English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ V ] / Victimization

Victimization traducir turco

23 traducción paralela
Of victimization in home-loan improvement grants Made last week by the shadow-minister For judging people at first sight
Konu, gölge bakanın ev kredisi ıslah yardımları verilirken insanların asıl hallerinden daha beter olduklarına hükmedilmesiydi.
If you get angry on a daily basis, if you get frustrated on a daily basis... if you suffer on a daily basis... if you give reason for the victimization in your life... you're rewiring and reintegrating that neural net on a daily basis... and that neural net now has a long-term relationship... with all those other nerve cells called an "identity."
Gün be gün bir şeylere kızarsanız, gün be gün hüsrana uğrarsanız, gün be gün ıstırap çekerseniz, eğer yaşamınızdaki haksızlığa hak tanırsanız, o nöron ağını her gün ateşleyip, bobin sarar gibi sarıyorsunuz demektir. Bu nöron ağı artık diğer sinir hücreleriyle bir ilişkiye girmiştir ki buna kimlik denir.
So there's chemicals for anger, and there's chemicals for sadness... and there's chemicals for victimization. There's chemicals for lust.
Yani, öfke için kimyasal var, üzüntü için var, zulüm için var, şehvet için var.
If you get angry on a daily basis... if you get frustrated on a daily basis... if you suffer on a daily basis... if you give reasons for the victimization in your life... you're rewiring and reintegrating that neuronet on a daily basis... and that neuronet now has a long-term relationship... with all those other nerve cells called an identity.
Eğer günlük olarak sinirlenirseniz, eğer her gün acı çekerseniz, eğer hayatınızın "kurban" laştırılmasıyla ilgili nedenler oluşturursanız nöronetinizi günlük olarak yeniden düzenliyor ve bağlantılarını değiştiriyor olursunuz böylece o nöronet artık kimlik adı verilen diğer sinir hücreleriyle uzun vadeli bir ilişki oluşturmuş olur.
So there's chemicals for anger and there's chemicals for sadness... and there's chemicals for victimization.
Yani kızgınlık için kimyasallar var, üzüntü için kimyasallar var... ve mağdurluk için kimyasallar var.
Grade school where he won't be allowed to play tag because it encourages victimization.
İlkokulda çocuğumuza kurban etmeyi teşvik ettiği için kör ebe oynamasına izin verilmez.
His resentment of the homeless may stem from a personal relationship with someone in that cohort, or his victimization of vagrants might merely present an opportunity for him to assert his superiority and intellectual prowess.
Evsizlere karşı olan kızgınlığı o gruptaki birisiyle olan özel ilişkisinden kaynaklanıyor olabilir veya serserileri hedef almasının sebebi cesaretini ve üstünlüğünü ispatlamak için bir fırsat olarak görmesi olabilir.
Imbalance of power in a relationship can lead to victimization.
Bir ilişkideki güç dengesizliği kurban olmaya yol açabilir.
Once you're outside your normal routine, there's a greater chance for victimization.
dışardasın herşey normal, bu hedef olmak için büyük fırsat yaratır.
He was reliving his own victimization.
Kendi kurban oluşunu yeniden yaşıyor.
-... for the three months of my life wasted by police incompetence and the victimization from the so-called Justice Department. - Hey, Jacs.
- Jacs?
The only case here is the victimization of my innocent client... Rahul Diwan.
Burada bir dava varsa o da, benim vekilim, Rahul Dewan'ın masum olması.
And he manipulated me into compliant victimization.
Uysal bir kurbanlaşmaya beni yönlendirdi.
This says that the substance abuse is a coping mechanism, from the fact that he never adequately dealt with his own victimization.
Kendi mağduriyetiyle gereğince baş edemediği gerçeğinden dolayı madde kullanımının bir çeşit üstesinden gelme mekanizması olduğu söylenir.
Victimization does not cause offending.
Kurban olmanız sizi suçlu yapmaz.
Your victimization by the NSA system means that you are well aware of the threat that unrestricted secret police pose for democracies.
NSA sisteminin bir kurbanı haline gelişin ; sınırsız yetkileri olan gizli polislerin demokratik toplumlar için oluşturduğu tehditin gayet farkında olduğun anlamına geliyor.
False victimization.
Yanlış kurban.
False victimization stalkers often suffer from a borderline personality disorder.
Yanlış kurban gösteren takipçilerde yüksek seviyede kişilik bozukluğu olur.
I don't see how you can seriously equate victimization in a laboratory con with the willful participation in mass murder.
Toplu cinayete taammüden katılımın olduğu bir laboratuvar incelemesinde mağduriyeti nasıl eşitlersin anlamıyorum.
Victimization?
Mağduriyet mi?
Stan, straight white males in a capitalistic society have little... understanding of victimization compared to injustices... against underprivileged.
Stan, kapitalist toplumda hetero beyaz erkekler imtiyazı olmayan kişilerin uğradıkları durumu anlamak için küçük bir anlayışa sahipler.
Victimization was the last thing on his mind because he thought carrying a U.S. Passport meant he was protected.
Aklındaki son şey kurban olmak, çünkü Amerikan pasaportunun kendini koruduğunu sanıyor.
Childhood victimization.
Çocukluk mağduriyetleri.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]