Times are tough traducir turco
185 traducción paralela
I'm doing it again only because the times are tough.
Sırf zor zamanlardayız diye tekrar çalışıyordum.
Times are tough, Agnieszka.
Zor zamanlar, Agnieszka.
Now I realize that times are tough for some these days, but this isn't the answer.
Anlıyorum... bu günlerde hayat zor, ama bu bir çözüm değil.
No. "When times are tough, we pull together."
Hayır. Zor zamanlarda Birbirimize destek oluruz.
That's all you can do when times are tough.
Ortalık kötüyken hele.
- Why do you say that times are tough?
- Niye ortalık kötü diyorsun?
Did this community ever say, " We know times are tough.
Bu toplum çıkıp da, " Biliyoruz, zor bir dönem.
I'd like 145-foot, triple-masted schooner with a teak interior... but, Lois, times are tough.
Bende 70 metrelik çift direkli bir yelkenli isterdim... Ama Lois, zor zamanlardayız.
Times are tough.
Zaman kötü.
Times are tough.
Hayat zor...
"Times are tough, Jimmy," he says. A shilling rise is all he could manage.
"Bunlar zor zamanlar, Jimmy" dedi bana. " Maaşını ancak bir şilin arttırabilirim.
I know times are tough for everyone, but gangsters don ´ t grow money on trees!
Biliyorum herkes için zor zamanlar ama gangsterler parayı ağaçta yetiştirmiyor!
Times are tough.
- Hayat zorlaşıyor.
You know, times are tough for me and Kelso right now.
Ben ve Kelso için şu zamanlar çok zor.
Oh man, look at my digs... times are tough.
Evet dostum, biliyorum. Eşyalarıma bak... İşler zor.
Times are tough.
Zor günler yaşıyoruz.
Times are tough for me too, not just for you.
Sadece sen değil, benim de bu sıralar durumum iyi değil.
Times are tough, Mr. Kinney. It's a job.
Zor zamanlardayız, Bay Kinney.
When times are tough, that's when you have to laugh.
O, böyle zor durumlara düştüğünde, hiç vazgeçmez ve gülümser.
I know times are tough.
Zor bir zamandayız, farkındayım.
Times are tough, Mr Davert.
- Evet, zaman çok kötü Bay Davert.
You know, when times are tough... you can always turn to the power of prayer.
Kötü zamanlar geçirdiğinde kendini Tanrı'ya yöneltebilirsin.
Oh, times are tough, Pam.
- Zor zamanlar, Pam.
Times are tough.
Zor zamanlardan geçiyoruz.
Look, times are tough.
Bak, zor bir dönemdeyiz.
But times are tough.
Ama sıkıntılı bir dönemdeyiz.
Times are tough. Don't push it.
Ona bakmak zorunda değilsin.
Because times are tough, Kaitlin.
Çünkü zaman zor, Kaitlin.
I know it's not easy, space beg around here... it's very small. I know times are tough.
Burası bu kadar küçükken yerleşmenin. kolay olmadığını biliyorum.
Thanks for acknowledging that times are tough.
Zor zamanlar konusundaki hatırlatman için teşekkürler.
Times are tough.
Devir zor.
All right, times are tough.
Pekâlâ,.. ... zor zamanlar.
Well, these are tough times.
Zor zamanlarda yaşıyoruz.
Tough rules, but these are tough times.
Doğru, kurallar çetin. Ama çetin bir dönemden geçiyoruz.
They tell you there'll be tough decisions, times when you have to... hold someone's fate in your hand, times when you are forced to play God.
Zor kararlar vereceğimizi, insanların kaderinin bize bağlı olacağını Tanrı gibi davranmaya mecbur olacağımızı söylüyorlar.
They've been through so much, and there are some tough times ahead.
Çok yıprandılar ve önlerinde zor zamanlar olacak.
I think the tough times are finally behind me.
Sanırım zor günler artık geride kaldı benim için.
People think they are the only one going through tough times.
İnsanlar sadece kendilerinin zorluk çektiğini sanarlar.
Well, times are always tough for somebody.
Her zaman zor günler geçiren birileri oluyor.
I know these are tough times for you now.
Bu yüzden de...
I don " t know if its maybe times are getting a bit tough there may be a bit less food around.
Ya av yakalaması zorlaştı ya da etrafta... artık pek fazla yiyecek kalmadı.
I know that these are tough times... and the future is uncertain... but I'm very pleased to think that I might be able to help make things a little smoother.
Zor günler geçirildiğini biliyorum, gelecek de hayli belirsiz görünüyor ama yine de işleri biraz yumuşatabilme olasılığım varsa sevinirim.
Times are tough.
Birçok kişi batının çekiciliğine kapılıyor.
These are tough times.
Bunlar zor zamanlar.
These are tough times.
Zor günler geçiriyoruz.
Well, I know these are tough times for you, cuz.
Şey, bunlar senin için zor zamanlar, biliyorum, kuzi.
No matter how many times I told myself how tough trials are,
Kendime kaç defa "Gerçekten ben yapmadım o halde cezalandırılmam imkansız"
But I want you to understand, if you go back, there are gonna be tough times, you know?
Ama bilmeni istiyorum ki... geri dönersen zor zamanların olacak, anlıyor musun?
Now I know these are tough times for Agrestic, your tax basis is shrinking while the cost of maintaining basic services is rising.
Biliyorum, Agrestic için zor bir zaman, Vergi kaynaklarınız azalırken, Temel harcamalarınız artıyor.
Times are tough. Thanks for asking.
Şu sıralar berbat.
We are in such tough times I can say : You know, I remember that song things aren't the way they used to be.
O kadar zor zamanlar yaşıyoruz ki aklıma şu şarkı geliyor :
times are changing 28
times are hard 26
tough 347
tough crowd 31
tough girl 19
tough guy 330
tough day 56
tough love 46
tough night 20
tough shit 41
times are hard 26
tough 347
tough crowd 31
tough girl 19
tough guy 330
tough day 56
tough love 46
tough night 20
tough shit 41
tougher 21
tough call 21
tough luck 97
tough break 73
times 1964
times square 22
times before 18
times a week 28
times in a row 26
times change 49
tough call 21
tough luck 97
tough break 73
times 1964
times square 22
times before 18
times a week 28
times in a row 26
times change 49
times a day 121
times over 33
times three 18
times have changed 100
times already 25
times out of 28
times like this 17
times that 17
times over 33
times three 18
times have changed 100
times already 25
times out of 28
times like this 17
times that 17