Steely traducir turco
129 traducción paralela
Steely!
Çelik gibi!
They're all strong and steely.
Yeni üyeler... hepsi de çelik gibi...
Doesn't seem much point in blowing the whole job now just as your skill and steely nerve brought you down safely.
Tüm işi mahvetmenin bir önemi yok gibi görünüyor. Sağlam cesaretin ve hünerin bizi yere sağ salim indirdi tabii.
- How steely our people are, eh?
- Bizim millet demir gibi.
Headquarters, this is Steely.
Merkez, ben Steely.
And you, sir, are a steely-eyed missile man.
Bayım, siz kararlı bir roket mühendisisiniz.
Oh, what steely muscles you've got there.
Çelik gibi kaslarını yesinler senin.
Spare me the chatter, my steely centurion.
Gevezeliği keselim, benim çelik Centurion'um.
Make my soul a steely sword.
Ruhumu çelik bir kıIıç gibi yap.
And she does it all with that that steely gaze, you know?
Ve bütün bunu şu... şu çelik gibi olan bakışıyla yaptı, biliyor musun?
But having witnessed my use of mechanology thus far don't you think I'd devise something for my lower body that was hard-pumping and indefatigably steely?
Makinelerin kullanımına tanık olunca, alt yarımın yerini tutacak birşey bulacağımı tahmin edersiniz. İyi pompalayan ve çelik gibi birşey.
You know, that steely gaze, that pointed silence.
Buz gibi bakışlar, imalı sessizlik.
No Black Sabbath, no Steely Dan, no Boston, and no Queen.
Black Sabbath, Steely Dan, Boston ve Queen olmaz.
These are the same people who sort their garbage, jog with their dogs and listen to Steely Dan.
Bunlar, çöplerini ayıran köpekleri ile dolaşan, ve Steely Dan'i dinleyen insanlar işte.
With steely veins running down it.
Boydan boya çelik gibi damarlarla kaplı.
With steely veins running down, hair sticking out like wire, and those tough toenails!
Boydan boya çelik gibi damarlarla kaplı. Kıllar kablo gibi fışkırıyor. Hem şu sert tırnaklar!
But looking at those steely veins I am reminded of Dull's dad, Bing.
Fakat çelik gibi damarlarını görünce aklıma McDull'un babası Bing geliyor.
Very muscular with steely veins running down.
Oldukça kaslı. Boydan boya çelik damarlarla kaplı.
- I've got some Steely Dan...
- Stealy Dan var.
"... and the light played on his steely, sunkissed buttocks "?
"Ve ışıklar açıldı, çelik gibi sağlam bir güneş öpücüğü verdi"?
You gotta be steely.
Çelikten yapılmış olmalısın.
You'll be the kid in the back with a beard and a racing form... babbling incoherently about Steely Dan.
Sınıfın arkasındaki sakallı çocuk olacaksın! Steely Dan'i mırıldanacaksın.
You can tell by the firm-set jaw and the look of steely determination.
Beni sert hatlı çenemden ve çelik gibi azimli ifademden tanıyabilirsiniz.
A steely determination in her eyes... like a latter day Joan of Arc, going off to fight in the Crusade.
Gözlerindeki çelik gibi sağlam kararlılık... Joan of Arc'ın son gününde, Haçlı Seferinde savaşa gidişine benziyor.
Skinny, steely fingers at my wrist.
Bileğimde ince ve güçlü parmaklar hissettim.
It's a Steely Dan.
Bir Çelik Osman buldum!
Oh, you know. Not steely. Not brassy.
Çelik değil, pirinç gibi değil, bir çeşit...
I mean I knew you were talented, but I had no idea that under that shy, sweet exterior was such steely confidence!
Yetenekli olduğunu biliyordum ama o utangaç, tatlı görünümün altında böyle güçlü bir kendine güven olduğunu hiç bilmiyordum.
Turning my unbearable guilt into steely resolve.
Dayanılmaz suçluluk duygumu, bu işi çözmek için azme dönüştürüyorum.
And finally one day you announced with steely determination,
Ve nihayet sert bir kararlılıkla açıkladın,
Steely Dan would never even have a chance.
Steely Dan'in bu zamanda hiç şansı olmazdı.
Well, maybe it's'cause Steely Dan gargles my balls.
Belki de sorun Steely Dan'dedir.
Old Steely Dan.
Eski Steely Dan.
If I ever listen to Steely Dan, I want you to slice my head off with an Al Jarreau LP.
Steely Dan dinlersem başımı Al Jarreau plağıyla doğra.
It is the women of Rome with their steely virtue and chaste morals who have conquered the world.
Çelik gibi erdemleri namus ve ahlaklarıyla, dünyayı fethedenler Roma'nın kadınlarıdır aslında.
I think her identity as a steely-eyed viper jock is the only thing holding her together.
Bence onun çelik gözlü Viper jokeyi kimliği, onu bir arada tutan tek şey.
Faced with a table full of unsavory poker players, Emerson Cod summoned a steely bravery acquired from years of P.I. work, as he questioned what was, for him, the group's most intimidating player - -
Yıllardır çalıştığı özel dedektiflik işinden edindiği çelik gibi cesaretini toparlayarak, Emerson Cod, bir masa dolusu nahoş poker oyuncusundan onun için grubun en korkutucu oyuncusunu sorguya çekti.
She's a steely-eyed killer.
Bu kız çelik yürekli bir katil.
That his steely gaze can cool a room by five degrees?
Çelik gibi bakışlarıyla odanın buz tuttuğunu?
( "do it again" by steely dan playing ) it's an academic scholarship. gonna pay for my grad school.
Lisans üstü okullar için ödenen akademik burs.
In the cold, dark night before the battle when the steely fangs of evil are sharpened and poised to strike the hero must go and face his greatest challenge alone.
Kötülüğün çelik gibi sert dişlerini bilediği ve saldırmaya hazırlandığı savaştan önceki o soğuk ve karanlık gecede kahraman en büyük mücadelesine tek başına gitmek zorundadır.
Steely Dan.
Steely Dan.
Struggling with her own illness, she defended her discoveries with steely determination.
Bir yandan hastalığıyla mücadele ederken, diğer yandan bulgularını çelik gibi bir iradeyle savundu.
I totally understand that as captain of the football team... you've worked really hard to project an appearance of steely toughness.
Futbol takımının kaptanı olarak, kendine çelik gibi sert bir görüntü yansıtmak için çok uğraştığını anlıyorum.
For the steely caress of your cold robot pinchers. Well, let's let him choose.
- Bırakalım da kendi karar versin.
I Bet he's untying lana, taking Off her ball gag, and she's Looking up into his steely blue Eyes and parting her moist lips...
İddiaya varım ki Lana'yı çözüp, Ağzındaki tıkacı çıkarmış ve Lana onun çelik mavi gözlerine bakarken dudaklarını aralayıp...
There he is - the steely, grizzled veteran... ready to do battle with the plucky upstart.
İşte burada! Çelik gibi, kırları çıkmış eski kurt cesur sonradan görmeyle karşılaşmaya hazır.
But he can't turn that steely determination Into an iron grip...
"Demir tutuş" için daha fazla yere gerek yok...
Did you take my Steely Dan CD?
Benim Steely Dan CD'm sende mi?
With steely nerve...
Çelik gibi bir iradeyle...
That steely gaze...
Nasıl yapıyorsun, aynalarla mı?