Student traducir turco
12,439 traducción paralela
Another girl, Lucy Maxley, a student is attacked on her way back from her boyfriend's house.
Diğer bir kız, Lucy Maxley, öğrenciydi ve erkek arkadaşının evinden dönerken saldırıya uğradı.
Maxley spirals out of control, kills Calgys a foreign student and part-time sex worker.
Maxley kontrolden çıkıp yabancı bir öğrenci olan ve hayat kadınlığı yapan Calgys'i öldürdü.
- Also Matthew Kimlee, Stuart Gale, James Royce, Graham Hayes, all back as potential murder suspects for the attacks in the'90s and on Maxley... as a student.
- Ayrıca Matthew Kimlee, Stuart Gale James Royce, Graham Hayes, 90'larda öğrenci olan Maxley'e yapılan saldırıda muhtemel şüpheli konumunda.
You have a student credential.
Öğrenci giriş iznin var.
And I write for the student paper called The Bugle.
The Bugle adında bir öğrenci gazetesine yazıyorum.
Not for a thesis by an old student in Ward 3?
3. Koğuştaki moruk öğrencinin tezi için falan değil mi?
You were a student.
Siz öğrenciydiniz.
Not until I put a dent in my student loan or a good staff job comes along.
Öğrenim kredimi ödeyip kadrolu bir iş bulana kadar gidemem.
I spoke to his foster parents, and they said that he's a good student, always followed the rules until he ran away.
Koruyucu ailesiyle konuştum dediler ki ; iyi bir öğrenciymiş, kaçmasına kadar bütün kurallara harfiyen uyuyormuş.
If ratings are a PD's report card, then the KCC is like the student profile.
Bir PD için, reytingler karne gibiyse KCC de öğrenci disiplin komitesidir.
Well, I feel like... a head of family with elementary, junior high, and high school student kids that has suddenly become unemployed.
Nasıl desem, bu... İlkokul, ortaokul ve liseye giden çocukları olan bir aile reisinin ansızın işsiz kalması gibi.
So when you first lay eyes on a young Asian student, she might register as... The stereotypical Asian overachiever...
Genç Asyalı bir öğrenci görünce, ilk aklınıza gelen beklenenden daha başarılı biridir.
His student volunteers form a single social network divided into four separate groups.
Gönüllü öğrenciler farklı guruplardan oluşan sosyal bir ağ oluşturuyor.
Every student's goal is to make as much money as possible.
Her bir öğrenci olabildiğince çok para kazanmalı.
After each round, each student has the option of moving seats.
Her oyun sonunda oyuncunun koltuk değiştirme seçeneği var.
Is there one for student council?
Öğrenci konseyi için de var mı?
Yes, absolutely, are you on student council?
Evet kesinlikle, öğrenci konseyindeki görevin nedir?
I was going to accept him as my student...
Öğrencim olarak kabul edecektim.
You're his son and you're my number one student, right?
aynı zamanda bir numaralı öğrencimsin değil mi?
Student stands up in a cosmology lecture and says,
Öğrenci kozmoloji dersinde ayağa kalkar ve
- Sir, I am a student I am a student, sir!
- Efendim, ben öğrenciyim öğrenciyim, efendim!
I'm a college student, Sir.
Üniversite öğrencisiyim, efendim.
He was our top student!
O bizim en iyi öğrencimizdi!
He was my best student
O benim en iyi öğrencimdi.
Write the student's name here, in capital letters
Öğrencinin adını buraya büyük harflerle yazın.
The student has become the master!
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
So a couple of semesters ago, a student came up to me after class and said, " professor,
Bir kaç dönem önce, bir öğrenci sınıfa girdi ve...
I'm late on my last two student loan payments, and I can't get Gideon to give me a raise.
Son iki öğrenci kredi taksitimi ödeyemedim ve Gideon'dan maaşıma zam yapmasını sağlayamadım.
Because he's too busy plunging it into a 22 year-old grad student who he... apparently is also his cycling buddy.
Çünkü 22 yaşındaki bir üniversite öğrencisine sokmaktan dolayı çok meşgul. Görünüşe göre bir de bisiklet arkadaşıymış.
Laura, Laura, I-I care about you as a student, and I'm sorry if you misunderstood.
Laura, seni bir öğrencim gibi önemsiyorum... Eğer bunları yanlış anladıysan özür dilerim.
A student at archer university.
Archer Üniversitesi'nde öğrenci.
She was a student at archer university and worked at a diner near campus.
Archer Üniversitesi'nde öğrenciymiş ve kampüsün yakınındaki bir lokantada çalışıyormuş.
Do you want to be a student forever, Mr. Bray?
Sonsuza dek öğrenci kalmak mı istiyorsunuz Bay Bray?
A long time ago, there was a student at the Academy.
Uzun zaman önce Akademi'de bir öğrenci vardı.
Sir, this is my student card from Engineering College.
Efendim, .. bu benim mühendislik fakültesi öğrenci kartım.
The first student I choose is Shizuko.
Seçtiğim ilk öğrenci Shizuko.
So he made a plan... an attack at his high school, a school whose student population included the sons and daughters of many members of congress.
Böylece bir plan yapmış. Gittiği liseye bir saldırı... Kongre üyelerinin kızları ve oğullarının öğrenci olduğu okula.
I was a student volunteer for Oxfam.
Oxfam'da gönüllü öğrenciydim.
- How did they... Our accounts are linked because of my student loans.
Öğrenci kredilerim yüzünden hesaplarımız bağlantılı.
... transfer student. He only started a few weeks ago.
Birkaç hafta önce başlayan nakil öğrenciydi.
Holly, the information you share with us right now could keep another student or teacher from being shot.
Holly, şu an bize vereceğin bilgiler başka bir öğrencinin ya da hocanın vurulmasını engelleyebilir.
"Student of the month"! Wow.
"Ayın Öğrencisi"
I'm Student of the Month for 48 consecutive months!
48 ay üst üste ayın öğrencisi seçildim.
She was an ex-student of mine... graduated in'09.
09'da mezun olan eski bir öğrencimdi.
A former student of your university.
Üniversitenden eski bir öğrenci.
- He was my student, Scottie.
- O benim öğrencimdi Scottie.
When I was in junior high, we had an exchange student stay with us.
Ortaokuldayken bir değişim öğrencisi bizim evde kalmıştı. Suki.
And afterwards, a student came up to me and it was the usual, "I love you, I love the show, you inspire me."
- Sonrasında bir öğrenci geldi ve klasik, "Seni seviyorum, diziyi seviyorum, bana ilham veriyorsun."
With a teacher that boasts a lot, the student will exaggerate a lot too.
Böbürlenen bir hocanın öğrencisi de böbürlenir tabii.
Gosh, the teacher is more nervous than the student.
Aman be hocası da öğrencisinden daha gergin.
The student smiles and he says,
Öğrenci gülümser ve