Victim's traducir turco
10,078 traducción paralela
So we're looking for a grand staircase like the one in the victim's house.
Yani maktulün evindeki gibi bir döner merdiven arıyoruz.
Eric, uh, we got a gunshot victim.
Silahla yaralanmış biri var, Eric.
Victim's eyes were cut out, janitor runs in just as the killer jumps out the window.
Kurbanın gözleri oyulup çıkarılmış. Hademe katili görmüş ve adam camdan atlamış.
A victim of common thieves?
Sıradan hırsız işi olmalı?
If this key belongs to the victim's car... Yeah. .. that would be... very kind of cool.
Eğer bu anahtar kurbanın arabasına aitse, evet, gerçekten çok güzel olur.
OK, so maybe he's not our victim, but if he's... still alive, he might be able to tell us if, I don't know, he sold... our victim his car without informing DVLA.
Tamam, belki de kurbanımız o değildir ama o hâlâ yaşıyorsa eğer... Nedenini belki bize kendisi söyleyebilir. Bilemiyorum, kurbanımız arabasını DVLA'a bilgi vermeden satmıştır.
So let's assume then, for now, it was our victim that stole it.
O zaman şimdilik farzedelim ki,... -... arabayı çalan kurbanımızdı. - Tamam.
So we think it could be our victim's.
O yüzden biz de kurbanımızın olduğunu düşünüyoruz.
Which means that, um, now is the opportunity for you to think about the victim's families and tell us the truth about what actually happened.
Bu da demek oluyor ki,... ailelerini düşünüp gerçekte ne olduğunu anlatmak için şansın var.
Married and has a son with Natalie Anker and from a previous marriage, Morten Anker. The victim's name is Helle Anker.
Kurbanın adı Helle Anker.
Yes, that's the victim's.
Evet, kurbanın arabası.
She's the next victim.
Bir sonraki kurban o.
- I'm working on the last victim.
- Son kurban üzerinde çalışıyorum.
If there's a number or character for every victim, we have three left now.
Her bir kurban için bir karakter ya da sayı varsa, geriye üç tane kaldı.
It could suggest that there's only one victim left.
Bu da geriye sadece bir kurbanın kaldığı anlamına gelir.
Why point to Holst if he's the next victim?
Bir sonraki kurban oysa, neden onu işaret etsin?
- We believe there's one victim left.
Geriye tek bir kurban kaldığına inanıyoruz.
The murderer wants to point to Holst, but we don't know if he's the next victim.
Katil, Holst'u işaret etmek istiyor ama bir sonraki kurbanı o mu bilmiyoruz.
- Where's the victim?
- Mağdur nerede?
This victim, he's the guy living there, right?
O evde yaşıyor, değil mi?
According to police reports, our victim Josh was stabbed to death in the back bedroom.
Polis raporlarına göre, kurbanımız Josh arkadaki yatak odasında bıçaklanmış.
ID says victim's name is Anna Coleman of Amherst.
Kimliğe göre kurbanın ismi Amherst'li Anna Coleman.
Teachers like Dan Hoffman, there's a good chance Jamie wasn't the first victim.
Öğretmenleri, Dan Hoffman'dan hoşlanan.. Bu da Jamie için bir şanstı. Çünkü o ilk kurban değildi.
"in summary, The fourth victim..." Sorry, Richard, that's what it says here.
Özet olarak, dördüncü kurban üzgünüm Richard burada öyle yazıyor dördüncü kurban ilk üçüyle tam olarak aynı şekilde öldürülmüş.
She's tough. Wasn't about to become a victim.
Kız nasıl?
So I am gonna get started on the external examination of our victim.
Maktulün dış incelemesine başlayayım diyorum.
And you left a fingerprint on the victim's clothing.
Maktulün düğmesinde de parmak izini bırakmışsın.
Another victim was a patient at Landover Hills.
Kurbanlardan bir diğeri de Landover Hills'de bir hastaymış.
- Meet victim number four.
- Kurban 4 ile tanışın.
They have attacked me in my own home, murdered one of our own, but they made a fatal error leaving behind their victim's fresh body.
Bana kendi evimde saldırdılar, benden olanı öldürdüler ama kurbanlarının taze cesedini arkalarında bırakarak ölümcül hata işlediler.
With the victim's body unrecovered and dozens still trapped inside, the question everyone's asking is :
Kurbanın ulaşılamayan bedeni ve içeride kalan onlarca kişinin ardından herkes şu soruyu soruyor :
Plus, judging from the jag marks on the victim's back, she didn't go into the water voluntarily.
Ayrıca maktulün sırtındaki izlere bakarsak suya kendi isteğiyle girmemiş.
Well, the victim's face is too badly abraded to do a reconstruction.
Maktulün yüzü yeniden yapılandırılamayacak kadar hasar görmüş. Ne yapacağız bilmiyorum. Üzerinde seri numarası olan...
Well, that's strange though, since there weren't any metaphyseal bands on the victim's long bones.
Bu tuhaf çünkü maktulün uzun kemiklerinde... -... metafizyal bantlar yoktu.
Victim's 20-year-old daughter, Courtney, still lives with her?
Maktulün 20 yaşındaki kızı Courtney hâlâ onunla mı oturuyor?
And I found a laceration to the tissue from the victim's right hand.
Maktulün sağ elinin dokusunda kesik buldum.
That could be why our victim's daughter never mentioned her mom being shot.
Belki de kızı bu yüzden annesinin vurulduğundan bahsetmedi. O zaman bebekti.
This injury to her prefrontal cortex could explain the victim's obsessive collecting.
Prefrontal korteks yarası maktulün koleksiyon takıntısını açıklayabilir.
So Hodgins found, uh, rust that was embedded in the victim's hand.
Hodgins, maktulün elinde pas bulmuş.
Which is covered in rust and some of which seems to have gotten into the victim.
Onlar paslı ve bu pasın bir kısmı da maktule bulaşmış.
Okay, I found traces of fiberglass insulation in the victim's lungs.
Maktulün ciğerlerinde fiberglas yalıtım malzemesi buldum.
Old as in the victim's townhouse? Exactly.
- Maktulün evindeki gibi eski mi?
Could be a match for what was found on the victim's hand.
Maktulün elinde bulunana uyabilir.
So what's the victim doing crawling around up here?
Maktul neden buraya çıkmış?
That's the victim, fifth from the left.
Soldan beşinci bizim maktul.
I need to talk to the victim's daughter again.
Maktulün kızıyla tekrar konuşmam lazım.
So it's possible the victim knew your house would be empty.
Yani maktulün evinizin boş olacağını bilmesi mümkün.
Let's not play "blame the victim."
"Maktulü suçla" oynamayalım.
Possibly the victim's.
- Büyük olasılıkla kurbanın.
He's using a.45-caliber weapon, and with each victim he fired 13 shots.
45 kalibrelik bir silah kullanıyor ve her kurbana 13 el ateş ediyor.
Upper airway irritation, flushed skin, purplish - tinged blood, and a faint almond aroma around the victim's mouth.
Üst solunum yolu tahriş olmuş, cildi kızarmış, kanı mora çalmış ve maktulün ağzının kenarında hafif bir badem kokusu var.