This one is traducir turco
21,897 traducción paralela
I think this one is just so pretty.
Bence bu çok güzel.
I mean, this one if you want a classic, or... but... This one is my favorite.
Ya da klasik bir şey istersen şu var ama favorim bu.
The shellfish platter on this one is like 10 Euro cheaper.
Buradaki kabuklu ürünler 10 Euro daha ucuzmuş.
[Chuckling] Of all your cheap jewellery... this one is different.
Bütün o ucuz takıların arasında bu hayli farklı.
Now, and this one is a biggie,
Bu önemli bir detay...
I saw my other husbands before those weddings, and this one is going to be different.
Diğer kocalarımı düğünden önce görmüştüm, bu seferki farklı olacak.
You must, if this one is slithering aboard.
Olmalı, eğer bu da gemiye biniyorsa.
With the crops gone and-and the Abbies amassing outside, we have to understand why this one is so docile, when the others all want to kill us.
Ekinlerin yok olması ve Abby'lerin dışarıda toplanmasıyla diğerleri bizi öldürmek isterken bunun neden bu kadar uysal olduğunu anlamak zorundayız. Bana katılmıyor musunuz?
But this guy's different. Confidence is the one thing he's full of.
Güvenden bol bir şeyi yok.
First, you'll experience its exceptional sound quality which is one of the strengths of this product.
Başkalarıyla çıkmanı istemiyorum. Yanında ben yokken yetişkin biri olmanı da istemiyorum.
Yoo Jung is the one who started all of this.
Her şeyi başlatan Yoo Jung.
Wow, this is the arranged one!
Bu aranjmanlanmış.
This casino is the one place in Europe a king can feel like a commoner.
Bu gazino, Avrupa'da bir kralın halk gibi hissedeceği tek yer.
- There is not a person here, not one, that would damage anything belonging to this farm.
- Buradaki kimse ama hiç kimse bu çiftliğe ait herhangi bir şeye zarar vermez.
Okay, this trench is definitely deeper than the last one.
Bu çukur kesinlikle öncekinden daha derin.
- Okay. Sarah, tell yourself the story where you've been fucking this guy as long as you have and then all of a sudden, you just stop, and then you just go back to one big happy family every Christmas and Easter in your house in the woods, is that- -
Sarah bu adamla mümkün olduğunca sikiştin ve bir anda buna son verip her Noel'de, Paskalya'da ormandaki evinizde mutlu bir aile olmaya devam edebileceğini mi düşünüyorsun?
but seeing four zero days, could be worth half a million dollars right there, used in one piece of malware, this is not your ordinary criminal gangs doing this.
Ama tek bir yazılımda 4 tane Zero Day görmek yarım milyon dolarlık kod demek oluyor. Sıradan suç grupları bunu yapamaz.
After that, maybe the... I would come in or one of my lawyers would come in and say, okay, this is what we may do.
Ve bundan sonra ben yada benim avukatlarım olaya müdahil olup,
One of the reasons this is highly classified as it is this is a peculiar weapons system.
Bu kadar gizliliğin sebeplerinden biri, oldukça özgün bir silah sistemi olması.
No one else is handling this case. "
Bu dosyaya başka kimse bakamaz. "
I know I'm not the one you wanted eating your basket, Cassie, but this is really good.
Sepetini benim yememi istemiyordun, biliyorum ama cidden güzelmiş Cassie.
- Eh, this is one of the family holdings.
- Bizim ailenin burası.
This is the fourth one.
Bu dördüncü.
This monarchy is under attack by a group, who I suspect turned one of your own, Cardinal Morel.
Bu hükümdarlık, sizden biri olan Kardinal Morel'in çevirdiğine inandığım bir grup tarafından saldırı altında.
And because this is St. Matthew's, where you low-lifes are lucky to intern, I was able to implant one of the first artificial kidneys into Mrs. Rothberg.
Burası intörnlük yapacak kadar şanslı olduğunuz St. Mathew hastanesi olduğundan ilk yapay böbrek implantlarından birini Bayan Rothberg'e takmayı başardım.
Your patients have already decided what they want to do, Dr. Panttiere, and the only one grappling with this decision is you.
Hastaların ne istediklerine çoktan karar vermişler Dr. Panttiere, Bu kararı kabullenmeyen sensin.
Angus, I don't know where your head is, but in this room, you've got one focus, and that's your patient.
Angus, kafan nerede bilmiyorum ama bu odada burada odaklanman gereken tek şey hastan.
Without pressing Mr. Gold to share how he has acquired this knowledge, he believes there is one grand jury member who is incredulous about the prosecutor's case.
Bay Gold'un bu bilgileri nasıl elde ettiğini bir kenara bırakırsak soruşturma kurulundaki bir kişinin, bu davaya kuşkulu bir şekilde yaklaştığını düşünüyor.
This is my wagon, my women, my Darkspore, and you squandered your one last opportunity to walk away.
Bu, benim vagon, benim kadınlar benim Darkspore olduğunu ve siz gitmek için son bir fırsatı heba.
One of us is always within 30 minutes of this spot.
