burada yapmaktan onur duyuyoruz.
What I meant was that I'm with the State Police here, and when I'm with them, I'm with someone, but right now I'm on my own.
Demek istediğim Eyalet Polisiyleyim, ve... onlarlayken biriyle olmuş oluyorum, ama şu anda yalnızım.
That was the State Police, Morey.
Eyalet polisiydi, Morey.
State police. Lieutenant Sampson.
- Devlet polisi komiser Sampson.
From state police headquarters on that query you sent them.
Eyalet polisinden geliyor... -... gönderdiğiniz sorgulamayla ilgili.
Should I call the state police?
Eyalet polisini arasam mı?
- Marvin, state police call in yet?
- Marvin, Eyalet Polisi aradı mı?
State police got a gas station attendantin Riverdale.
Eyalet polisi Riverdale'de bir benzin istasyonuna baskın yaptı.
The state police have blocked the roads and closed the airports.
Eyalet polisi yolları ve havaalanlarını kapattı.
This is Sheriff J.W. Pepper, Louisiana State Police.
Ben Şerif JW Pepper, Louisiana Eyalet Polisi.
Sheriff J.W. Pepper, Louisiana State Police.
Şerif JW Pepper, Louisiana Eyalet Polisi.
Police, who have issued a 10-state alarm described it as the biggest train robbery in American history and by the apparent speed with which it was executed, the best-planned.
Polis 10 eyalette alarm verdi. Amerikan tarihinin en büyük tren soygunu olarak nitelendirilen ve zahirî hızla gerçekleştiren, ustaca planlanmış bu soygun için.
Police state that the harbor freeway outbound is heavily congested from the interchange to the Washington Blvd. exit, due to a traffic accident. Now, that's just great.
Eyalet polisi limana giden otoyoldaki trafiğin Washington Bulvarı çıkışındaki üst geçitte yaşanan bir trafik kazası nedeniyle çok sıkışık ilerlediğini bildirdi.
A policeman's job is only easy in a police state.
Polislerin işi sadece despot bir ülkede kolaydır.
I know you were on the police force... had a session with the State Crime Committee... and you got a year for contempt.
Eskiden polistin biliyorum... Eyalet Suç Komitesi'nde davan vardı ve hakaretten 1 yıl yedin.
- This isn't a police state yet.
- Burası bir polis devleti değil henüz.
Miss Golightly, this time I'm not only calling the police, but the fire department and the New York State Housing Commission, and, if necessary, the Board of Health!
Bu sefer polisi çağırıyorum, itfaiyeyi de, New York iskân işleri komitesini de, gerekirse sağlık bakanlığını da!
Thus began the rivalry between police and carabinieri, and other state law enforcement agencies.
Polis, jandarma ve diğer kolluk kuvvetleri arasındaki rekabet bu şekilde başlamış oldu.
Then, Lieutenant Gerard, with your reputation as one of the most brilliant police officers in the state, you were forced to conclude that there never was a one-armed man.
O zaman Teğmen Gerard, eyaletteki şöhretli amirlerden biri olarak asla tek kollu biri olmadığı sonucuna mecburen vardınız.
- This is a police state, Mr. Heitz they don't have to give reasons.
- Bu adli bir vaka Bay Heitz. Bir sebep belirtmelerine gerek yok.
What, do you think one runaway boy justifies setting up a police state in Monterey County?
Bu ne şimdi, kaçak bir çocuk... Monterey County'de polis devleti kurulduğunu mu doğruluyor?
Oh, look at the state... call the police. They have a very firm policy towards murderers.
Katillere karşı sıkı tedbirleri var.
Is there any rule under which Mayor Daley can be compelled... to suspend the police state terror perpetrated this minute... on kids in front of the Conrad Hilton?
Belediye Başkanı Daley'in şu anda Conrad Hilton'ın önündeki çocuklara uygulanan polis terörünü durdurabileceği bir kural var mı?
Down with the police state!
Polis devleti yıkılsın!
It seems the police know and use them as auxiliaries to maintain order for state visits.
Belli ki polis onları tanıyor ve yardımcı olarak kullanıyır devlet ziyaretlerinde düzen sağlamak için.
If we fight... all day long... with the police... we must also fight... the police state's press.
Tüm gün polisle mücadele edersek aynı zamanda polis basınıyla da mücadele etmeliyiz.
We'll leave before the police put us all in Rockland State.
Polis hepimizi Rockland'a tıkmadan önce buradan çekip gidelim.
I had a police escort across the state line... because my wife happens to be having a set of twins.
Bütün eyaleti polis eskortunda geçecektim. Karım ikiz doğuruyor çünkü!
Police believe the four may still be in the New York City area but expect them to try to leave the state within the next 48 hours.
Polis bu dörtlünün hala New York civarında olduğunu düşünüyor ancak eyaletten 48 saat içinde ayrılmaları bekleniyor.
This isn't a police state yet.
Henüz polis devleti olamadık.
The police never checked on out-of-state cars.
Polis eyalet dışı arabaları hiç kontrol etmedi.
You live in a police state.
Evet. Sizinki bir polis devleti.
In a police state the police are always busy.
Bir polis ülkesinde, polisler her zaman meşguldür.
Police now officially state that the new weapon of devious foreign manufacture, known as the splurge gun, is now being widely used by the mobster gangs.
Polisin yaptığı açıklamaya göre yabancı yapımı olan bu silahların çeteler tarafından yaygın olarak kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Şimdi muhabirimiz Seymour Scoop'a bağlanıyoruz.
Equipment that would cost the state as much as one year of police and carabinieri budgets.
Bu gördüğün ekipman devlete, devletin polise ayırdığı bir yıllık bütçeye mal olurdu.
police 2934
policeman 131
police radio chatter 156
police officer 89
police department 47
police headquarters 23
police business 60
police officers 47
police brutality 32
police emergency 18
policeman 131
police radio chatter 156
police officer 89
police department 47
police headquarters 23
police business 60
police officers 47
police brutality 32
police emergency 18
police station 39
police radio 17
policemen 33
police work 25
police reports 18
state 227
states 112
statement 42
staten island 40
state of the art 33
police radio 17
policemen 33
police work 25
police reports 18
state 227
states 112
statement 42
staten island 40
state of the art 33