Uninvolved traducir turco
25 traducción paralela
Neutral... and uninvolved, sir, in virtually all interstellar matters of consequence.
Tarafsız... ve olayların dışında efendim, fiilen, tüm gezegenler arası olayların dışında.
I kept you uninvolved.
Sen yapmadın.
What I'm saying is, you can be as involved or uninvolved in the apprehension of these guys as we want.
Söylemek istediğim, bu herifleri tutuklama işine... istersen bulaşırsın, istemezsen bulaşmazsın.
He's completely uninvolved. This whole baby thing really scares him.
- Bu bebek onu gerçekten korkutuyor.
Now, whatever that means, I'll provide it or support it or be completely uninvolved with it. I mean, whatever it takes.
Mutlu olman için ne gerekiyorsa senin için bunu sağlamaya, sana destek olmaya ya da tamamen olayın dışında kalmaya razıyım.
no matter what kind of damage he causes The Bernardelli Insurance Society will be will be uninvolved.
"Bundan sonra, ne tür bir zarar verirse versin Bernardelli Sigorta Şirketi'nin kapsamı dışında olacak."
I was completely uninvolved.
Ben birşey yapmadım.
Because, Joey, if you're going through a particular situation right now and you need somebody to talk to somebody to shed light, but yet who's still uninvolved I just wanted to let know I'm here.
Joey, şu anda özel bir durum içindeysen ve konuşacak, duruma ışık tutacak ama olaya karışmamış birine ihtiyacın varsa burada olduğumu bil.
And from then on, my father was almost uninvolved in my life and my mother, much too involved.
Ondan sonra babam benimle neredeyse hiç ilgilenmedi. Annem ise, aşırı ilgilendi.
I've survived by being uninvolved.
İşlere karışmadan hayatta kalmayı başardım.
I'm not an entirely uninvolved father, you know.
Ben tamamen duyarsız bir baba değilim biliyorsun.
- It's not that easy to remain uninvolved.
- Her şeye seyirci kalmak pek kolay değil.
"'Not that easy to remain uninvolved. "
"Her şeye seyirci kalmak pek kolay değil."
He was completely uninvolved and didn't cooperate at all.
Bu işin bir parçası değildi sanki hiçbir şekilde işbirliği yapmadı.
It'll prove that you're uninvolved with those people.
Bu işlere karışmadığının kanıtı olacaktır bu.
She was losing her battle to remain uninvolved with the Claskys.
Clasky'lerin ailevi meselelerine bulaşmama çabasında yenik düşüyordu.
So a place like this allows you to remain inward and uninvolved? - Huh.
Yani, böyle bir yer, saklı ve bozulmamış kalmanı mı sağlıyor?
After successfully mating and producing offspring, the men are often distant and uninvolved, leaving their women to hunt, gather and provide for their families.
Başarılı bir çiftleşmenin ve yeni nesil üretiminin ardından, erkekler genelde ailelerine mesafeli durarak, işlere karışmaz ve aileleri için avlanmak, toparlamak ve yiyecek temin etme işlerini dişilerine bırakırlar.
Public announcement for uninvolved parties on Wiener Street :
Wiener Caddesindeki olaylarla ilgisi olmayanların dikkatine.
I'm uninvolved.
İlgimi çekmedi.
Sometimes it's easier to talk to somebody who's totally uninvolved in your life, somebody objective, somebody who has no stake in it.
Bazen hayatında hiçbir bağın olmadığın kişilerle konuşmak daha kolaydır... Olaylara objektif yaklaşacak biri. Yaşadığın şeylerle alâkası olmayan biri.
We can't just stand here as uninvolved observers!
Böyle durup olanlara seyirci kalamayız!
Uninvolved guys should butt out!
Alâkası olmayan burnunu sokmasın!
I don't understand how you feel so uninvolved here.
Nasil bu kadar umursamaz olabiliyorsunuz, anlamiyorum.
Well, I can stay uninvolved.
- Bunun dışında kalabilirim. - Sana söylemek istiyorum ama yapamam.