Tomorrow afternoon traducir turco
764 traducción paralela
Tomorrow afternoon, here.
Yarın öğleden sonra, burada.
Dear Countess, please, I beg you to keep your promess to meet tomorrow afternoon, in the usual place.
Sevgili Kontes, lütfen verdiğiniz sözü tutup, yarın akşam saat 11'de her zamanki yerde benimle buluşun.
" Until tomorrow afternoon, you will have to content yourself with 20,000 marks and a promissory note for 150,000 marks.
"Yarın öğleden sonraya kadar, 20,000 Mark nakdin... "... ve 150,000 Marklık bir senedin tadını çıkarmak zorunda kalacaksınız.
Tomorrow afternoon.
Yarın öğlesonu.
Tomorrow afternoon.
Yarın öğleden sonra.
I wish to announce the opening of our new course tomorrow afternoon sharp.
Yarın öğlen, yeni golf kulübümüzün açılışını duyurmaktan onur duyarım.
At 3 : 00 tomorrow afternoon?
Öğleden sonra 3...
Very well then, 3 : 00 tomorrow afternoon.
Pekala o zaman, yarın 3'te. İyi günler.
Besides, tomorrow afternoon I'm going to get married.
Ayrıca yarın öğleden sonra evleniyor olacağım.
Tomorrow afternoon, maybe?
Yarın öğleden sonra?
I'll phone Ellen, tell her we'll drive up tomorrow afternoon.
Ellen'ı arayıp yarın öğleden sonra yola çıkacağımızı söylerim.
Carol... I'll try to be back by tomorrow afternoon.
Carol yarın akşam üzerine kadar dönmeye çalışacağım.
We'll meet here tomorrow afternoon at 2 : 30.
Yarın öğleden sonra 2 : 30'da burada yine toplanalım.
The American plane will pick you up in Changchow tomorrow afternoon at 5 : 00.
Amerikan uçağı yarın saat 17'de sizi Şangay'dan alacak.
Doing anything tomorrow afternoon, Miss Nolan?
Yarın öğleden sonra işiniz var mı Bayan Nolan?
She's making a lot of stops, but you'll get there tomorrow afternoon.
Arada uğrayacağı çok yer var ama yarın öğlen oraya varırsınız.
I'll be in Washington tomorrow afternoon.
Yarın Washington'da olacağım.
That's for tomorrow afternoon.
O, yarın öğleden sonrası için.
I'll do it tomorrow afternoon.
Yarın öğlen hallederim.
Is it all right if they deliver the chairs tomorrow afternoon instead of today, as the reception is not till Wednesday night?
Resepsiyon zaten Çarşamba gecesinden önce olmayacağı için, sandalyeleri bu öğleden sonra değil de yarın getirmelerinin uygun olup olmadığını soruyorlar.
Tell her to meet me here at 3 : 40 tomorrow afternoon.
Yarın 15 : 40 da burada buluşacağımızı söyle.
Even if I don't, I'll be home tomorrow afternoon.
Uyuyamasam bile, nasılsa öğleden sonra evde olacağım.
- Well, now, how about tomorrow afternoon?
- Yarın öğleden sonra olur mu?
Oh, and, uh, you won't forget. Tomorrow afternoon we're playing Vassar.
Yarın, Vassar'la maçımız var.
He said he'd be back tomorrow afternoon.
Yarın öğleden sonra geleceğini söylemişti.
The rodeo starts tomorrow afternoon.
Rodeo yarın öğleden sonra başlıyor.
I'll be back sometime tomorrow afternoon.
Yarın öğleden sonra dönmüş olurum.
But work out full details... and be on hand at the war cabinet offices at 4 : 30 tomorrow afternoon.
Ama ayrıntıları çalış ve yarın dört buçukta, Savaş Kabinesi ofisinde sunum yapmak üzere hazır bulun.
Tomorrow afternoon then?
Yarın öğleden sonra o zaman.
How about tomorrow afternoon?
Akşam gelemezsin. Öğleden sonra?
Have it ready to meet at 3 : 00 tomorrow afternoon.
Yarın sabah 3 : 00'da mahkeme toplansın.
Just get me up there tomorrow afternoon.
- Tamamdır. Sen yeter ki yarın öğleden sonra havalanmamı sağla.
I'll be back from Paris tomorrow afternoon.
Paris'ten yarın öğleden sonra döneceğim.
Get everybody together for a conference tomorrow afternoon.
Yarın öğleden sonra herkesi toplantıya çağır.
The next train out is tomorrow afternoon.
Bir sonraki eğitim yarın öğlen bitiyor.
If my calculations are right we ought to hit the Tex-Mex railroad tomorrow afternoon then follow it right on into base.
Hesaplarım doğruysa yarın öğleden sonra Teksas-Meksika demiryoluna ulaşır ve onu izleyerek üsse varırız.
How about tomorrow afternoon?
Yarın öğleden sonra nasıl?
Ask them to try their best to encumber Nan Batian until six o'clock tomorrow afternoon
Nan Batian engel olmak için ellerinden geleni yapsınlar. Yarın akşam üzeri saat 06 : 00 ya kadar zamanları var.
They'll be off the island and out of your hands tomorrow afternoon.
Yarın adadan ayrılıp elinizden çıkacaklar.
Tomorrow afternoon, 3 : 00.
Yarın öğleden sonra 3'te.
I'll wait till 4 : 00 tomorrow afternoon.
Yarın öğleden sonra 4'e kadar beklerim.
If I catch the midnight, I can get to Berlin and be back by tomorrow afternoon.
Eğer gece yarısı trenine yetişebilirsem, yarın öğleden sonra burada olabilirim.
- Tomorrow afternoon, then.
- Yarın akşamüstü o zaman. - Yarın mı?
That was for tomorrow afternoon.
Yarın akşamüstüydü.
He wants me to go to Cathy's party tomorrow afternoon.
Cathy'nin yarın akşamki partisine katılmamı istiyor.
Meet me tomorrow afternoon.
Yarın öğlen buluşalım.
At 2 : 20 tomorrow afternoon somebody will have thrown a switch at Mount Thunder General James Scott will be on all three television networks explaining to the United States people why this crucifixion is an act of faith.
Yarın öğleden sonra saat 2 : 20'de... Thunder Dağı'nda birisi, düğmeye basacak... General James Scott, üç televizyon kanalında birden görünecek... ve Birleşik Devletler halkına, çarmıha gerilişimin iyi niyetle olduğunu açıklıyor olacak.
Is madame seeing anybody this afternoon, this evening or even tomorrow?
Madam, öğleden sonra, bu akşam hatta yarın hiç kimseyi kabul edecek mi?
Not to come around till afternoon tomorrow.
Yarın öğleden sonraya kadar O'nu göremem.
She didn't want me to come tomorrow evening. She wanted me to come Thursday afternoon at 3 : 30 instead.
Yarın akşam gelmememi istiyordu onun yerine Perşembe öğlen 3 : 30'da gel diyordu.
Be sure that it makes the afternoon delivery tomorrow.
Yarın öğleye kadar teslimatın yapılmasını sağla.