Uninvite traducir turco
31 traducción paralela
I can't uninvite them.
Onları davet etmezsem olmaz.
Look, I'll go. I'll uninvite him.
Gidip davetimi geri alacağım.
- No, you can't uninvite him.
- Hayır, davetini geri alamazsın.
Y-You have to uninvite him.
Onu davet edemezsin.
- Well, I guess we could uninvite someone. - Cecil, perhaps.
O zaman birinin davetini iptal edelim.
I've got to uninvite her, like your dad said.
Onu davet etmemeliyim, tıpkı babanın dediği gibi.
Dude, name it, anything. I need you to uninvite Summer.
Summer'ı davetten vazgeçirmelisin.
I just - I want you to know that I'm sorry. - I didn't uninvite -
Bilmeni isterim ki, onu davetten vazgeçiremediğim için üzgünüm...
Okay, this is your last chance to uninvite that slut you went out with in high school.
Lisede çıktığın kaltağı arayıp, davetini iptal ettiğini söylemen için son şansın.
You had no right to uninvite him.
Onu çağırmamaya hiçbir hakkın yoktu.
- Or I could uninvite you.
- Ya da seni davet etmem.
Jessi, you have to uninvite them.
Jessi, davetlerini iptal etmek zorundasın.
But feel free to uninvite them yourself.
Onların davetini iptal etmek istiyorsan özgürsün.
Uninvite him.
Söyle gelmesin.
We're not gonna buy a whole extra set just for one kid, So you're gonna have to uninvite someone.
Bir çocuk için koca bir set alacak halimiz yok o yüzden bir kişiyi iptal etmen lazım.
Oh, he was gonna be there, but then when they split up, I had to uninvite him.
O da orada olacaktı. Ama onlar ayrılınca ben de davetini iptal ettim.
I can uninvite her.
Davetimi geri alamam.
All those vampires in your house, we need to uninvite them.
Evinizdeki tüm vampirlerin davetsiz olmasını istiyoruz.
I was gonna uninvite you all anyway.
Zaten davetimi geri alacaktım.
Did I forget to uninvite you?
Seni davet etmemeyi unutmuş muyum?
I used my dad's phone to uninvite her, and I had him take the ring my mom sent me to get resized.
Babamın telefonundan ona davetli olmadığını söyledim, annemin bana gönderdiği yüzüğün boyunu ayarlatması için onu gönderdim.
So I-I take it you didn't uninvite me either?
Bana yaptığın daveti geri çekmene rağmen mi?
Yeah, but I can easily uninvite him.
Evet ama istersen hemen daveti geri çekebilirim.
Can we uninvite her to the wedding?
Düğüne onu davet etmeyebilir miyiz?
- Then uninvite her.
- O zaman iptal edin.
Get her on the phone this goddamn minute and uninvite that sneaking bitch!
Hemen şu dakika onu arayın ve o sinsi orospunun davetini iptal edin.
His fiancée made him uninvite work people'cause they're trying to save money for their triplets.
Nişanlısı iş arkadaşlarını davet etmemesini istemiş çünkü üçüzleri için tasarruf yapmaya çalışıyorlar.
And I will uninvite the guests.
Ben de davetlilere gelmemelerini söylerim.
I cannot uninvite.
Davetimi geri alamam.
You have to uninvite her. Me?
- Davetini iptal etmelisin.
I'm going to go uninvite her.
Onu bu davetten vazgeçirmeye.