This one says traducir turco
405 traducción paralela
And this one says "corral".
Burada "ağıl".
This one says "Juanito".
Üzerine "Juanito" yazıyor.
This one says he knows you.
Ama bu sizi tanıdığını söylüyor.
This one says, " Go away.
Git burdan, yazıyor.
This one says four times a day.
Bu günde dört kez diyor.
Guild says this woman was the one at Chestevere Apartments.
Guild, onun Chestevere Apartmanı'ndaki kadın olduğunu söyledi.
When an explanation is given of something and every one believes it there may be one person somewhere who can't quite accept it, who instinctively says I'm not sure that this is sufficient explanation.
Bir şeyler hakkında bir açıklama yapıldığında ve herkes buna inansa da belki bunu kabul etmeyen içgüdüsel olarak, bu açıklamanın başarısından emin değilim diyen birileri olabilir.
To top it off, there's only one who says this never happened to him.
Konunun başında, yalnızca bir süvari hiçbir kadınla olmadığını söyler.
And one of them sticks a gun in my back and says "This party's going on till we say it's over, Buck."
Bir tanesi, sırtıma bir silah dayadı ve şöyle dedi : "Bu eğlence, biz bitti diyene kadar devam edecek, koca adam."
I'm the one who says what goes in this family.
Ben bu ailede olanı söyleyen biriyim.
But as he says, at least this way one of us has a chance.
Ama dediği gibi, en azından böyle birimizin şansı var.
So now Callicles denies Polos this distinction and says it's not valid, he can't use double standards, there's only one standard : physis!
Callicles ise, Polos'un bu ayrımına karşı çıkar ve bunun geçerli olmadığını, burada çifte standart kullanılamayacağını,.. ... sadece tek bir standart olduğunu söyler :'Pyhsis'!
Then one day, inside me, this little voice says,
Derken bir gün, içimden bir ses, dedi ki,
AND I SAW THIS TANK DRIVE UP AND ONE OF DINSDALE'S BOYS GETS OUT AND HE COMES UP, ALL NICE AND FRIENDLY LIKE AND SAYS DINSDALE WANTS TO HAVE A TALK WITH ME.
Dinsdale'in adamlarından biri çıktı kibar ve dostça bana doğru geldi ve Dinsdale'in benimle konuşmak istediğini söyledi.
I ain't one of nobody but myself... and myself says... this man keeps his horses.
Ben sadece kendimleyim. Ve diyorum ki... bu adamın atları kalacak.
There is a legend that says it is safe to take home anything from nature, except for one thing - this is called dead man's flourish.
Doğadan aldığınız her şeyin güvenli olduğunu söyleyen bir efsane vardır. Bunun tek istisnası kuş yemişidir.
She says, "Yes, but this one's eating my popcorn."
Diğeri de "Evet ama bu benim mısır patlağımdan yiyor."
One says, "The food at this place is really terrible."
Biri, "Lanet olsun!" der "Yemekler ne kadar da berbat!"
The truth is this guy over here comes to me and he says, he thought that I was that little girl, the other one got lost, and he says, he has got to bring me to England to see you.
Gerçek şu ki, bu beyefendi bana geldi ve küçükken kaybolduğumu düşündüğünü söyledi, ve beni sizi görmeğe İngiltere'ye götüreceğini söyledi.
But the law says they must be maintained, and this is one solution.
Ama kanunlar onlara bakılmalı diyor ve bu bir çözüm.
Fujiko-san says one of the servants caught this pheasant.
Fujiko-san, sülünü uşaklardan birinin yakaladığını söylüyor.
But I did meet a guy here who's an art critic from the news, and he says he gets so goddamn mad every time he sees this, that he walked up to one of the artist at the show tonight and said,
Burda biriyle tanıştım o haber merkezinden bir sanat eleştirmeni, ve o her zaman çılgın olduğunu söyler her zaman böyle görünür, ve o sanatçılardan birine doğru yürüdü bugün şovunu gösterdi ve dediki,
- A buck says he gets this one.
- Bir dolarına varım, bunu bilecek. - Anlaştık.
One day, this brave comes up to him and says...
Bir gün, cesur bir çocuk şefe gidip demiş ki :...
We're gonna get a new car, you know, one that makes a statement that says "Why is he living in this neighborhood?"
Muhtemelen çitteki delikten geçerek sıvışıyor, Al.
Collins says... he's not going. And this one strac.
Colins "gitmeyeceğim" dedi.
If you believe in this spirit thing, the miracle will happen. And then you'll want it to happen again tomorrow. You won't be one of these bastards who says,
Bu saf şeye inanırsanız, mucize olacak ve yarın tekrar isteyeceksiniz onu!
