Traumatic traducir turco
1,433 traducción paralela
I think I have post-traumatic stress after all the battle scenes I went through. But check this out.
Bu kadar savaş sahnesi gördükten sonra travma sonrası stres sendromuna girdim galiba.
Of which I have no memory, so, I either drank more than I realized, repressed some kind of traumatic event, or was drugged.
Hiçbir şey hatırlamıyorum. Demek ki ya fark etmeden çok içtim, ya da yaşadığım kötü bir olayı bilinç altıma attım, ya da biri bana ilaç verdi.
And the blood on my hands and the fact that I'm always careful with what I drink imply a traumatic event.
Ellerimdekinin kan olması ve her zaman içtiğime dikkat etmem travmatik bir şey olduğunu gösteriyor.
The thing about a gunshot wound, as I can tell you - it's quite traumatic.
Bu şey kurşun yarası ile ilgili, sana bunun tamamen travmatik olduğunu söyleyebilirim.
Well, I think nowadays they call it'post traumatic stress disorder'.
Sanırım bu günlerde buna "Travma sonrası stres hastalığı" diyorlar.
It correlates better than GCS with traumatic brain injury.
Travmatik beyin hasarında GCS'den daha tamamlayıcıdır.
- Traumatic brain what?
- Travmatik beyin nesi?
Sometimes images or words can be recalled from traumatic experiences that occurred during infancy.
Bazen bebeklikte yaşanan travmatik deneyimler sonucu görüntüler veya kelimeler akla gelebilir.
Well, I think nowadays they call it post-traumatic stress disorder, but I still prefer burn out.
Sanırım bu günlerde buna "Travma sonrası stres hastalığı" diyorlar. Ben hala "Yanıp yok olma" terimini tercih ediyorum.
For the last three months he's been suffering from acute post-traumatic stress.
Buna, son üç aydır ilerlemiş travma sonrası stresten dolayı acı çekiyormuş.
Adam Carter is suffering an acute form of post-traumatic stress disorder.
Adam Carter, travma sonrası hastalığının şiddetli bir formu yüzünden acı çekiyor.
Dr. Burke... We got a pregnant woman with traumatic cardiac tamponade from glass piercing her heart.
Dr. Burke, kalbini delen bir cam yüzünden travmatik kardiyak tamponad yaşayan hamile bir kadın var.
And this tough transition is called something like... post-traumatic stress disorder?
Ve bu zor geçiş süreci travma sonrası stres bozukluğu olarak adlandırılıyor, öyle mi?
You know, the post-traumatic stress disorder.
Bilirsin travma sonrası stres bozukluğu.
It's a, uh, traumatic procedure Which reduces the male's capacity for sexual pleasure
Bu, erkeğin cinsel zevk kapasitesini azaltan travmatik bir prosedür.
Okay, somebody set up for a traumatic effusion drainage.
Tamam, birisi travmatik efüzyon direnaji hazirlasin.
Uh, they're traumatic in the extreme.
Hatta travmatik bir derecede.
The police pretty much dismissed the ranger's story As traumatic shock.
Polis bekçinin hikayesini travma sonrası strese bağlamış.
She did just go through a pretty traumatic event.
Oldukça travmatik bir olay yaşadı.
- Post-traumatic stress disorder.
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu.
Yeah, I know, post traumatic stress disorder.
Tamam, biliyorum, ileri stres sarsıntı bozukluğu.
They're reporting severe dehydration with traumatic head and chest injuries.
Ciddi dehidratasyon, kafa travması ve göğüs yaralanmaları olduğunu bildirdiler.
You've been through a traumatic experience.
Sarsıcı bir deneyim yaşamışsın.
Were your childhood memories that traumatic?
Çocukluk anılarımız o kadar kötü müydü?
Something traumatic?
Travmatik bir şeyler?
She Interrupted A Robbery In Her Home, And She's Interested In A Drug Used On Post-traumatic Stress Patients.
