English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / Than what

Than what traducir turco

9,225 traducción paralela
I can pay you a lot more than what that bail bondsman will give you.
Benim de param var. Müşterinden daha fazlasını verebilirim sana.
I'm giving you a chance to defend yourself, which is more than what you gave her.
Kendini savunman için sana bir fırsat veriyorum ki bu da ona verdiğinden daha fazlası.
I am listening to what you are saying, I know that it's important. But it is no more important than what I am telling you. And I need you to listen to that.
Söylediklerini dinliyorum ve önemli olduğunu biliyorum ama sana söylediklerimden daha önemli değil ve ben de senin dinlemeni istiyorum.
Has to be more than what I saw.
Gördüklerimden daha fazlası var.
I hope the police catch him because there's nothing they could do to him that's worse than what he did to us.
Umarım polis onu yakalar çünkü bize yaptıklarının acısını çıkaracak bir şey yapamıyorlar.
Kate, you're bigger than what you're doing now.
Kate, artık yaptığın işe küçük geliyorsun.
And what if it's no safer here than anywhere else?
Ya burası başka bir yerden daha güvenli değilse?
Said what he has is worse than Ebola.
Ebola'dan daha fena bir şeyi olduğunu söyledi.
So, what, God likes your wife better than mine?
Ne yani, Tanrı senin eşini benimkinden çok mu seviyor?
So what bond is stronger than all of this?
Tüm bunlardan güçlü olan bağ nedir?
They could be nothing more than a surge of brain activity that occurs at the moment of death, which is exactly what we could be looking at in there.
Elimizdeki veriler ölüm sırasında beyin tarafından oluşturulmuş enerjiden kaynaklı olabilir.
It's better to see what they want than to have them show up in public.
Ne istediklerini öğrenelim de milletin içinde çıkıp gelmesinler.
Transaction happened less than an hour ago. What's six figures?
İşlem bir saatten daha kısa bir süre önce gerçekleşmiş.
What makes you think your experience this time will be any different than the last...
Sizi bu zamanki tecrübenizle, en sonundakini düşündüren nedir?
There's more VC money flying'around than anyone knows what to do with.
Milletin baş edemeyeceği kadar risk sermayesi paraları uçuşuyor etrafta.
What's better than this?
- Bundan iyisi var mı?
Why do you think Toyota's building cars in Fremont rather than Fuji-what-now?
Sizce Toyota neden Fuji-bilmem-ne dururken Fremont'ta araba üretimi yapıyor?
Because of what I've experienced these last months, I'm more convinced than ever.
Son aylarda başımdan geçenler yüzünden, her zamankinden daha inançlıyım.
She'll fight back harder than ever, and we'll build a new Helena out of what's left of Vega.
Hiç olmadığı kadar sert savaşacak. Ve biz de Vegadan kalanların dışına yeni bir Helena inşa edeceğiz.
What's more compelling than a broken neck?
Boyun kırılmasından daha öldürücü ne olabilir?
More arty than sporty, if you know what I mean.
Spordan ziyade sanata düşkün. Anlarsın işte.
So I figured, what's more tempting than an army of S.H.I.E.L.D. LMDs?
Ben de düşündüm ki S.H.I.E.L.D. GMRlerinden oluşan bir ordudan daha çekici ne olabilir?
What better power than bringing the dead back to life?
Bir ölüyü hayata döndürmekten daha iyi bir güç var mı?
- Do you know what I'd rather experience than long-form improv? - Okay.
- Tamam.
I will deny Sally's story, say you and Olivia were nothing more than a trashy rumor, remind everyone what close friends we are.
Sally'nin hikayesini reddedeceksiniz, sen ve Olivia bunun saçma sapan bir söylenti olduğunu söyleyeceksiniz. Herkese yakın arkadaş olduğunuzu hatırlatacaksınız.
What, other than your great escape trending on Twitter?
Daha ne olsun? Büyük kaçışın twitterde trend olmuş.
It's what you choose to believe because it's easier than having hope.
İnanmayı seçtiğin şey bu çünkü umut etmekten daha kolay geliyor sana.
He had to be, what, uh, 20 years older than you?
Sizden ne kadar büyük 20 yaş kadar mı?
More often than not, what I tell them helps good cops stay out of trouble.
Çoğu zaman onlara söylediğim şeyler iyi polisleri beladan uzak tutar.
