Vern traducir turco
619 traducción paralela
Vern.
Vern.
Vern McElhinney.
Vern McEIhinney.
- Vern...
- Vern...
Oh, Vern!
Ya, Vern!
Vern!
Vern!
Vern, I don't know how to tell you this.
Vern, Bunu sana nasıl anlatacağımı bilmiyorum.
My name's Vern Haskell.
Benim adım Vern Haskell.
Vern'll do.
Vern yeterli.
Goes by the name of Vern.
İsmini Vern'miş.
You'll like Vern.
Vern gibi olacaksın.
We have word that Frenchy Fairmont and a man that helped him break jail, Vern Haskell, passed down this way a couple of days ago.
Frenchy Fairmont hakkında birşeyler biliyoruz Ve onun hapishaneden kaçmasınna yardım eden Vern Haskell hakkında, Bir kaç gün önce buradan geçtiler.
Where's Vern?
Neredesin Vern?
Vern, when you come to a fenced range, do you always try to climb over?
Vern, dikenli telli otlağa vardığında, herzaman orayı aşmayı dener misin?
The posse was looking for you, Vern, Geary and Factor.
Vern, Geary and Factor, Ekip sizi arıyordu,
Vern's getting pretty handy with a. 45.
Vern bir 45'lik için mükemmel hale geldi.
Go away, Vern.
Defol, Vern.
How about Vern?
Vern'den N'aber?
What is it, Vern?
Bu nedir, Vern?
Vern?
Vern?
- Vern, Kinch didn't tell me...
- Vern, Kinch lütfen bana anlatmayın...
Has Vern been here?
Vern burada mı?
You won't go to Vern.
Vern'ne geri dönmeyeceksin.
She told Vern her brooch came from his girl that I shot in a hold-up.
Vern broşun geldiği yeri söylemiş soygunda vurduğum bir kızdan.
Vern, maybe we can work out a deal.
Vern, belki iş için çözüm üretebiliriz.
Besides, I got half a dozen cows to milk in the morning and they'd be mighty put out if I didn't show up!
Hem, Sabahları süt vern yarım düzine ineğim var eğer ben görünmezsem huysuz oluyorlar!
Vern and me thought a lot of Luz.
Vern'le ben Luz'u çok düşündük.
Ranks has just sent word from the Vern hut.
Ranks mi? Onun kazayla ne ilgisi var?
They went up to the Vern hut, slept the night there, and started up the Schwarzhorn with provisions for three days.
Vern kulübesine çıktılar, geceyi orada geçirdiler ve üç günlük erzakla Schwarhorn'a hareket ettiler. Bu dört gün önce olmuştu!
Vern, Dick, Joe.
Vern, Dick, Joe.
Stanley, this is Vern Scott.
Stanley, bu Vern Scott.
The boats of Jules Verne, moored at the docks of the drowned of Gavarni.
Jül Vern'in tekneleri suya gömülmüş Gavarni'nin rıhtımlarına demir atmış.
- Vern.
- Vern.
Was just telling Otice and Vern here how Adam fell on his knife and that's what wrong with him.
Ben de şimdi Otice ve Vern'e, Adam'ın nasıl kendi bıçağının üstüne düşüp, yaralandığını anlatıyordum.
I want you to meet, Otis, Vern and ahhhh...
Sizleri tanıştırayım Otis, Vern ve ahhhh...
- Maybe you do Vern?
- Belki sen yaparsın Vern?
- That's the way you seen it Vern.
- Sen hep şüphecisindir Vern.
I ain't even going to get started with you this morning, Vern.
Bu sabah seninle uğraşmaya hiç niyetim yok, Vern.
I'm not going to hang, Vern.
Beni asamıyacaklar, Vern.
We get some horses and I think we're out of it Vern.
Atta bulmalıyız, galiba paçayı kurtardık Vern.
We can't go into no town.
- Kasabaya giremeyiz Vern.
- You mind if I get some sleep Vern?
- Biraz kestirmemin sakıncası var mı Vern?
- What are you going to do Vern, talk?
- Ne o, gene gevezelik mi Vern?
- It's your move Vern.
- Sıra sende Vern.
- Where you been at Vern?
- Kafan nerelerde Vern?
What the hell they talking about Vern.
Acaba neden söz ediyorlar Vern.
- No we can't Vern.
- Bunu yapamam Vern.
Vern, why don't you answerthat telephone?
Vern, neden telefonu açmıyorsun?
Can you call back, Vern?
Sonra arar mısın, Vern?
I want you to know something, Vern.
Bir şeyi bilmeni istiyorum, Vern.
Vern, thank you for caring.
Vern, beni düşündüğün için sağ ol.
How could you know?
Ranks az önce Vern kulübesinden haber gönderdi.