Termites traducir turco
370 traducción paralela
Not too loud, you'll wake up the termites.
O kadar bağırma. Beyaz karıncaları uyandıracaksın.
I'd like to hear it played before the termites get at it.
Karıncalar yemeden sesini duymak isterim.
Brought up the river with great difficulty, just keep it dusted and see that the termites don't get at it.
Zorluklarla nehirden buraya getirttiğin, tozunu alacağın ve karıncaların yiyemeyeceği bir şey.
I'm sure it was not the tree. Are the termites that are assimilating.
Eminim ki termitlerin asimile ettikleri, ağaç değildi.
- Termites.
- Karıncalar.
- Termites?
- Karınca mı?
The termites of sin and depravity, gnawing at his soul.
Günahın ve ahlaksızlığın böcekleri ruhunu kemirmekte.
So two days ago the residence was tented for termites.
Yaklaşık iki gün önce ev sahipleri termitlerden dolayı tenteletmişler.
You mean termites?
Akkarınca mı demek istediniz?
Their ideal here, in Alphaville is a technocracy, like that of termites and ants
Burada, Alfakent'teki ideallleri bir tür teknokrasi, termitler vekarıncalarda olduğu gibi.
You've got termites.
Evde karıncalar varmış.
One of them sold the other a house full of termites.
Bir tanesi diğerine termitlerle dolu bir ev satmıştı.
Termites?
Akkarınca mı sardı?
The one that looks like the termites just ate it.
Şu, sanki beyaz karıncalar yemiş gibi görünen.
"'look on my feelers, termites "'and despair
Duyargalarıma bakan termitler umutsuzluğa kapılır
Butterflies, termites, zebras, all these animals, and many more, use telepathy to transmit orders and relay information.
Kelebekler... Termitler, zebralar... Tüm bu hayvanlar ve daha fazlası bilgi göndermek ve isteklerini iletmek için telepati kullanmaktadır.
These termites overpowered you, humiliated you and destroyed your pride.
Bu akkarıncalar sizi yendi,... aşağıladı ve gururunuzu yerle bir etti.
Are you expecting termites?
Ne bekliyordun ki?
- You sure it don't have termites?
- Tahta kurusu olmadığına emin misin?
It houses a long, sticky tongue, with which the echidna flicks up its ants and termites.
İçerdiği uzun ve yapışkan dille ekidne karınca ve termitleri toplar.
The numbat has an elongated nose and a long sticky tongue, like a pangolin, so it's no surprise to find that, like a pangolin, it feeds on ants and termites.
Keseli karıncayiyenin, pangolin gibi, uzun bir burnu ve yapışkan dili vardır. Onun da pangolin gibi karınca ve termitlerle beslendiğini görmek şaşırtıcı değildir.
Termites.
Akkarıncalar.
Probably got cancer or termites or something.
Muhtemelen kanserdi veya kurtlanmıştı veya benzeri bir şey.
Termites, man?
Termit mi, ahbap?
I mean, you got your ants, your silverfish, your earwigs, your praying mantises, your tropical termites- -
Yani karınca var, gümüş balığı var, kulağakaçan var, peygamber böceği var, tropik termitler var...
Just like termites.
Termitler gibi.
You've got termites.
Evde termitler var.
- "We get rid of termites".
- "Termitleri yok ederiz".
I don't get gassed with the termites?
Termitlerle beraber ilaçlanmayacak mıyım?
Programmes about termites for instance.
- Termitlerle alakalı şeyler mesela.
Relevant to him, termites.
- Tam da yararlı şey. Termitler.
- Termites, darling, termites.
- Karıncalar hayatım karıncalar.
The only thing moving is the termites and cockroaches, and my commission...
Hareket eden tek şey termitler ve hamamböcekleri ve benim komisyonum...
We have termites.
Çocuklar, utanmayın.
So, Mr. Bundy, we tent this baby up, and in just a couple of days, adios, termites.
Bay Bundy, bu evi çadırla kapladıktan sonra birkaç gün içinde termitlerden kurtulacaksınız.
They are deadly African microscopic termites.
Bunlar ölümcül Afrikalı mikroskobik termittir.
With that Vulcan metabolism, he could eat a bowl of termites.
Vulkanlı metabolizması bir kâse termitle bile başa çıkabilir.
She sent me this phoney exterminator's notice saying the house is being gassed for termites, so I'd stay away.
Bana bu sahte imha edicinin ilanını gönderdi evdeki termitlerin gazla zehirleneceğini söylüyor, o yüzden evden uzak duracakmışım.
My wine cellar is... It's probably crawling with termites.
Şarap mahzenim tahta kurdu kaynıyor olmalı.
Termites, huh?
Tahta kurdu mu?
You've got termites.
Evde tahtakurusu var.
Termites?
Beyaz karınca mı?
- Termites get...
Dışarı! - Tahta kurular... - Artık yeter!
Termites quickly go to work, and soon the forest floor reclaims what it supplied, as everything recycles through the system.
Termitler hemen işe koyulur ve çok geçmeden orman yüzeyi bu döngü sistemi içinde her şeyi geri alır.
We could finally get rid... of those termites for the cost of this meal.
Bu yemeğin parasını ödemek için..... bulaşıkları yıkamak zorunda kalabiliriz.
I've told you that it's the termites.
Tahta kurusu yüzünden olduğunu söylemiştim.
I keep telling you, we don't have termites.
Bizde termit yok.
How could we have termites?
Nasıl termitlerimiz olur ya?
Even the finest homes have termites.
Elbette, bizimki gibi evlerden onlara geçiyor.
Only thing moving is the termites and cockroaches.
Zenginler bile şikayetçi.
- What happened here? - Ah... termites.
Beyaz karıncalar.