They're so good traducir turco
316 traducción paralela
People say they're good, so they must be worth something.
İnsanlar resimlerin güzel olduğunu söylüyor, o halde iyi bir ederleri vardır.
Cats always act so when they're having a good time.
Kediler iyi vakit geçirdikleri zaman daima böyle davranırlar.
You'll find they're good neighbors, once they get over being mad at you for being so pretty.
Hepsi iyi komşulardır, Bence güzelliğinden dolayı deliye dönebilirler.
They're so good!
Öyle leziz ki.
I figure two people get married and they're gonna live together 40, 50 years, so it's gotta be more than whether they're just good-lookin'or not.
Düşünüyorum da iki insan evlenince 40-50 yıl beraber yaşayacaklar güzel ve yakışıklı olmalarından daha önemli birşeyler olmalı.
- They're so good!
- Çok güzel ama!
They're so good, sometimes even Mr. Trevor bursts out crying.
Programları o kadar iyi ki bazen Bay Trevor bile ağlıyor.
They'll catch us anyway, so we're going to be good little boys.
Bir şekilde yine yakalarlar bizi, biz de iyi çocuklar olmaya karar verdik.
I got so sick but they're awful good.
Midem bozulmuştu ama tadı harikaydı.
And they're so good for the tourist trade.
Turist ticareti için de oldukça iç açıcı.
- They're so fucking good.
- Çok iyiler.
They're so awfully good-looking.
Onlar son derece şık ve bakımlılar.
What, are they all rotten, and we're so good?
Ne yani onlar rezil de biz çok mu iyiyiz?
They're going to cover the area pretty good... so, really, all we can do is wait.
Her yeri karış karış inceliyorlar. Yapabileceğimiz tek şey beklemek.
So, if you like them, you're gonna find good things in all the bad things they do.
Eğer birisinden hoşlanırsan yaptığı kötü şeyler gözüne batmaz.
They're so good.
Çok güzeller.
I don't know. They're all so good.
Bilemiyorum, hepsi de harika.
They really are. They don't smell so good, but they're pretty.
Ama pek güzel kokmuyorlar.
So they're really good for you
Güneş bunları sizin için iyice beslemiş sağlığınız için çok yararlı.
Chichi said that books would make good presents for you, but they're so bulky to be carryin'.
Chichi her zaman sana kitap vermemi söyler ama bu şeyleri çalışman çok uzun sürer!
They're so good, after a morning's work.
Sabah işinden sonra çok iyi geliyor.
Mr. Wood says he bought them in good faith, so they're his.
Bay Wood, onları hakkıyla satın aldığını söylüyor. Bu yüzden onun mallarıymış.
They're so good to me.
Bana öyle iyi davranıyorlar ki.
What keeps the media functioning is not the audience. They make money from their advertisers, and remember, we're talking about the elite media, so they're trying to sell a good product, a product which raises advertising rates.
- Beş yüz belki altı yüz imza toplanması ki bunların çoğu akademik, bilim insanları.
So, Mr. Orange... you're telling me that this good friend of mine... who did four years for my father... who, in four years, never made a deal, no matter what they offered him... you're telling me that now that he's free... and we're making good on our commitment to him... he's just gonna decide, out of the fucking blue... to rip us off?
Ve sen, Mr. Orange... kalkmış arkadaşım olan bu adam hakkında... babam için dört sene hapiste kalmış... dört sene boyunca önerdikleri hiçbir pazarlığa girmemiş... bu adam hakkında, tam şimdi serbest olduğunda... ve biz ona hakkını ödeyebildiğimiz bir zamanda... bize kazık atmaya ve yeryüzünden silmeye karar... verdiğini mi söylüyorsun?
They're going to help you have a better life, so you can grow up to be a good man.
Hepsi daha iyi bir hayatın olsun diye, böylece ileride iyi bir adam olacaksın.
"Oh, com'on Bill, they're the New Kids, don't pick on them, they're so good, they're so clean cut n'they're such a good image for the children."
- "Ah, yapma Bill! Onlar New Kids onlara sataşma, çok iyiler çok fiyakalılar ve çocuklara iyi örnek oluyorlar."
They're so much fun at lunch and really good with color.