That's what he intended to report, but but the data suggests that the parasites were appearing in greater than expected numbers everywhere he went.
Bildirmeye niyetli olduğu şey oydu ama veriler parazitlerin, Keck'in gittiği her yerde beklenenden çok daha fazla ortaya çıktığını gösteriyor.
How is what you're doing any different than Meredith Grey?
Bu yaptığının Meredith Grey'in yaptığından farkı ne?
Maybe it's easier just to accept a bunch of dumb roses than to ask a man to fundamentally change who he is or do what makes him feel good, when what makes him feel good is telling you how good you make him feel.
Bir erkekten olduğu kişiyi ya da kendisini iyi hissetmesini sağlayan şeyleri değiştirmesini istemektense bir demet aptal gülü kabul etmek daha iyi olmaz mı? Aslında kendini iyi hissettiren şeyleri yaparken onu nasıl mutlu edebileceğini de söylemiş oluyor.
You know better than anyone what Troubles can do.
Sorunların neler yapabileceğini herkesten daha iyi biliyorsun.
But a leap of faith for love... What could be more exhilarating than that?
Yine de aşk için her şeyden vazgeçmekten daha muhteşem bir şey olabilir mi?
What do you think is gonna happen if you do something else, something more than they did?
Başka bir şey yaparsan, onlardan fazlasını yaparsan ne olacağını sanıyorsun?
Imagine what that would feel like with a fellow adept rather than a novice.
Acemi yerine bir usta ile olmanın nasıl hissettireceğini bir hayal et.
And no matter what you order, it's easier to throw up here than at home.
Ve ne sipariş edersen et evde kusmaktansa burada kusmak daha kolay.
Rather than looking in the mirror... and facing what is strange and uncanny in themselves.
Aynaya bakmaktan korkup tuhaf ve anlaşılmaz olanla karşılaşmamak için bize gelir.
Rather than looking in the mirror... and facing what is strange and uncanny in themselves.
Aynaya bakmaktan korkup tuhaf ve anlaşılmaz olanla karşılaşmamak için.
She thought she was better than everyone else, and now she's the stuff you throw out with the trash, and that's what happens to people who mess with me, man.
Herkesten daha iyi olduğunu sanıyordu ama kendini çöpte buldu. İşte benimle uğraşırsan böyle olur.
Do you know what terrifies the Caliphate more than anything?
Halifeliği en çok korkutan ne, biliyor musun?
If there is anything better than Chicago deep dish, I don't know what it is.
Chicago pizzasondan daha iyi bir şey varsa eğer ne olduğunu bilmiyorum.
And I am more convinced than ever that what the Church calls magic and witchcraft is but undiscovered science.
Ne Kilise büyü ve büyücülük çağırır o ama keşfedilmemiş bilim Ve ben her zamankinden daha eminim.
What I'm about to tell you is top secret, a conspiracy bigger than all of us.
Size anlatacağım şey çok gizli. Hepimizi aşan bir komplo.
You know, this killer is..... he's more than covering tracks. And what he did to those kids..... he's enjoying himself.
Katil, yalnızca izleri örtbas etmiyor şu çocuklara yaptığına baksana, kendini de tatmin ediyor.
What T.J. is doing is... is totally... totally different than from what I'm doing. Totally.
T.J.'in yaptığı şeyin benimkiyle hiç alakası yok.
He's trained us, sacrificed for us, and more than one of us wouldn't be alive today if it weren't for him, so we owe it to him to figure out what the hell happened out there.
Bizi eğitti, bizim için fedakârlık etti ve eğer o olmasaydı birçoğumuz bugün hayatta olmazdı. Yani orada ne halt olduğunu bulmak boynumuzun borcu.
It's idiotic. And no, you probably have a better idea of what he's involved in than me.
Hem senin ne işin içinde olduğuna dair benden daha iyi bir fikrin vardır.
You said you wanted to talk times and schedules, so I figured what better time than now?
Zamanlar ve programla ilgili konuşmak istediğini söylemiştin, ben de şu andan daha iyi zaman mı var diye düşündüm.
You know what's weird is that you would theoretically rather have a clean floor than me blow you, because if I just made a mess every day,
Garip olan şey, yerin temiz olmasını oral sekse tercih etmen. Çünkü burayı her pislettiğimde muamele yapmam gerekiyor.
What greater act of faith is there than giving one's life?
Birisinin hayatını vermesinden daha büyük bir iman davranışı var mıdır?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]