Stronger traducir turco
7,804 traducción paralela
She's stronger. Braver...
Cesur... açık.
If Russia tries to capture Norway, she sees that the train Norwegians for freedom immeasurably stronger than all weapons of the world.
Şayet Rusya, Norveç'i ele geçirmeye kalkışırsa görecek ki Norveçlilerin istiklal için olan arzusu dünyadaki tüm silahlardan daha güçlüdür.
- Stronger? - Mm.
Daha mı güçlü?
Mr. Cha is a lot stronger than you think.
– O zayıf değil. Bay Cha düşündüğünden daha güçlü.
If you don't want to lose your consciousness to a false image, if you don't want to lose the people precious to you, you have no choice but to become stronger.
Eğer sizin için kıymetli olanları kaybetmek istemiyorsanız, güçlenmelisiniz.
So I will become stronger to the point I don't need an existence like Se Gi.
Bu yüzden yeterince güçleneceğim ki artık Se Gi'ye ihtiyacım kalmayacak.
You said that you will become stronger.
Daha güçlü olacağını söyledin.
Well, I may have my issues, but they only make me stronger.
Sorunlarım olabilir ama bunlar beni anca güçlü kılar.
The wind is growing stronger, so don't think about coming tomorrow.
Rüzgar sert esmeye başladı. Yarın geleyim deme!
Hand down something stronger but more dignified.
Biraz daha sert olsa bile asil bir şey olsun.
They wouldn't need a horse, if it was someone stronger.
Güçlü biri olsaydı ata ihtiyacı olmazdı.
He will kill every single one of us without hesitation or remorse, and B613 will thrive, stronger than ever.
O her birimizi tek tek yakalayıp öldürecek durup düşünmeden ve pişman olmadan. B613 genişliyor. Eskisinden dahada kuvvetli olarak.
I learned that Omec become stronger as they age.
Omec'lerin yaşlandıkça güçlendiklerini öğrendim.
If I had been stronger, she'd be alive.
Daha güçlü olabilseydim, hayatta olacaktı.
Maybe it made her stronger?
Belki bu onu güçlendirmiştir.
So today, we give thanks to our brave leaders, knowing we are stronger and prouder, and better.
Bugün, cesur liderlerimize teşekkürlerimizi sunarken daha güçlü, daha gururlu ve daha iyi durumda olduğumuzu biliyoruz.
The people that that this would free are a million times stronger than him and us, and don't get me started on the fun they would have with a newly human Elena.
Kurtaracağın bu insanlar Kai'den de bizden de milyon kez daha güçlü. İnsan olma adayı Elena ile nasıl eğleneceklerini söylemiyorum bile.
You have to let yourself drown in it, but then eventually, you'll start to swim, and every single breath that you fight for will make you stronger.
Önce kendini o suda boğulmaya bırakmalısın. Ama eninde sonunda yüzmeye başlayacaksın ve aldığın her nefes seni daha güçlü biri yapacak.
His armies were stronger.
Onun orduları daha güçlü.
Am I stronger by taking Condé's head and making him a martyr?
Onu mağdur gösterecek şekilde kafasını almak için güçlü müyüm?
Stronger.
Daha güçlü.
I was stronger without you. Where?
- Sen yokken daha güçlüydüm.
Weeds are stronger than they seem, a threat to what must blossom.
Otlar göründüklerinden güçlüdür. Açacak çiçeklere karşı tehdittir.
Only this is about a thousand times stronger.
Ama bu yaklaşık bin kat daha güçlü.
A meteor impact is thousands of times stronger.
- Meteor darbesi bin kat daha güçlü.
We had a stronger connection.
Daha güçlü bir bağımız vardı.
Whatever is happening to me, I am stronger. I'm faster.
Bana ne oluyor bilmiyorum ama daha güçlü ve hızlıyım.
If anything, the Life Force in me is stronger.
Olduysa bile, sadece beni daha da güçlendirdi.
These hands, they have turned stronger men into squealing pigs who would turn in their own children.
Bu eller, güçlü bir adamın elinden kendi çocuklarını domuz gibi cıyaklatacak ellere dönüştü.
Signal's definitely stronger here.
- Sinyal bu tarafta kesinlikle daha güçlü.
And stronger.
Şimdi daha güçlü.
Stronger.
Daha da güçlü.
Until I met a man called Vincent, who was bigger and stronger than anyone else.
Ta ki şu, herkesten daha büyük ve güçlü olan Vincent Erskine denen adamla tanışana dek.
Yeah, I am. It's a stronger case.
Daha güçlü bir dava.
Luciano knows he needs stronger representation at the Commission, and until he can find his way out of prison, he'll have to name an acting boss of his family.
Luciano, komisyonda daha güçlü bir fikir belirtme gerektiğinin farkındaydı ve hapishaneden çıkana kadar ailesinin başına geçecek lideri seçmeliydi.
I guess it made my legs stronger, my back stronger.
Sanırım bu, bacaklarımı ve sırtımı kuvvetlendirdi.
'And sometimes you end up stronger at the broken places.'
Bazen en kritik anlardan güçlenmiş bir şekilde çıkarsın.
A swarm of ever more violent, ever more stronger earthquakes. I just don't know how else to put it.
Deprem sokaklarda kaos bir sürü neden olmuştur.
Like I told you all when we first crashed here and escaped Fort Rozz, we are stronger together.
Fort Rozz'dan kaçıp buraya geldiğimiz ilk zamanlarda söylediğim gibi birlikte daha güçlüyüz.
It means, "Stronger together."
Anlamı da, "Birlikte daha güçlüyüz."
My niece, she is stronger than I thought.
Yeğenim, sandığımdan daha güçlü.
This marking... felt like it made the eviction stronger.
Bu işaret, çıkarmayı yaptı gibi geldi.
Claire is stronger than I thought, and bombing Gabriel will make her stronger still if the archangel died in the blast.
Claire düşündüğümden de güçlüymüş ve Gabriel'i bombalamak onu daha güçlü yapacaktır. Tabii, Baş Melek patlamada ölmüşse.
So what bond is stronger than all of this?
Tüm bunlardan güçlü olan bağ nedir?
Alex, a dyad is far stronger than any eight-ball.
Alex, bir çift canlı herhangi bir sekiz toptan epey güçlüdür.
I think the bouquet had stronger feelings for William than you did.
Bence çiçek buketinin William'a karşı senden daha güçlü hisleri vardı.
I'm starting to think about how much stronger I would be if I hadn't grown up inside these walls.
Bu duvarların içinde büyümeseydim ne kadar güçlü olacağımı düşünmeye başlıyorum.
Counselors. Call the police or bring me stronger evidence of an arrest.
- O haklı, polisi arayın yada bana tutuklamayla ilgili daha güçlü delillerle gelin.
Nothing stronger than aspirin.
Aspirinden güçlü bir şey yok.
You are stronger than you think.
Sen düşündüğünden daha güçlüsün.
You have to become stronger.
Eğer bilincinizi kaybetmek istemiyorsanız, güçlenmelisiniz.