Öğlen yemeklerinde çok eğlenceli oluyorlar ve renkler konusunda gerçekten çok iyiler.
First you go and wish them good night so they won't go to bed thinking that you're furious with them.
Öncelikle git ve onlara iyi geceler dile. Böylece yatağa, onlara öfkeli olduğunu düşünerek gitmezler.
They're so good and well-behaved that I forget they exist.
Öylesine güzel ve terbiyeliler ki, bazen var olduklarını bile unutuyorum.
They're really good at doing all the thinking so why should I? I just do things.
Sadece gerekli şeyleri yaparım.
Eddie loves a good tug of war, so they're going at it.
Eddie'nin çekiştirmeyi ne çok sevdiğini bilirsiniz.
The good thing about these balls is that they're all at the same level, so you can work on your form and your timing.
Bunun iyi yanı, topların hep aynı seviyede gelmesi. Böylece form ve zamanlama üstünde çalışabilirsin.
They're all so good.
Bunların hepsi güzel.
They're not any good anymore because Mr. Two Ph.D. says so?
2 doktorali beyefendi dedi diye artik kotu mu oldular?
So when they do gamble, they're not very good at it.
Kumar oynasalar bile iyi olmamaları gerekir.
You're supposed to make patients feel good so they come back... -... long after you hike the rates.
- Terapistlerin, tekrar gelmeleri için hastalarına ümit vermeleri ve kendilerini iyi hissetmelerini sağlamaları gerekmez mi?
They're so good.
Harika resimlerini görüp göremeyeceğimi sordum.
They think you're asleep, so, it's all good.
Uyuduğunu sanıyorlar, yani hiçbir sorun yok.
So good, that's as if they're on purpose.
- Öyle güzel ki, sanki kalemle çizilmişler.
They're very good arguments, a-and trust me, this is not a decision I'm eager to make, so- -
İkisi de iyi sebepler ve inanın bu vermek istediğim bir karar değil.
They're not in very good health, all right? So, just try to ignore it, if you can.
Çok sağlıklı değiller, bu yüzden eğer yapabilirsen görmezden gel.
They're so fucking good.
Cidden çok iyiler ya.
So anyway, if you're then lucky enough... to find someone who's the good kind of smart and the good kind of funny, then generally they're just kind of- -
Yani her neyse, eğer hoş biçimde komik hem de zeki biriyle karşılaşacak kadar şanslıysan onlar da çoğunlukla, bir çeşit...
- They're doing pretty good so far.
- Buraya kadar çok iyi geldiler.
So, I knew the girl was in the coal bin, and rip it open, very violent, haul her out of there... and then I give her to a good family in a nice home, where they're never ever mean to her, and didn't lock her in the coal bin.
Kızın kömürlükte olduğunu anlamıştım. Kapağı yırtarcasına açtım ve onu oradan çıkardım. Sonra onu iyi bir aileye verdim.
If they're so good, then how come they didn't fix it so he can remember his own name?
Madem o kadar iyiler, neden onu iyileştiremediler böylece kendi ismini hatırlardı?
They're all so good.
Hepsi çok güzel.
But it's hard to choose. They're all so good.
Ama karar vermesi zor, hepsi çok iyi.
They are already able to change colour but they're not quite so good at swimming.
simdiden renk degistirebilmektedirler, ama yüzmek konusunda cok iyi degillerdir.
That's why they're so good, they're getting inside information I got to tell you, sweetie, next time you come up with one of your cockamamie theories keep it to yourself until you got some proof I can use
İçeriden bilgi sızdırıyorlar. Sana anlatmam gerek tatlım, sikimdirik teorilerinle bir daha geldiğinde, bunu kullanabileceğim bir kanıt bulana kadar kendine sakla.
they're so cute 48
they're so pretty 20
they're soldiers 16
they're so 26
they're so beautiful 38
so good 651
so good to see you 177
so goodbye 23
so good to see you again 29
so good night 24
they're so pretty 20
they're soldiers 16
they're so 26
they're so beautiful 38
so good 651
so good to see you 177
so goodbye 23
so good to see you again 29
so good night 24
so good luck 40
so good luck with that 17
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
so good luck with that 17
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
good afternoon 2327
goodwin 111
goodness 671
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
good afternoon 2327
goodwin 111
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705