English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / This guy's good

This guy's good traducir turco

359 traducción paralela
Now this guy's good.
Şimdi bu adam işini iyi biliyor.
Say, Beulah, this guy Frere, they tell me he's pretty good.
Beulah'a söyle, bu adam Frere. Çok iyi biri olduğunu söylediler.
What if Helen's right, and this guy sits down and turns out something good?
Peki ya Helen haklıysa ve o adamın gerçekten iyi biri olduğu ortaya çıkarsa?
One good thing about this guy tonight is, he's got a big, fat dick, and he fucks like a jackhammer.
Bu akşamki adamın bir özeIIiği... ... hayvan gibi bir aIeti var ve taramaIı tüfek gibi düzüşüyor.
He's good, this guy.
aferin!
There's a good guy and you may want to consider this.
- İyi bir adayım var. Düşünür müsün?
I heard it's Mr Kawai that introduces this guy, and dad has seen him. He looks good.
- Bay Kawai tanıştırmış, baban da oğlanı beğenmiş.
For example... this is the good guy, who's gotta avenge his brother.
Mesela... Bu kardeşinin öcünü almak isteyen iyi adam.
And this is the bad guy... who's gonna get killed, because he shot the good guy's brother.
Ve bu da kötü adam öldürülecek çünkü iyi adamın kardeşini vurdu.
This guy, he's the best, and it wouldn't be such a good fight, but thank you very much.
Bu adam en iyisi. Ben iyi bir boksör olamam. Ama çok teşekkürler, bilirsin?
Honey, let's see how good this guy is.
Hayatım, bakalım bu adam ne kadar iyi.
You're a good guy, but this here's something for men.
İyi birisin ama burada erkek erkeğe konuşuyoruz.
This guy, Cappalino, he's gonna force you to hurt your friends people who've been good to you.
Şu adam, Cappalino, seni dostlarına zarar vermen için zorlayacak. Seni seven insanlara zarar vermen için.
- You're gonna take the heat off us... and we're gonna get out of this county safely... or that good-lookin'guy on the videotape there is gonna take an office down the hall.
- Neler oluyor? - Peşimizdeki adamlarını çekeceksin ve bu eyaletten güvenle gideceğiz yoksa kasetteki yakışıklı, koridorun sonundaki ofise yerleşecek.
That's good, but I knew this guy, Randy Evans, first baseman, he could make his eyeballs vibrate.
İlahinin tamamını geğirerek söylemişti! İyiymiş ama birinci kalede oynayan Randy Evans diye bir adam vardı göz bebeklerini titretirdi.
He's good for a laugh, this guy.
Çok komik bir herif bu.
Do you know why? Because you've somehow developed into a good guy, and you know this is all wrong.
Çünkü bir şekilde iyi bir adama dönüştün ve bunun tümüyle yanlış olduğunu biliyorsun.
I checked up on this guy, and I know he's not doing too good in English.
Çocuğu kontrol ettim. İngilizce dersinde "eyyi" olmadığını öğrendim.
Where's the good-looking guy who was here when I checked in this morning?
Bu sabah kaydımızı yapan... o yakışıklı bey nerede?
Plus this guy Walsh is pretty good.
Ayrıca Walsh sıkı adam.
He says there's not enough data on this guy next door... to do me a damn bit of good.
- Ziggy'in önerisi ne? - Beni iyi etmek için komşum hakkında yeterince veri olmadığını söylüyor.
You woke up one morning in those satin sheets, rolled over, and there was this good-looking guy.
Bir sabah, saten çarşaflı yatağında uyandın ve dönüp gördün ki, yanında müthiş yakışıklı şu herif var.
This Guy, He's Been A Good Customer.
Sana söylemiştim. Bu adam iyi bir müşteridir.
This guy's good.
Bu herif iyi.
But what if this guy's no good at all?
Ya bu adam hiç iyi değilse?
This guy's ID is no good.
Bu arkadaşın kimliği pek düzgün değil.
- This guy's good.
- Adam iyiymiş.
This guy's good.
Adam çok iyi.
This guy, this hockey player is the best skater I've been on the ice with. He gonna make you cry, he's so good.
Bu adam, bu hokey oyuncusu, buz üstünde beraber olduklarımın en iyisi Öyle iyi ki seni ağlatacak.
- This guy's good.
Adam iyi.
This guy's really good.
Bu adam müthiş gerçekten.
You think if I was that good-looking guy from The Love Boat I'd be doing this?
"Aşk Gemi" sindeki o yakışıklı adam olsaydım sence bunu yapar mıydım?
You think this guy's good-looking?
Sence bu çocuk yakışıklı mı?
This guy's good.
Bu çocuk iyi.
If I let this guy out of my sights... there's a good possibility that we will never see her alive again.
Eğer bu adamı gözden kaçırırsak... o kızı bir daha canlı göremeyebiliriz.
I thought this guy was gonna be good.
Hani bu herif çok sıkıydı.
This guy's good.
Bu herif çok iyi.
You think this guy's any good?
- Hey, sence bu adam iyi mi?
Was this a small Mediterranean guy with curiously intelligent good looks?
Kısa boylu, esmer, kültürlü görünen ve yakışıklı biri mi?
Boy, this guy's good.
Bu adam işinde iyi.
Man, this guy's really good, yo.
Adamım bu herif gerçekten iyi.
Or maybe this guy's so good they want to put more people on it.
Belki de öbür çocuk çok iyi, bu yüzden o bölüme daha çok işçi alıyorlar.
Mohsen thinks this guy's good.
Mohsen bu çocuğun iyi olduğunu düşünüyor.
This guy's good-looking?
Şimdi de bu adam yakışıklı mı?
This guy's very good at what he does.
Bu adam yaptığı işte gayet iyi.
Boy, this guy " s in good shape.
Oğlum, hiç değilse tek parça.
It's just that.... I don't know. I don't get a good feeling about this guy.
Bilmiyorum belki de onun hakkında iyi şeyler hissetmiyorum.
If this guy knows where that woman is he's not gonna do us much good sitting in a cell.
Eğer bu adam kadının nerede olduğunu biliyorsa hücrede kapatıldığında bize daha az yararı olur.
- This guy's good.
- Bu adamda iş var.
Because you've somehow developed into a good guy, and you know this is all wrong.
Çünkü bir şekilde iyi bir adama dönüştün ve bunun tümüyle yanlış olduğunu biliyorsun.
With Mars your ruler in the ascendancy... you will get wiped out in a freak napalming incident... and Helen says bollocks to you This guy's very good
Mars'ın etkisi altındayken, beklenmedik bir napalm bombardımanında yok olacaksınız ve Helen "canınız cehenneme" diyor, çok iyi bilmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]