English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / They hurt you

They hurt you traducir turco

1,043 traducción paralela
- Did they hurt you, Father?
- Seni yaraladılar mı Peder?
- They hurt you?
- Canını yaktılar mı?
Did they hurt you?
Canını acıttılar mı?
- Did they hurt you?
- Canını yaktılar mı?
- Did they hurt you?
Canım... - Seni incittiler mi?
Did they hurt you?
Canını yaktılar mı?
- Will they hurt you?
- Sana bir şey yapacaklar mı?
Did they hurt you?
Seni incittiler mi?
Did they hurt you?
Yaralı mısınız?
Have they hurt you?
Seni incittiler mi?
They hurt you any, Maxwell?
Sana zarar verdiler mi Maxwell?
They hurt you?
Canını yaktılar mı?
They hurt you openly then...
Seni açıkça yaraladılar zaten.
Your friends will sacrifice you but they won't cause a young boy to be hurt by acting foolish.
Arkadaşların seni feda edebilirler ama aptalca davranarak bir çocuğun zarar görmesine sebep olmazlar.
They won't hurt you.
Size zarar vermeyecek.
You'll see them later. They're hurt. They're just hurt.
Çocukları sonra göreceksiniz, sadece yaralılar, söz veriyorum.
You see, they can't hurt us.
Anladın mı? Bize zarar veremezler.
They won't hurt you.
Size zarar vermazler.
It was like that time in the hotel room when they came and told me that you were hurt and that I'd done it.
Daha önce gelip bana senin yaralandığını ve... bunu benim yaptığımı söyledikleri zaman otel odasında olduğu gibi.
They're going to hurt you tomorrow.
Yarın, seni avlayacaklar.
They didn't hurt you, did they?
Seni incitmediler değil mi?
Well, they won't hurt you anymore.
Artık sana zarar vermezler.
- They didn't hurt you?
- Seni incittiler mi?
They didn't hurt you, did they?
Canını yakmadılar, değil mi?
Baby, nothing they do for you won't hurt you.
Onlardan gelip sana zarar vermeyecek bir şey yok bebeğim.
- They didn't tell me you were hurt.
- Bana yara aldığını söylemediler.
They won't hurt you.
KımıIdama kadın.
- They won't hurt you, Charlie.
Canını yakmayacaklar, Charlie.
They won't hurt you.
- Canını yakmayacaklar.
They're not going to hurt you, I promise you.
Canını yakmayacaklar. Sana söz.
- How can they worship you - if you hurt them? - Lieutenant.
Eğer onlara zarar verirsen sana nasıl ibadet edebilirler?
They promised you wouldn't be hurt, and you haven't been, really.
Zarar görmeyeceğine söz verdiler ve görmedin aslında.
- They won't hurt you, Mr. Arnold.
Sizi incitmezler ; Bay Arnold.
Their officers are dead, they can't hurt you.
Subayları öldü. Size zarar veremezler.
They could hurt you.
Sana bir şey yapabilirler.
No, they might hurt you.
Hayır, canını yakabilirler.
Honey, they've hurt you so much.
Seni çok hırpalamışlar. Buradan gidelim.
- They didn't hurt you none?
- Sana bir şey yapmadılar mı?
Well, it kind of seems to me that if... somebody popped in and told my wife that they found my car... at the bottom of a canyon with a bullet hole in it, you know, I think she would wanna ask if I was in the car, if I was hurt, if I was alive...
Şey, bana öyle geliyor ki, eğer... biri içeri girip karıma arabamı uçurumun dibinde bir mermi deliği ile birlikte bulduğunu söyleseydi, bilirsiniz ya, sanırım arabada olup olmadığımı, yaralı olup olmadığımı, yaşayıp yaşamadığımı sorardı...
I thought they had hurt you.
Sana zarar verdiklerini sandım.
- Maybe they won't hurt you.
- Belki sana zarar vermezler.
They want... to hurt you.
Onlar senide... yaralamak istiyor.
And they'll hurt you when they find they're wrong
Ve yanıldıklarını anladıklarında seni incitecekler
And they'll hurt you if they think you've lied
Ve yalan söylediğini düşünürlerse seni incitecekler
In casting you out, the other gulls have only hurt themselves, and one day they will know this, and one day they will see what you see.
Seni dışlamakla onlar yalnızca kendilerini yıprattılar ve bunu bir gün anlayacaklar. Bir gün gelecek, onlar da senin gözünle görecek.
They won't hurt you.
Seni incitmeyecekler.
They wanted to hurt you.
Sana zarar vermek istiyorlar.
They're all tryin'to hurt you, Mike.
Hepsi bunu yapmaya çalışıyor, Mike.
Do not put a great burden on an old man who can't bear In your childhood, you were in my arms, I cannot see you hurt If you refuse them, they will hurt you
İhtiyar bir adama taşıyabileceğinden fazlasını yükleme... çocukluğun kollarımın arasında geçti incinmeni istemiyorum... eğer karşı gelirsen, kötülük ederler.
"THEY'LL PUT THINGS INSIDE OF YOU, AND THEY WILL HURT YOU." I DON'T WANNA GROW UP, AND I DON'T WANNA BE LIKE THAT.
Onların içlerine lamba sokmam ve "Buna alışsan iyi edersin, çünkü büyüdüğün zaman erkekler de sana bunu yapacak." demem.
But before they get to the bottom of all this... they shouldn't hurt you now.
Ama Gerçek anlaşılana kadar sizi incitmemeleri gerekir

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]