He says the bokor, the one that made him like this, beats him with a whip.
Bokorun, onu bu hala getiren kişinin, onu kırbaçla dövdüğünü söylüyor.
One night, he brought along this extra girl, and he says to me,
Bir gece, fazladan bir kız getirip bana şöyle dedi...
Leo says if you're smart, you'll sit this one out, not that he cares.
Leo, senin için, akıllıysa bu işe karışmaz diyor.
Mr. Marsh, one says a thing. Why does it serve this small door?
Mösyö Paul, bu küçük kapının amacı nedir, söyler misiniz?
And my sweetheart doesn't know this, but he comes to the lab one night and he says :
Ve sevgilim bunu bilmiyordu ama. bir gece laboratuara geliyor ve "Ne oldu bebeğim?" diyordu.
Says we got a real winner in this one.
Bu filmin çok başarılı olacağını söylüyor.
This one says :
Quigley ile görüşmesini hatırlayın. Hani tutuklandığı gün.
And part of me says that no life will work if I can't make this one right.
Bir parçamsa bunu yürütemezsem hiç bir hayatın yürümeyeceğini.
It's a sound bite, that says there's a beach head... I think 628 is a good one. This is the operative sound bite for us.
Ama üzücü olan... sadece bu dökülen kan değildir, sizin de mantıklı tartışma gücünüzü almış gibi görünüyor.
What's funny about this, every one of your papers says that you guys sold Iraq "machine tools"... which Iraq then converted... ... into military equipment.
Elinizdeki belgelerin her birinde, Irak'a sattığınız...'imalat tezgahları'nın daha sonra Irak tarafından askeri teçhizata çevrildiği yazıyor.
It enables the courts to issue warrants, like this one which says :
Mahkemelere yetki vermeye yarıyor, bunun gibi yazan :
You mean that one that says "If this meat were any fresher, the jockey would still be riding it"?
Hani şu, "Eğer bu et taze olsaydı, jokey hala ona biniyor olurdu," diyen mi?
He says that this Mr. Naylor took the such one does it order with him while leaving the hotel?
Mösyö Naylor otelden ayrıldığında paket yanında mıydı?
He says that I can turn all my affairs, give everything over to one person now, before this gets worse, which it will.
Şu anda bütün işlerimi tek bir kişiye terk edebileceğimi söylüyor, bu durum daha da kötüleşmeden, ki kötüleşecek.
Consultant neurosurgeon Hook says give this patient a saline drip in her own bed. A slow one.
Operatör nörolog Hook'un dediği gibi hastaya hemen bir serum bağlayın.
I hope one of the parts trimmed back is this... where it says the killer took the diary.
Umarım silinen kısımlardan biri de budur.. Katilin günlükleri aldığını söyleyen yer.
It says, "This one isn't going to make it."
"Bu çocuk başaramayacak" diyen bakışı.
Well, it says he tied one end of a roll of medical gauze around his neck and the other end to this gas outlet.
Pekala, ilk olarak, tıbbi bir gaz ünitesi borusunun bir ucunu kendi boynuna dolamış diğer ucunu da bu gaz deliğine.
One day, Bucho walks in with a suitcase full of money and says to me, "Carolina, take this and go about your business and I will give you $ 50,000 a year."
Bir gün, Bucho para dolu bir çantayla geldi ve bana dedi ki, "Carolina, al şunu ve işlerinle ilgilen sana yıllık 50.000 dolar vereceğim."
In the detective novels Chief O'Brien gives me to read when the hero says "we've been in tougher situations than this one" his friends always agree.
Şef O'Brien'ın okumam için bana verdiği dedektiflik romanlarının kahramanları "Bundan daha zor durumlarda kaldık" dediğinde arkadaşları onu hep doğruluyordu.
This one actually says "Mount Olympus" on the bottom.
Aslında bunun altında Olimpus Dağı yazıyor.
Why should I let this guy go when everything in my body says that this one is the one?
Vücudumun her noktası doğru kişinin bu olduğunu söylediği halde gitmesine niye izin vereyim?
Did you hear what this one psychic says?
Geçen bir medyumun ne dediğini duydun mu?
This one begat that one, that one begat this one... and begat and begat and lo and behold someone says some shit to someone.
Bu şuna neden olur, şu buna neden olur olur da olur, olur da olur... Söylenen zırvaları anlamaya çalışırsın.
this one 1756
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's nice 16
this one right here 36
this one here 92
this one is for you 16
this one's different 27
this one's my favorite 23
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's nice 16
this one right here 36
this one here 92
this one is for you 16
this one's different 27
this one's my favorite 23