The other traducir turco
106,158 traducción paralela
But then, on the other hand, what if we, you know, go down the road five years, we look at each other and say,
Öte yandan, ya beş yıl sonra birbirimize dönüp
Thanks for not telling your dad about the other day.
Geçen olanları babana anlatmadığın için sağ ol.
I also worked up a rough estimate of the other items we spoke about on the phone.
Ayrıca telefonda konuştuğumuz diğer maddeler için de kabaca bir hesap çıkardım.
She was onto Russ the other day, and you know that, and you gave him another shot because your dick wanted it that way.
Geçen gün Russ'ın niyetini anlamıştı ama Russ'a bir şans daha verdin çünkü uçkuruna söz geçiremedin.
And the other part?
Peki ya diğer kısım?
Then you wrap the other side around and tuck it in like an envelope, and... make, like, a little burrito.
Diğer taraftan da sarıp içine sokabilirsin ve küçük bir dürüme benzer.
It's just gonna be me on the other end, so, you know, no one's gonna hear it.
Hattın öbür ucunda ben olacağım, yani başka kimse duymayacak.
Yeah, well, you should see the other guys.
Sen bir de öbür heriflerin hâlini gör.
One foot in front of the other.
Ne gerekiyorsa onu yapacağız.
One foot in front of the other.
Ne gerekiyorsa onu yaptık.
They've been put in the restricted section with the other anti-Semitic texts.
Diğer anti-Semitizm ile ilgili metinlerin olduğu bölümde.
Regulators, uh, unions'taxes... I spent the last six years bleeding jobs to the other side of the planet.
Düzenlemeler, sendika vergileri son altı yılı gezegenin diğer kısmına aksayan işlerle geçirdim.
My john's in the other room.
Benim John diğer odada.
One of the other doors was opened.
Diğer kapılardan biri açıktı.
Ever since, I've been waiting for the other shoe to drop.
O günden sonra içimde hep kötü bir şeyler olacak hissiyle yaşadım.
What happened to the other men who were sitting at the booth with her?
Masadaki diğer adamlar ne olmuş?
The other is Su-bin Yoo.
Diğeri de Su-bin Yoo.
Triggered at 11 : 13 by a pull-box on the fifth floor, where Cheryl and the other sales associates worked.
Alarm Cherly'nin diğer satış elemanlarıyla beraber çalıştıkları beşinci katta saat 11 : 13'e tetiklenmiş.
Well, it turns out Pete and the other salespeople use company cell phones.
Pete ve diğer satış elemanları şirket cep telefonlarından kullanıyormuş.
I thought you guys all shared information on the other side.
Öteki tarafta bilgi paylaşımı yaptığınızı sanıyordum!
The ones like Barnes, and the other ones with the lights... the beacons!
- Barnes gibileri. Bir de o ışıklı olanları... Yol Göstericiler'i!
The other half is pants.
Diğer yarısı pantolon.
Tracy stabbed the other girl.
Tracy başka bir kızı bıçakladı.
I-I would see, you know, the cuts, and, um... you know, the other, uh... You know, after a while, y-you can figure out where they're coming from.
Biliyorsunuz, kesikleri gördüm ve biliyorsunuz diğerlerinin, biliyorsunuz, bir süre sonra, nasıl olduklarını kavrarsınız.
The other Kings and Queens who died... we'd always just thought it was just infighting.
Ölen diğer krallar ve Queens... Biz sadece hep düşünmüştük Sadece kavga içindi.
Get the other needles.
Diğer iğneleri alın.
The other leg.
Diğer bacak.
I knew all this would happen someday or the other.
Bunun er ya da geç olacağını biliyordum.
Giving goes the other way.
Ama dağıtırsan diğer yöne gidersin.
Somehow, even though each had to know the other made him better, they just couldn't find a way to keep going together.
Bir şekilde birbirlerini daha iyi geliştirdiklerini anlasalar da bir arada devam etmek için bir yol bulamadılar.
You make the other person feel valued, like you've given them power... so you won't hurt them.
Karşındaki insanı değerli biriymiş gibi hissettirmeni sağlar. Sanki ona güç vermişsin sanır ve sana zarar vermeyeceğini düşünür.
You did the other thing.
Diğer şeyi yaptın.
For the other side, not Democrats.
Diğer taraf için öyle, Demokratlar için değil.
What about the other five states in play?
Ya diğer beş eyalet?
The other thing is, with Ohio turnout so low, people could accuse you of engaging in voter suppression.
Bir diğer konu, Ohio katılımı düşük olduğundan sizi seçmeni bastırmakla suçlayabilirler.
Your disappointing returns on one hand and the chatter on the other.
Bir yanda hüsran verici sonuçlarınız, diğer yanda söylentiler.
And I'd love to take credit for it, but I think it's pretty obvious that my best asset is the fact that I'm friends with this guy, and no other firm in Chicago employs him.
Kendime pay çıkarmak isterdim ama bu adamla olan arkadaşlığım ve Şikago'daki başka bir şirkette çalışmıyor olması en büyük kazancım.
- Um, I just... - Okay. Any way you can pay for the funeral with other savings?
Cenaze masraflarını ödeyebileceğin başka bir birikmişin var mı?
We need to get Marty Byrde on anything, so that he knows he has no other choice than to turn on Del Rio and the cartel.
- Marty Byrde'ün tek bir açığını bulursak Del Rio ve karteli ispiyonlamak dışında bir seçeneği kalmaz.
He said that he made a mistake and he's the reason that Danny had no other choice but to go back home and ask all of you for help.
Bir hata işlediğini ve bu yüzden Danny'nin eve dönüp sizden yardım istemekten başka çaresinin kalmadığını söyledi.
It really meant a lot to me to have a lot of you there, especially so soon after the loss of my other dog, Noir.
KARAOKE PERŞEMBESİ Birçoğunuzu orada ağırlamak benim için çok anlamlıydı özellikle de diğer köpeğim Noir'ın kaybının hemen ardından.
I just thought that we could tell each other the truth.
Birbirimize gerçeği söyleyebiliriz diye düşünmüştüm.
Yes, well, we would have to find some other excuse for our squabbles. But the current situation is absurd.
Anlaşmazlıklarımız için başka bir bahane bulmamız gerekir ama şu anki durum absürt.
- In fact, didn't you find Eric a few days later on the 19th and offer him a gun and other gear to protect himself?
Aslında birkaç gün sonra, ayın 19'unda Eric'i bulup ona bir silah ve kendini korumak için başka gereçler vermediniz mi?
We lost each other in the hallway.
Birbirimizi koridorda kaybettik.
When you were at Marco Diaz's house, did you see anyone else other than the defendant and Marco?
Marco Diaz'ın evindeyken sanık ve Marco haricinde başka kimseyi gördünüz mü?
And you are the only other person there.
Ve orada bizden başka bir tek sen varsın.
I sent Mae over to the morgue and Clara over to Seoul PD to see if she can find any other case that fit a similar MO.
Mae'yi morga, Clara'yı da benzer yöntemli vakaları araması için Seul polisine yolladım.
Rose, honey, if we get people suspecting each other, they'll burn each other at the stake.
Rose, canım insanların birbirlerinden şüphelenmesine yol açarsak birbirlerinin canına okurlar.
a bullet that can silence the words that I speak to my mother just because I'm other, a bullet... held me captive.
Annemle konuşmamı kesecek mermi Hem de sırf farklıyım diye Beni tutsak eden mermi
Results on the other subject. Surveillance of a federal employee is a Class E felony, so if you want me to keep it up,
Federal bir çalışanı takip etmek E sınıfı bir suçtur.