Stinker traducir turco
155 traducción paralela
Don't be a stinker.
Korkaklık etme.
The old stinker.
Pis bunak!
I think you're a bit of a stinker, too.
Bence sen de biraz kokuşmuşsun.
Old Stinker!
Yaşlı keçi!
Oh, why do I have to have such a stinker for a son?
Ben, idare edebileyim diye bana biraz para yolladı. Phil dayım sayesinde bir iş de buldum.
I often wish you weren't such a stinker.
Keşke böyle alçak olmasaydın diyorum sık sık.
- He's a little stinker.
- O küçük bir gıcık.
The other times you're just a stinker.
Diğer zamanlarda adi adamın tekisin.
Stinker.
- Sinir şey. - Ne!
You're a real creep, you stinker
Seni köpek.
- You stinker! He's the picture of health ;
Oldukça sağlıklı görünüyor.
Given enough ointment, there's always a fly. Given enough presents, there's bound to be a stinker.
Çekilmez insanlar daima olacağı gibi gelen onca hediye içinde de kalitesiz bir şey çıkması da kaçınılmazdır.
A real stinker.
Tam bir pislik.
- I want my girl down here! - You stinker!
Kokuşmuş herif!
Every studio in town turned this stinker down. Go ahead, make it.
- Kasabadaki her stüdyo iğrenç bir hal aldı.Bekleme, yap onu
If the picture before the preview is a stinker, then your picture gets off to a good start.
Senin özel gösteriminden önceki film kötüyse... senin filmin iyi bir başlangıç yapar.
I'm a real stinker.
Ben kokuşmuş herifin tekiyim.
A real stinker.
Berbat bir herif.
What's Stinker from Morbach doing here?
Morbachlı gübre toplayıcısının burada ne işi var?
This little stinker's a fireball.
Bu ufak serseri mermi gibi. MİG avlayabiliyor.
What a stinker! Spit in his eye.
Oyunbozan!
Never mind him, he's always been a stinker.
Kafanı takma, o hep oyunbozanlık eder.
Ha, ha what a stinker, don't know how you all stand it.
Ha, ha ne gıcık adam. Buna nasıl katlanıyorsunuz, anlamadım.
You're just being a stinker.
Alfred, gıcıklaşıyorsun.
Right, and I shall go on being a stinker until I've evened up the score.
Doğru, skoru eşitleyene kadar gıcık biri olmayı sürdüreceğim.
I haven't been sweet about it. You've been a stinker some of the time.
Hiç de tatlı değildim.Tamam arada bir pislik gibi davrandın.
- Arthur, you're an absolute stinker.
- Arthur, iğrençsin.
Ah, get out of it, stinker.
Ah, git buradan gıcık şey.
- Stinker.
- Çok gıcıksın.
You're a stinker, and you stink.
Pis herifin tekisin. Kokun ta burnuma geliyor.
And you know why you brought that other stinker?
Biliyorsunki başka biri ile geldiğinde yapamayacağımı?
Bobo's let a real stinker!
Bobo çok fena ezdi!
It's just as well he's not the king, because he's a real stinker.
Aslında kral olmaması çok iyi olmuştur, çünkü gerçekten iğrenç kokar.
- Be a thinker, not a stinker.
- Düşünen adam ol, kokan adam değil.
Stinker Watts!
Pis kokulu Watts!
Stinker.
Pislik.
Listen, Withnail. It's a stinker.
Bak Withnail, hava iyi değil.
You stinker!
Seni gıcık!
You're a real stinker, Rose.
Gerçekten gıcıksın, Rose.
Rotten little stinker.
Seni küçük kokuşmuş soytarı.
- Yeah. Ain't I a stinker?
- Evet, kötü durum.
What are you looking at, stinker?
Neye bakıyorsun, gıcık?
- Where's the stinker?
- Nerede bu sinir bozucu tip?
It's Suffering Succotash by a neck... over Yabba-Dabba-Do, Ain't I a Stinker, and That's All Folks.
Suffering Succotash, over Yabba-Dabba-Do`nun bir ayak önünde ain't I a Stinker ve That's All Folks onların hemen peşinde...
My spray's a real stinker!
Benim fısfıs tam bir rezalet.
Little stinker.
Küçük pislik.
That dirty little stinker. That little rat.
Küçük pis sıçan.
She's a stinker.
Kötü kokuyor.
30 seconds till your Little Stinker sketch.
- Küçük Gıcık skeçine 30 saniye kaldı.
- Happy birthday, dear Roxy - Happy birthday, dear stinker
- Mutlu yıllar sevgili kokarca!
I'm not a stinker and I know it's mine.
Hiç şüphen olmasın.