Evine hırsız girdi ve travma sonrası stres yaşayan hastalarda kullanılan bir ilaçla ilgileniyor.
I Had This Incredibly Intense Thing With This, Uh, Post-traumatic Stress Victim.
Travma sonrası ağır stres yaşayan hastam var.
I understand it's traumatic.
Bunun sarsıcı olduğunu anlıyorum.
It's too traumatic. I am fragile on this issue.
Bu konuda çok kırılganım.
It's like post-traumatic stress syndrome.
Travma sonrası stres yaşıyorum.
Mr. McNamara, persons suffering disfigurement from a traumatic event have to learn how to recreate themselves,
Bay McNamara, özellikle sizin gibi travmatik bir kaza sonucu algılama sorunu yaşayan insanlar bir şekilde kendilerini yeniden yaratmayı öğrenmek zorundadır.
With traumatic injuries, it's difficult to see the extent of the damage.
Travmatik yaralanmalarda, hasarın boyutunu görmek zordur.
You've heard of post-traumatic stress, right?
Post travmatik stres'i duydun, değil mi?
Traumatic event like that, yeah.
Bu, travmatik bir olay.
Jena Thorne went through a horrible, traumatic experience.
Jena Thorne korkunç acı veren bir deneyim yaşadı.
One more traumatic event in her life was bound to have serious consequences.
Kızın başına çok kötü sonuçlar doğuran travmatik bir olay daha gelmiş.
I believe you're suffering a post traumatic form of a psychotic break.
Psikoz krizinin travma sonrası halini yaşadığını düşünüyorum.
He's been receiving treatment for post-traumatic stress.
Travma Sonrası Stres tedavisi görüyordu. - Ne oldu ona?
Jethro, Werth's behavior is consistent with post-traumatic stress.
Jethro, Werth'ün davranışları Travma Sonrası Stres'e uyuyor.
His symptoms are in no way exclusive to post-traumatic stress.
Belirtileri, kesinlikle Travma Sonrası Stres'ten değil.
Werth is not just a Marine with post-traumatic stress.
Sadece Travma Sonrası Stres Bozukluğu yaşayan bir asker değil o.
It was quite traumatic for him.
Bayağı travmatik bir durumdu.
What I did was I looked back to the most traumatic period of my life, the time I was most angry.
Hayatımın en travmatik dönemine döndüm, o zaman ne kadar kızgın olduğunu hatırladım.
Until we get to the traumatic events that you've been masking with alcohol, we can't move forward.
Alkol alarak bastırdığın sarsıcı olayları anlatmazsan hiçbir şekilde ilerleyemeyiz. Buradan gitmeyi mi kastediyorsun?
Having ground down his teeth for three years due to post-traumatic stress. He left Cuba with a new set of teeth.
Travma sonrası stres hastalığı yüzünden üç yıl dişlerini gıcırdattıktan sonra Küba'dan yeni bir set dişle ayrıldı.
Because of a traumatic childhood, she's turned on by illicit sex.
Çünkü çocukluğunda yaşadığı travma nedeni ile yasak aşklar istiyor.
They say that the move was very traumatic for them and that you shouldn't sleep on your right side.
Diyorlar ki, taşınmak onlar için çok travmatik olmuş ve sağ tarafına yatmamalıymışsın.
- Still, it had to be traumatic.
- Travmatik olmuş olmalı ama.
We've already ruled out a traumatic brain injury with the CAT scans.
Genel bir travma kontrolü için beyin tomografisini çekmiştik.
It could be anything from an extreme case of Post Traumatic Stress Disorder to delirium even.
Şiddetli travma sonrası oluşan yoğun stresten dolayı bu tür olağandışı durumlar gözlemlenebilir.
But being a vegetarian was traumatic in Staten Island.
Staten Island'da vejetaryen olmak çok sarsıcıydı ama. Farklı olduğum için beni dışladılar.