English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / They're wrong

They're wrong traducir turco

1,094 traducción paralela
They're digging in the wrong place!
Yanlış yeri kazıyorlar!
Perhaps we're barking up the wrong tree, as they say.
Belki de yanlış kapıyı çalıyoruz, tıpkı söyledikleri gibi.
How do people work with you if they're so afraid... you're gonna rip their tongue out if they say the wrong thing to you?
Senden bu kadar korkan insanlar seninle nasıl çalışıyorlar? Sana yanlış bir şey söylerlerse dillerini mi sökersin?
All I can say is we're right, they're wrong and hope you believe us.
Sadece haklı olduğumuzu söyleyebilirim ve umarım bize inanırsınız.
- Once you've done time, you're never sure with yourself, even if I know I didn't do anything wrong, there's this crisis in the world they write a lot about it.
Bir kere sabıkalı oldun mu, senden hep şüphelenirler. Bir şey yapmadığımı biliyorum ama şu an dünyada bir kriz var. Herkes çok dikkatli.
Well, they're wrong, Tommy.
Yanılıyorlar Tommy.
They're knocking on the wrong door.
Yanlış kapıyı çalıyorlar. Belki konuşmalarımızı duymuştur.
I mean, if they look at the board and see the chamber door indicators, Mac, they're gonna know something's wrong.
Demek istediğim kontrol paneline bakarlar ve atık odasının ışığını görürlerse birşeylerin yanlış gittiğini anlarlar.
They're all in the wrong jackets.
Hepsinin kapağı karıştırmış.
Well, they're wrong.
Şimdi Altıncı Cadde'deki bütün Meksikalılar bana geçirebileceklerini düşünecekler.
They're in the wrong ambush site!
Yanlış yerde pusu kurmuşlar!
Wrong. They're our way in. Yah!
Tam yolumuzun üzerindeler.
If I'm wrong, you're no better than they are.
Eğer ben yanılıyorsam, siz onlardan daha iyi değilsiniz.
And if we need them, then they're all the wrong size.
İşimize yarayacak olsalar bile, bu sefer de bedenleri uymaz.
Only to punish them if you can prove they're in the wrong
Sadece yanlış yaptıklarında cezalandırırsınız.
They're Wrong.
Yanılıyorlar.
But They're Wrong.
Ama yanılıyorlar.
They're wrong!
Yanılıyorlar!
They're wrong.
Ben de yanılıyorlar diyorum.
They're fucking with the wrong Jew this time!
Bu kez yanlış Yahudi'yle uğraşıyorlar!
WELL, THEY'RE WRONG.
Pekala, hata yapıyorlar.
THEY'RE WRONG, AND I'M RIGHT!
Onlar yanlış yapıyorlar ve ben haklıyım!
Because they're wrong, Helen.
Çünkü yanlış iş yapıyorlar Helen.
People always think they know who a person is... but they're always wrong.
İnsanlar hep karşılarındaki insanları tanıdıklarını zannederler... ama hep yanılırlar.
They're saying that something is wrong with me... that I should be ashamed.
Diyorlar ki bende bir gariplik var... ve bundan utanmam lazım.
They're at the wrong number you dial in the middle of the night.
Gecenin bir yarısı, yanlış çevrilen numaranın öteki ucundadırlar.
There is absolutely nothing wrong with any of those words in and of themselves. They're only words.
Kesinlikle bu kelimelerde yanlış olan bir şey yok bizatihi bunlar sadece kelime.
Whatever your records say, they're wrong.
Q-U-A-l-C-E. Kayıtlarınızda ne yazıyorsa, yanlış yazıyorlar.
They're not mad, it's the teacher that's wrong.
Yanlış düşünmüyorlar. Bu konuda öğretmenler hatalı.
But according to my calculations, they're dead wrong.
Ama benim hesaplamalarıma göre, tamamen yanıldılar.
They're out there. The problem is we're lookin'... in the wrong places.
Dışarıda bir yerdeler ama biz yanlış yerlere bakıyoruz.
You should go back and tell them they're doing it Wrong. It was a great luncheon enema.
Evet bu harika bir yemek ve lavmandı.
Brains are wired wrong, they're into bad shit.
Beyinleri sulanmış.
When the police find you tomorrow, they know they're wrong to to release rich
Yarın polis seni bulduğunda Rich'i salarak hata yaptıklarını anlayacaklar.
The only thing wrong with my cheques is they're postdated like your milk.
Benim çeklerimdeki tek sorun....... vadesinin dolmuş olmasıdır. Sizin sütleriniz gibi.
But they're wrong. I assure you.
Ama yanılıyorlar, seni temin ederim.
Added to which, you know they're wrong.
Tabi eğer yanılıyorlarsa.
Well, that's just the wrong story. Ater 1975, atrocities continued, and that became the right story - now they're being carried out by the bad guys.
Ayrıcalıklı elit kesim kitle iletişimi denetlemeli mi?
So, both sides must admit they're wrong
Yani, iki taraf da hatasını kabullenmeli.
They're great kids, don't get me wrong.
Beni yanlış anlama, harika çocuklar.
We're thrown together a lot, so everybody thinks we go steady, but they're wrong.
Birlikte çok zaman harcıyoruz. Herkes birlikte olduğumuzu sanıyor ama yanılıyorlar.
You're wrong. People, they wanna watch freaks.
İnsanlar, onlar ucubeleri izlemek istiyor.
People think there are only five members of Spinal Tap... but they're wrong.
İnsanlar Omurga Tıkırtısı`nın sadece 5 tane üyesi olduğunu düşünüyorlar ama yanılıyorlar.
Well, they're wrong.
Aslinda, yaniliyorlar.
Well, they're wrong.
Yanılıyorlar.
They're wondering... if they're on the wrong side.
İçlerine kurt düştü. Taraf değiştirebilirler.
They're wrong.
Hepsi yanlış.
- No. They're the wrong color. Are they?
Asfaltın rengi yanlış.
They're wrong.
Çünkü haksız.
They're patzers, and they're teaching you all the wrong things.
Onlar acemidirler, ve sana hep yanlış şeyler öğretiyorlar.
They're wrong.
Yanılıyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]