Ur traducir turco
467 traducción paralela
The water flows under, the patient walks over and meets the pill on the other side.
Su alttan akar, hasta köprüden geçer, karºida hapla buluºur.
When it was too late, he stumbled on the idea that it was a brain tumor.
Babam, annemin beyninde ur olduğunu anladığında, artık çok geçti.
Tell him his ancient knot of dangerous adversaries... Lord Rivers and Lord Grey... tomorrow are let blood at Pomfret castle.
Onun eski düşmanlarından oluşan habis ur, Lord Rivers ve Lord Grey, yarın Pomfret Şatosu'nda hacamat ediliyor.
It's malignant and it's terminal.
Ur habis ve ölümcül.
Three years ago.
Ur ; yll énce.
I spent three years watching Penny die, Mrs. AppIeby.
Ur ; yll boyunca Penny'nin élmesini izledim, Bayan Appleby.
- Oh, right, it's a growth.
- Oh, evet, bir ur.
- A growth?
- Bir ur mu?
- He had it in the guts, too, did he?
- Ur karnındaydı, değil mi?
Tumor?
Ur?
He was born in Ur of the Chaldees.
Kildanilerin Ur şehrinde doğdu.
I am the Lord that brought thee... out of Ur of the Chaldees... to give thee this land to inherit it.
Bu diyarı miras almak üzere seni Kildanilerin Ur şehrinden çıkaran Rab benim.
It is a deadly canker in the body politic, and I will have it out!
Devlette gelişen ölümcül bir ur bu, ben de onu kesip atacağım!
Well, I wish I had half such a husband. I'd give up farming, all right.
Benim de öyle bir kocam olsa, bende bırakıurım çiftliği.
Wi-pe... yo-ur...
A-yak-la-rı...
He's commissioned me to form a team of chapandaz under Pathan colours in his province of Ur-Makistan.
Makistan'da bir çapandaz topluluğu kurmak istiyorlar.
There is no Buzkashi in Ur-Makistan.
Makistan'da Buzkaşi olmaz ki.
I stopped for one night to see Ur of the Chaldees, and for three days in Baghdad with the A.O.C., who happens to be a friend of mine.
Yolda durup Chaldée'de Ur'u ziyaret etmek istedim, ve Bağdat'ta 3 gün geçirdim, bir subay arkadaşımda kaldım.
She has a tumor in her stomach.
Karnında bir ur var.
- Comrade Mojsilovic, it is ur obligation as a citizen.
- yoldaş Mojsilovic bu vatandaşlık görevimiz
It's to be a sculpture of the ur-mother, in the square.
Meydan için tabiat ananın heykeli olacak.
Of the ur-mother who gives life.
Her şeye hayat veren tabiat ana.
Then came Creb, the great Mog-ur the crippled holy man.
Ardından Creb geliyordu, ulu Mog-ur topal kutsal adam.
Mog-ur.
Mog-ur.
Only Mog-ur counts this far.
Sadece Mog-ur buraya kadar sayabilir.
And only Creb, the Mog-ur, knew the magic to find her one.
Ve sadece Creb, Mog-ur, ona bir tane bulacak büyüyü biliyordu.
It won't hurt the great Mog-ur.
O büyük Mog-ur'un canını yakmayacak.
But now I am the great Mog-ur.
Ama şimdi ben büyük Mog-ur'um.
The Mog-urs say you are of the Others.
Mog-ur senin Diğerleri'nden olduğunu söylüyor.
With the Mog-urs'strongest magic, Creb reached out to Ayla.
Mog-ur'un en güçlü büyüsü ile reb Ayla'ya ulaştı.
I, Goov, am Mog-ur.
Ben, Goov ben Mog-ur'um.
My name is Lucita, Lucita Toelle Ur....
Adım Lucita, Lucita Toelle Ur...
The boy goes free if you assist us, Lucita... Toelle Ur Laputa.
Bize yardımcı olursan, çocuk sebest kalır, Lucita Toelle Ur Laputa.
Ur means ruler. Toelle means True.
Laputa'ca Ur'un anlamı Hakim, Toelle'nin anlamı Gerçek...
My name is Romuska Palo Ur Laputa.
Adım, Romuska Palo Ur Laputa.
Let's say an "ur" sound, like in "turd."
"Ka" diye başla, şeydeki gibi... "kaka".
Badness for me, lying'here, tumor big as a breadfruit, poisoning'me inside, and waitin'.
Burad, a beynimde beni zehirleyen kocaman bir ur var.
Hey, in case you haven't noticed, and judging by the attendance, you haven't, the Indians have managed to win a few here and there, and are threatening to climb out of the cellar.
Och ifall ni inte har märkt det, och med tanke på antal besökare, så har ni inte det. İndians Ligde yükselmeye başladı ve şampiyonluk. Och hotar med att klättra upp ur källaren.
At least you don't have canine encephalitis.
En azından bu köpek gibi beyinde ur yok.
My o / d memories A / / start to b / ur
Tüm anılarım hepsi belirsizleşmeye başladı.
I got some really nice Ramakrishna on the Ur woman... that I think would be great for Lightfeather.
Ur'lu kadın konulu çok güzel bir Ramakrişna'm var. Hafif Tüy'e çok yakışır.
'Cause, you know, I - I picture her very Ur.
Gözümde Ur'lu gibi canlanıyor da.
May you have a growth.
Kafanda ur çıksın inşallah.
California. I hear it never rains out there, huh?
Orayahiç yağm ur yağmadığını duymuştum.
I need a price check on La Sœur baby peas.
La Soeur bezelyenin fiyatını öğrenmeliyim.
Repeat, La Sœur baby peas.
Tekrarlıyorum, La Soeur bezelye.
La Sœur baby peas?
La Soeur bezelye mi?
Hey, Maz-u-ur!
Hey, Maz-ur! Ne var, ahbap?
I think I'm growing a tumor.
Beynimde ur çıkıyor galiba.
She's a canker to be cut out!
O kesip atılması gereken bir ur!
Goov is mog-ur.
Mog-ur artık Goov.