They did traducir turco
30,408 traducción paralela
Prints in the dollhouse didn't match anyone in the system, but they did have elevated levels of amino acids.
Bebek evindeki izler, sistemden biriyle eşleşmedi ama yüksek miktarda aminoasit içeriyorlar. - Yani?
Look what they did to it.
Baksana ne yapmışlar.
They did try to track me down.
Beklettiğim için çok özür dilerim.
Of course, they did.
Tabii ki anladılar.
- They accepted my offer? - That they did.
- Teklifimi kabul ettiler mi?
They did it.
Başardılar.
You saw what they did to Eddie.
Eddie'ye yaptıklarını gördün.
To show the world what they did to us.
Bize ne yaptıklarını dünyaya göstermek için.
They all want to know if he did it.
Herkes onun yapıp yapmadığını bilmek istiyor.
- How the hell did they get your DNA?
- Senin DNA'nı nereden buldular?
How they got the DNA, why Tessa did it... it's irrelevant now.
DNA'yı nasıl aldıklarının, Tessa'nın bunu niye yaptığının artık bir önemi yok.
Did she say where they were headed?
- Nereye gideceğini söyledi mi?
So I did what they said.
Bu yüzden ben de, dediklerini yaptım.
- Alison... And someone did, didn't they?
Yoluna birisi çıktı, değil mi?
Foxy. Did she say where they were going?
- Nereye gittiğini söyledi mi?
Agent MacLaren never did explain before they left how my... teapot got smashed. I don't suppose you...
Ajan MacLaren, çaydanlığımın nasıl devrildiği konusunda herhangi bir açıklama yapmadı.
We did a thorough search of the farmhouse and based on what we could gather, they were occupying the land illegally.
Çiftlik evini kapsamlıca aradık bulduğumuz şey, Buraya kaçak yerleşmiş olmalarıydı.
Did they find her?
Onu buldular mı?
What did they say?
Ne dediler?
You should still be on your way home from school. Did they give you a note for this?
Hala okuldan geliyor olmalıydınız.
How did they say, "Can we do the drugs now, please? !"
"Artık uyuşturucu alabilir miyiz?" nasıl diyorlar?
They're stuck in the idea that Jacob did it.
Jacob'ın yaptığı fikrine takmışlar.
Why did they do it?
Bunu neden yaptılar?
Now, I did this routine in Australia, and they wrote a horrible review of the show.
Avustralya programımda vardı. Berbat bir eleştiri yazdılar.
I did that in Australia, and they wrote a very nasty article about me with the headline,
Avustralya'daydım. Hakkımda çok kötü bir yazı yazdılar. Başlığı da...
Where did they go? - Who?
Nereye gittiler?
Then where did they go?
Rook'un adamları burada. O zaman nereye gittiler?
And how did they get on board in the first place?
Ve bu gemiye nasıl girebildiler ki zaten?
They knew something like this was a possibility, we all did.
Böyle bir ihtimal olduğunu biliyorlardı. Hepimiz biliyorduk.
- Did they show you the grade?
- Notumu söylediler mi?
How many did they say I slept with?
Kaç kişi ile yatmışım diyorlar?
- What did they say?
- Onlar ne dedi?
- Turns out, I did a little checking, and you closed on this house before you sold the last one, which means they can take it and they're going to.
Biraz araştırma yaptım, görünüşe göre burayı sonuncuyu satmadan önce almışsın. - Yani alabilirler ve alacaklar.
- Yeah, they sure as hell did.
Evet elbette birileri ödemeliydi.
Well, what did they leave their second favorite child?
İkinci favori çocuklarına bırakacak bir şey kalmış mı bari?
- Well, yeah, they did.
- Aynen, karıştırmışlar.
Although... and I realize this is the kind of observation that would only occur to the mind of an eternal being... how did they afford that apartment?
Yine de sadece benim gibi ebedi varlıkların fark edebileceği bazı gariplikleri de fark ettim bu gözlemlerimde. Oturdukları o evin kirasını nasıl karşılayabiliyorlardı?
But the sign did say they were guilty.
Ama tabelada "suçlu" oldukları yazıyordu.
They don't think the way the old Democratic party did.
Eski partililerden farklı düşünüyorlar.
And what did they find?
Peki ne buldular?
I'm gonna say the same thing I did when they came at me the last time.
En son geldiklerinde ne söylediysem yine onu söyleyeceğim.
Did they take it?
- Kabul ettiler mi?
I did think of it, and they would have said what they always say,
Tabiki de geldi, ve her zaman ne söylüyorlarsa onu söyleyecektiler :
Instead of looking for someone who did something they already did, you're gonna get back to preparing my defense.
Çoktan olup biten bir şeyin peşinden koşmak yerine savunmana hazırlanacaksın.
But if I tell them that, they're gonna know what we did.
Ama bunu onlara söylersem ne yaptığımızı öğrenirler.
If I tell them that, they're gonna know what we did.
Eğer bunu onlara söylersem yaptığımız şeyi öğrenirler.
What did they say?
- Aradın mı? Ne dediler?
Yeah, uh, I did. I called, and... they gave it to the grad students.
Aynen, aradım ama mezun öğrencilere verdiler.
Why did they call us here?
Niye buraya çağırdılar bizi?
What did they say?
Ne demişler?
Did they go down?
Biri aşağı mı indi?