İkimizden biri buraya her daim yarım saatlik mesafededir.
This will all be over soon, one way or another.
Bu iş yakında bitecek o veya bu şekilde.
He told me about the hospital, and I tried to call her, and it was one of these automated messages... "This phone is no longer in service" thing.
Hastaneye geldiğini söyledi, onu aramaya kalkınca "Bu numara artık kullanılmamaktadır" lı otomatik mesajlardan çıktı.
Get this through your head! No one is making me do anything!
Kimse bana bir şey yaptırmıyor!
But I am telling you, this one, inside, is a roiling cauldron of rage.
Ama sana söyleyeyim, içinde yanardağlar patlıyor bunun.
Is this like a genie who gives you three wishes, only you're just giving me one?
Cin üç dilek hakkı veriyor, sen bana bir tane mi veriyorsun?
- This is one of those moments.
- Bu da o anlardan biri.
- Are you sure this is one of'em?
Bunun onlardan biri olduğuna emin misin?
I mean, this is about more than one patient.
Bunun için bir hastadan fazlası gerekir.
- Yeah, the guy who's in there now, I think his name is Abel, he had a heart attack, and I think one of those Hasids from Williamsburg bought the building he's in and he's missing this month's rent, so he's out.
Oranın yeni sahibi sanırım adı Abel, kalp krizi geçirdi. Sanırım Williamsburg'daki Hasidistlerden biri binayı aldı. Bu ayın kirasını ödememişler bu yüzden kapanıyor.
THIS IS SO EXCITING, I FEEL LIKE ONE OF THE TEAM RIGHT NOW.
Çok heyecanlı, kendimi ekipten biri gibi hissediyorum.
Had I more than one life, I might well spend it with you, but I have but this one and it is his.
Bir hayatım daha olsa, belki seninle geçirebilirdim. Ama bir tane var ve bu ona ait.
Max, this is Marissa, one of the partners.
Max, bu Marissa, ortaklardan biri.
This is one of the simpler divorces I've seen, actually.
Gördüğüm en basit boşanmalardan biri.
This is the second one.
Bu ikinci oldu.
One is to get people excited about this other way of farming, this other style of food.
Birincisi, insanları bu farklı çiftçilik, farklı yemek tarzına alıştırmaya çalışırız.
Capital D, lowercase W, all one word as opposed to the real world, all lowercase, two words, which is where you're from and where I am from in this world, no one else.
D büyük, W küçük. Senin ve benim geldiğim ama bu dünyadaki kimsenin gelmediği, küçük harflerle yazılan iki kelimelik gerçek dünyanın aksine sadece tek kelime.
One other thing... and this is important... there's one thing my lead singer cannot deal with in any form.
Bir şey daha var ve önemli solistim hiçbir şekilde bir anlaşma imzalayamaz.
Is this the only one?
Sadece burası mı var?
So why do I have the feeling that one of the goals of this entire thing is getting me to cross the line for you?
Peki neden bunların çizgiyi geçmem için olduğunu hissediyorum? Senin için...
I know there'll be a lot writtenabout this - what happened to my daughter is one of those things, one of those... horrible things that you read aboutin the newspaper and you say,
Yazılacak birçok şey var, biliyorum. Kızımın başına gelenler bunlardan sadece bir tanesi. Gazetelerde okuyup, "Tanrım, berbat bir durum" diyeceğiniz korkunç olaylardan sadece bir tanesi bu.
'I know this is awkward, butthere's no-one else I can...'
Biliyorum, zor duruma sokuyorum seni ama sorabileceğim başka kimse...
this one is for you 16
this one 1756
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's nice 16
this one right here 36
this one here 92
this one's my favorite 23
this one too 30
this one 1756
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's nice 16
this one right here 36
this one here 92
this one's my favorite 23
this one too 30
this one's different 27
this one's special 17
this one's called 26
this one's mine 73
this one's yours 39
this one time 84
this one's 37
this one's good 21
this one says 29
this one does 25
this one's special 17
this one's called 26
this one's mine 73
this one's yours 39
this one time 84
this one's 37
this one's good 21
this one says 29
this one does 25
one is enough 18
one is 38
is it 9219
israel 117
is something wrong 1059
is here 159
islam 16
isis 48
island 46
isabel 421
one is 38
is it 9219
israel 117
is something wrong 1059
is here 159
islam 16
isis 48
island 46
isabel 421
isaac 589
issue 86
issues 74
istanbul 39
isobel 100
isabella 232
isn't it 16586
isles 199
isabelle 287
isaiah 54
issue 86
issues 74
istanbul 39
isobel 100
isabella 232
isn't it 16586
isles 199
isabelle 287
isaiah 54
isak 44
issued 23
isaacs 61
isn't it lovely 28
isn't 159
isn't she lovely 35
isn't it romantic 18
is she beautiful 26
is it really you 103
isn't she beautiful 90
issued 23
isaacs 61
isn't it lovely 28
isn't 159
isn't she lovely 35
isn't it romantic 18
is she beautiful 26
is it really you 103
isn't she beautiful 90