The other guy traducir turco
2,638 traducción paralela
You voted for the other guy.
Sen diğer adama oy vermiştin.
All right, what you do is you hit each other back and forth, boom, boom, boom till one guy gets the other guy really good.
Pekala, şöyle oynanır birbirinize sırayla vuruyorsunuz, bam, bam, bam ta ki biri pes edene kadar.
Then the other guy chases after you and try to get you back.
Sonra diğeri seni kovalayıp yakalamaya çalışır.
In my TV cop fantasy, I am Erik Estrada, you're the other guy.
Benim televizyon polisi fantezimde ben Erik Estrada'yım, sen de diğer adamsın.
Me, Shanly and the other guy.
Ben, Shanly ve diğer adam.
So, where's the other guy?
Peki ya diğer adam nerede?
- At least the other guy, he brought tequila. - Mr.
- En azından diğer adam tekila getirmişti.
You know, Ray and I always used to joke about how easily we could have ended up with the other guy's life, and I think the thing is that maybe I wanted his life more than I wanted to admit.
Ray ve ben sürekli bir diğerimizin hayatını çalma üzerine şakalaşırdık,... ama asıl olay şu ki belki de itiraf etmek istediğimden çok daha fazla onun yaşamını istiyordum.
We already got Pukahi, who's the other guy?
Pukahi'yi zaten biliyoruz.
You should have seen the other guy.
Sen bir de öbür adamı görsen.
It's the other guy.
Diğer adam.
The other guy drove away.
Diğer adam arabasıyla uzaklaştı.
Gave the other guy a flush.
Böylece diğer adam floş yapmıştı.
Who was the other guy and where I can find it?
Yanındaki adam kimdi ve onu nerden bulabilirim?
Tell me who was the other guy and where I can find it.
Bana öbür adamın kim olduğunu ve onu nereden bulabileceğimi söyle.
I remember The old man? 'cause he lost his balance. No, the other guy.
İyi hatırlıyorum çünkü dengesini kaybetti.
Your interview is not nearly as important as the other guy's.
Senin mülakatın, diğer adamlarınki kadar önemli değil.
I think the other guy screwed him.
Sanırım diğer adam, onun icabına baktı.
The other guy.
Diğer herif.
This is the other guy now.
Şimdi diğer adam konuşuyor.
The other guy agrees.
- Diğer adam "tamam" diyor.
Loser has to rub the other guy's shoulders.
Kaybeden kazananın omzunu ovacak.
Kenny didn't know how to write so well, so I'm guessing the other guy did it for him.
Kenny yazmayı çok iyi bilmezdi. Bu yüzden sanırım diğer adam onun için yazdı.
That guy is hitting the other guy. With sharp pointed metal.
Şuradaki adam diğer parlak zırhlı olana saldırıyor.
Sometimes it's necessary to let the other guy know you're coming.
Bazen karşındakinin kabul ettiğini anlaması için gereklidir.
I'd ask, "How'd the other guy look?" But we kind of know.
Öbür adamın nasıl göründüğünü merak ediyordum ama biliyoruz.
Oh. So you're the other guy?
Sen diğer adam mısın?
'Cause we can't even get in to see the other guy.
Öteki heriften randevu almayı bile başaramadık daha.
What about the other guy?
Peki ya diğer adam?
Where's the other guy?
Diğer arkadaşın nerede?
The other guy, Juan molina, is the leading Cuban drug trafficker.
Diğeri de, Juan Molina, Küba'daki başlıca uyuşturucu tacirlerinden.
Well, maybe the guy who worked in the infirmary and the guy who worked in the kitchen thought they both could help each other escape.
Biri yemekhanede çalışıyor, diğeri de revirde belki de kaçmak için yardımlaşabileceklerini düşünmüşlerdir.
Robin, a single guy and a married woman cannot be friends if one's in love with the other.
Robin, bekâr bir erkekle evli bir kadın bir taraf diğer tarafa âşıksa arkadaş olamaz.
So the other day, this guy in the office asks me, "what weighs more, a pound of feathers or a pound of lead?"
