Victimless traducir turco
99 traducción paralela
Besides, it's a victimless crime.
Hepsini bir kenara bırak ortada mağdur kimse yok.
Box lunches, public transportation, victimless crimes.
Kutuda öğle yemekleri, toplu taşıma, mağdursuz suçlar.
Pumpkin, unlike marriage, phone sex is a victimless crime.
Balkabağım. Evlilik nahoş. 900'lü hatlar kurbansız suçtur.
Shoplifting is a victimless crime... like punching someone in the dark!
Hırsızlık birini karanlıkta yumruklamak kadar zararsız bir suç.
Because shoplifting is theft, which is a crime, and despite what you may believe, there is no such entity as victimless crime.
Dükkân soymak, hırsızlık olduğundan dolayı ki, bu suç teşkil eder. Sandığınızın aksine, eroin kurbanı olmak gibi bir şey söz konusu değil.
It's a victimless hobby and think of how good the cat must feel.
Bu mağdursuz bir hobi ve kedinin bundan ne kadar hoşlandığını düşünün.
It's a victimless crime.
Bu suçta hiçbir kurban yok.
Now, so far we have what appears to me to be a series of victimless crimes.
Şu ana kadar elimizde olanlar yani, bana görünen o ki,... bir seri kurbansız suç var. - Peki ya parmak?
Ok children, what do you think Barneby Jones meant when he said this is not a victimless crime?
Pekâlâ çocuklar, sizce Barnaby Jones neden "Bu kurbansız bir suç değil" dedi?
My business is victimless.
İşlerim bugünlerde çok kötü.
However, there are those whose business is not victimless... whose tactic is violence.
Bununla birlikte kötü gitmeyen işler de var tabii ama ben şiddetten hoşlanmam.
I've been much too tolerant of these Whovenile delinquents and their innocent, victimless pranks.
Bu arsız bacaksızlara ve onların masum şakalarına fazlasıyla göz yumdum.
It was a victimless crime, and in some countries - ---
Kurbanı olmayan bir suçtu.
Who says it's victimless?
- Kurbanı olmadığını kim dedi?
That crap he's been peddling to us about victimless crimes.
Kurbansız suçlar konusunda atıp tutuyordu.
It's a victimless crime!
Bu kurbansız bir suç!
It's a victimless crime
Bu kurbansız suçtur.
It's a victimless crime. "
Kimse mağdur olmadı " deyip durdum.
- It's a victimless crime.
- Mağdursuz suç.
Because a victimless crime is still a crime.
Çünkü mağdursuz suçlar da suçtur.
It's a victimless crime.
Kurbansız suç.
Victimless?
Kurbansız mı?
This is not some victimless crime.
Bu, kurbanın olmadığı bir suç değil.
It's a victimless crime.
Kurbanın olmadığı bir suç.
Come on, it's a victimless crime.
Kurbanı olmayan bir suç bu.
- Talk about a victimless crime.
Kimsenin zarar görmediği bir suç bu.
now so far we have what appears to me to be a series of victimless crimes.
Şimdiye kadar elimizde, bana görünen o ki bir seri kurbansız suç var.
It's a victimless crime.
Bu kurbanı olmayan bir suç.
I think pot-smoking is basically a victimless crime, although I don't want you smoking it.
Bence esrarın kurbanı yok ama yine de senin içmeni istemiyorum.
And gambling is truly a victimless crime.
Hem kumar kurbansız bir suçtur.
And maybe, maybe you think it's a victimless crime.
Belki de bunu kurbanın olmadığı bir suç olarak grüyorsunuz.
It's a victimless crime.
Bu kurbansız bir cinayet.
It's a victimless crime.
Kimseye zarar vermeyeceksin ki.
Well, so much for a victimless crime.
Kimse zarar görmeyecek mi demiştik?
And it's insured, so it's a victimless crime.
Sigortalı bir yer, bu yüzden kimse zarar görmeyecek.
It's a victimless crime.
Bu bir kurbansız bir suç.
It's a victimless crime.
- Kimsenin zarar görmediği bir suçtu.
It's practically a victimless crime.
Neredeyse kurbansız bir suç.
Victimless crime.
kurbanı olmayan suç.
A coward cloaked in anonymity, he tells himself that watching is a victimless crime.
Kendini gizleyen korkak, kendisine izlemenin suç olmadığını söyler.
Totally victimless.
Tamamen suçsuzum.
How'bout you take me home and I think of some victimless way of saying thank you?
Ya da sen beni evine götürsen ve ben sana suçsuz bir şekilde teşekkür etme yolu düşünsem?
It's a victimless crime, exactly.
Aynen öyle, kurbansız suç.
It's a victimless crime.
Kurbansız bir suç bu.
- I'm telling you, victimless crime.
- Kurbansız suç diyorum ya sana.
Well, sick or no, Many would argue It's a victimless crime.
Öyle ya da böyle, çoğu bunun kurbansız bir suç olduğunu söyler.
What's victimless About lynette hagen?
- Lynette Hagen'ın nesi kurbansız?
- It's a victimless crime.
- O suç sayılmaz ki.
It's a victimless crime.
Bu kurbansız bir suç.
I mean, talk about a victimless crime.
Yani birinin zarar görmediği bir suç gibi.
'Lt's a victimless crime.
Kulaklıklarımı takıp, bir DVD takacağım ve evsiz gibi, hip-hop tarzında, peynirli bir baget yiyeceğim. Bundan kimse zarar görmeyecek.