English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ U ] / Ups

Ups traducir turco

3,947 traducción paralela
And the way they do so is with press-ups.
Ve onlar bunu iletişim yoluyla yapıyorlar.
These press-ups vary, both in the number and the intensity, the speed at which they do it,
Her iki sayıda da, bu iletişim değişir. Yoğunluğuna ve bu sesi çıkarma hızına göre.
I'll notify the higher-ups.
Yönetimi haberdar edeceğim.
FYI, I haven't talked to my parents in seven years, I'm a free-thinker, and I can do 25 sit-ups... throughout the course of a day.
Bilgin olsun, yedi senedir ailemle konuşmuyorum, özgür düşünürüm ve 25 otur-kalk yapabilirim gün boyunca.
Okay, I love you having random hook-ups. I don't know.
Sıradan sevişmeler yapmanı seviyorum.
Why can't I just do girl push-ups?
Neden "kız şınavı" çekemiyorum?
UPS was gonna put a distribution center up there, but the roads are too bad.
- UPS oraya bir dağıtım merkezi... -... kuracaktı ama yolu çok kötü.
UPS was gonna put a...
- UPS oraya dağıtım...
I have some mock-ups of the interface that I think are closer to what you imagined.
Senin hayal ettiğine daha yakın bir ara yüz taslağımız var.
Ten press-ups, quick as you can.
On tane şınav, olabildiğince hızlı.
UPS package for 407.
UPS. 407 numaraya teslimat var.
Because whenever new mothers bring their babies in for check-ups, I look into the kid's eyes and realize they don't know.
Çünkü ne zaman yeni anne olmuş bir kadın bebeğini kontrole getirse bebeğin gözlerinin içine bakarım ve bilmediklerini anlarım.
So check it out, looks like the boss told the higher-ups that we were gonna get Odin on this one and that we left him with his dick in his hand when the bust fell through.
Baksana, patron Odin işini üsttekilere söylemiş. Her şey battığında da adam elleri bomboş kalakaldı ortada.
They're grown-ups.
Onlar yetişkin.
It's called Neverland, and there are grown-ups there, and children never grow old.
Oranın adı Varolmayan Ülke. Orada hiç yetişkin yok ve çocuklar hiç yaşlanmıyorlar.
It's an island where there are no grown-ups to tell you what to do.
Orası bir ada. Ve orada sana ne yapacağını söyleyen yetişkinler yok.
The higher-ups told us to stay out of it.
Yukarıdakiler bu işin dışında kalmamızı söylediler.
The combination of the sort of weird close ups, the beautiful landscape that they're in.
Tuhaf yakın planlarla manzaranın kombinasyonu...
- There's been some hang ups on our home phone line.
Telefonu arayıp yüzümüze kapatanlar vardı.
Right, sure we had our ups and down but everything was fine.
Elbette inişlerimiz çıkışlarımız vardı ama her şey yolunda gibiydi.
This bag is full of Fruit Roll-Ups and baseball cards.
Ağzına kadar pestilli şeker ve beyzbol kartlarıyla dolu.
And I am telling you I don't have the write-ups or the paperwork to support it.
Söylüyorum sana, kararını destekleyecek ne evraka ne de rapora sahibim.
I can't sell the higher-ups on the need for such urgent action.
Yukarıdakilere bu kadar acil bir eylem planın gerekliliğini anlatamam.
I want to raise a child, with all the ups and downs and challenges that comes with it.
Çocuk büyütmek istiyorum, bütün inişleri ve çıkışlarıyla ve bununla gelen bütün zorluklarla.
You could sit on my back while I do push-ups.
Ben şınav çekerken sırtıma oturabilirsin.
- Camp? It's like a glorified prison for screw-ups with rich parents.
Zengin aile çocuğu ezikler için abartılı bir hapishaneye benziyor.
Of course, Singapore is just one in a long line of complete stuff-ups.
Tabi Singapur, delikleri tamamen tıkama görevlerinin yalnızca bir tanesiydi.
I've been in this business for eight months- - eight months- - and I've given way too much of my life away to lose my show to some one-trick pony who still wears pull-ups.
Ben sekiz aydır bu işteyim. Sekiz ay. Hayatımı bu işe adadım ama diziyi, hala bez giyen tek replikli bir bebeğe kaybediyorum.
OK. I'll talk to the high-ups.
Yuakrıdakilerle ben konuşurum.
He's gonna have a ups truck with a porch.
Verandalı bir kargo kamyonu getirecek?
Oops.
Ups.
When's the last time you did sit-ups, Maria...
En son ne zaman oturdun Maria...
I heard they just hired someone, but I never meet the higher-ups.
Yeni birini işe aldıklarını duydum, ama yukarıdakilerden biriyle karşılaşmadım asla.
We're grown-ups.
Büyümüşüz biz.
I hold 18 patents and I can do 11 pull-ups at age 58.
18 tane patent aldım. Ve 58 yaşında olmama rağmen 11 barfiks çekebiliyorum.
That's "Push-Ups."
O "Şınav çekiyordu."
He would never tell me his name, but he would offer to do push-ups for money.
O onun adını bana hiç söylememişti fakat o şınav çekmesi karşılığnda ona para vermeyi teklif ediyordu.
Staff at Broadway drop-in center think that "Push-Ups" might be Tyler Switzer.
Şu "Şınavcı'nın" Broadway'deki bakım evinin personelindeki Tyler Switzer olabileceğini düşünüyorum.
Well, ups and downs, but we came out on the other side.
İnişler ve çıkışlar oldu ama sonunda üstesinden geldik. Görüşürüz, baba.
Can we please be grown-ups about this?
Bu konuda yetişkin gibi davranabilir miyiz lütfen?
We're all doing the best we can, most of us high ups, teachers, parents, kids.
Elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Yüksek konumdaki olanlarımızın çoğu, öğretmenler, ebeveynler, çocuklar.
own-ups have their reasons.
Yetişkinlerin nedenleri vardır.
They get really into push-ups, and I am fine with my upper body the way it is!
Gece gündüz şınav çekmeye başlarlar ama ben vücudumun bu halinden memnunum!
Let's get into position early and familiarise ourselves with the layout so we can prepare for any cock-ups.
Hadi yerlerimizi erkenden alıp kendi düzenimizi tanıyalım. Böylece herhangi bir karmaşa için hazırlanabiliriz.
Now I know you and Dalia have had your ups and downs, but... you know, I think living with... with her and Dallas is gonna... round out our family.
Bence, onunla ve Dallas'la yaşamaya başlamak ailemizi tamamlayacak bir şey.
There's other grown ups coming ok?
Başka büyükler de gelecek tamam mı?
I just wanna hear about the grown-ups having sex.
Sadece yetişkinlerin seks yaptığını dinlemek istiyorum.
These are mock-ups from what we're expecting.
Beklentilerimize göre taslaklar hazırladık.
We've known some ups and downs together, it's true, but if this is goodbye... let's part as friends, eh?
Birlikte iyi ve kötü zamanlar geçirdik, doğru,... ama bu bir elvedaysa arkadaş olarak ayrılalım, olur mu?
No girlie, on-your-knees push-ups.
Öyle kiz gibi, dizler yerde sinav çekmek yok!
Unemployed. Divorced. How many screw-ups do I have to admit to in one day?
Bir gün içinde kaç başarısızlığımı itiraf etmem gerekecek?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]