Geçen gün ofisteki biri, bana ; "Bir kilo demir mi daha ağır yoksa bir kilo pamuk mu?" diye sordu.
I never really saw myself as the "other guy"... Breaking up a marriage.
Kendimi hiç "diğer adam" olarak görmedim bir evliliği parçalarken.
Yashar came to Suleyman, not the other way around, but why wouldn't Suleyman call an ambulance? Yeah, Suleyman is a family guy.
Yaşar Süleyman'ı görmeye gitti, başka birini değil ama Süleyman neden bir ambulans çağırmasın ki?
You got one guy begging us to get his wife in the trial, then this other guy's wife wants me to steal the drug for her husband.
Bir adam bize karısını çalışmaya almamız için yalvarıyor sonra diğer adamın karısı gelip ilacı kocası için çalmamı istiyor.
No other guy in the gang has ever been here.
Çeteden kimse daha önce buraya gelmedi.
That was the other guy.
Onu yapan diğer adamdı.
Oh, the guy in the woods that we saw the other day.
Geçen gün gördüğümüz ormandaki çocuk.
Alex Baker is the guy that you threatened in front of your ex-wife and a couple hundred other witnesses.
Alex Baker bugün eski karınla iki yüz görgü tanığının önünde tehdit ettiğin adam.
Everybody always blames the guy that gave the other guy five stitches.
Herkes adamın birinin kafasına beş dikiş atılmasına neden olan adamı suçlar.
Except there's some other guy at the head of the table.
Birisi hariç. Masanın başında oturan adam hariç.
One was like a male-model type... and the other was an older guy named, uh...
Biri manken tipliydi.
No, no, I know the guy who smuggles in junk for the other inmates, and he said he was running some pretty serious prescription motion sickness pills in there for Ronald.
Hayır, hayır. Buraya dışarıdan bir şeyler sokan adamı tanıyorum. O bana Ronald'ın hareket hastalığı * için bazı çok ciddi haplar kullandığını söyledi.
You know, I was in the grocery store. I tried flirting with this guy the other day,
Biliyor musun, geçen gün marketteydim, bir adamla flört etmeye çalıştım.
Antoine, you're the guy I like most at work, but actually we don't understand each other.
Antoine, sen iş yerinde en sevdiğim adamsın. Ama aslında birbirimizi anlamıyoruz.
Uh, the guy on the other end.
Diğer taraftaki adam.
The text he sent that other guy is gonna have to transfer here through my cell repeater, which means I can find our Russian, who is not on the mountain.
Diğer adama gönderdiği mesaj direk olarak hücre tekrarlayıcıma geliyor,... bu demek oluyor ki dağda olmayan Rus adamı bulabileceğim.
So do a lot of other not-sick people. The guy had any actual evidence she was poisoned, he would have gone to the police, not to us.
Zehirlendiğine dair gerçek bir kanıtı varsa neden bize gelip polise gitmedi?
What? A guy can have his hands all over a girl, and he gets a medal for it! But when it's the other way around, oh, suddenly, I'm a slut.
Bu öyle bir adam ki yanında bir kız olsun elleri iki dakika yerinde durmaz ama aynısını ben yapınca hemen sürtük oluyorum!
the other half 29
the others 231
the other night 242
the other me 18
the other way around 24
the other woman 16
the other one 318
the other day 439
the other side 74
the other way 103
the others 231
the other night 242
the other me 18
the other way around 24
the other woman 16
the other one 318
the other day 439
the other side 74
the other way 103
the other thing 93
the other thing is 17
the other two 35
the other 237
other guys 25
other guy 20
guys 27890
guys like you 17
guys like me 21
guys like us 29
the other thing is 17
the other two 35
the other 237
other guys 25
other guy 20
guys 27890
guys like you 17
guys like me 21
guys like us 29
guy stuff 23
the one and only 111
the odyssey 21
the one that 19
the one that got away 33
the old 139
the only way 33
the one 287
the office 84
the old days 17
the one and only 111
the odyssey 21
the one that 19
the one that got away 33
the old 139
the only way 33
the one 287
the office 84
the old days 17