Vigilantes traducir turco
244 traducción paralela
- lf he heads this way... ... we Black Horse Vigilantes will handle that gent.
Bu tarafa gelirse Siyah Atlılar icabına bakar.
Your name's Francisco Morez, and the vigilantes would like to get a hold of you.
Adın Francisco Morez, ve her yerde aranıyorsun.
And some vigilantes tried to hang a gunman.
Kendini yasanın yerine koyan serseriler silahşorun tekini asmaya çalışmıştı.
- You mean vigilantes, Dad?
- Kanunlar değişmeli mi?
You heard of the vigilantes?
Vigilanteleri duydun mu?
I wonder if he was one of the vigilantes that burnt my father alive... in his wine garden.
Acaba, babamı şarap bahçesinde canlı canlı yakan vigilantelerden biri mi?
I know the vigilantes know that.
Bu iş sandığımdan da ciddi.
- Those vigilantes are spread out all over this country.
- Bütün bölgede bizi arıyorlardır.
- Tell them vigilantes, they're the ones.
- Bizi buna peşimizdekiler zorluyor.
You`re like the masked vigilantes in the Westerns?
Kovboy filmlerindeki maskeli intikamcılar gibi misiniz?
Sure as shootin the vigilantes bushwacked him on the trail and God knows where the took him.
Şu anda nerede olduğunu ancak Tanrı bilir.
In any case, the ranchers intend to take the law in their own hands before it's too late. They're recruiting vigilantes.
Çiftçiler, herhangi bir soruna karşı, çok geç kalmamak için,... kanunları ellerine almaya başladılar.
And if you'd be willing to lead the vigilantes, we'd be certain there wouldn't be any violence, useless violence.
Eğer adamlarımızı oraya götürmeyi kabul edersen, biz orada,... gereksiz bir şiddet eylemi olmayacağına emin olabiliriz.
No one can keep control over five hundred vigilantes.
Hiç kimse, beş yüz adam üzerinde kontrol sağlayamaz.
If you agree to guide the vigilantes to Puerta de Fuego and wipe that bunch out, you save your neck.
Şimdi dinle, Bennet,... bu çok basit. Eğer adamlarımıza Puerta de Fuego'nun temizlenmesinde,... rehberlik etmeyi kabul edersen, boynunu ipten kurtarırsın.
The minute we was all finished here, Zachary and fifty of them vigilantes headed out over the desert after the carts.
Hepimizin işini bitirdikten sonra, Zachary ve,... adamlarından ellisi çöle, onların peşine gitti.
Maybe you think the vigilantes were right?
Belki de kanun adamlarının haklı olduğunu düşünüyorsun?
Bounty hunters shooting'at us from every direction, vigilantes, posses.
Ödül avcıları heryerde peşimizdeler, kasabadaki şerifler ve diğerleri..
History justified the vigilantes, we're no different.
Tarih, tedbirli olanları haklı çıkardı, | bizler de onlar gibiyiz.
Conscientious objectors are unlikely vigilantes.
Askerlik karşıtları genelde "Kanun Koyucu" olmazlar.
We'd have vigilantes killing anybody who looked greasy.
Sokaklar ters baktı diye adam vuran Kanun Koyucularla ile dolar.
Why is it that we continue to let a band of vigilantes... make a mockery of the laws of this city?
Neden bu şehrin kanunlarıyla alay eden bir avuç çapulcuya... göz yummaya devam ediyoruz?
- Maybe we should become vigilantes.
- Belki de koruculuk yapmalıyız.
Vigilantes.
Koruculuk.
And every once in a while, a bunch of vigilantes would try to show them who's boss.
Ve arada bir de bir avuç asi'de onların patron kim olduklarını göstermeye çalışırdı.
We were discussing winged vigilantes.
Kanatlı suçlulardan bahsediyorduk.
Vigilantes!
- Fedailer!
No. The vigilantes?
Yasa dışı olanlara mı?
Dad, don't you see you're abusing your power like all vigilantes?
Baba, gücünü kötüye kullandığını görmüyor musun, tüm liderler gibi?
All of them! Roving mobs of vigilantes... Bring out the muties or we'll burn them out!
Bizi yok etmek için uğraşan çeteler gördük.
Black was the color of Mercedes McCambridge and the vigilantes, while the outcasts were endowed with rich colors or even pure white.
Mercedes McCambridge ve yargısız infazcıları siyah,.. ... toplumdan dışlanmış kişileri ise canlı ya da bembeyaz renklerde resmeder.
- You sound like vigilantes.
- Adaleti kendin sağlamaya çalışıyor gibisin.
Well, I have this rich friend who hires vigilantes for just causes, and he'll pay $ 3m per target.
iyi, böyle durumlarda gönüllü kiralayan bir arkadaşım var, her hedef için 3 milyon dolar ödüyor.
But I can't have a bunch of vigilantes running around my station.
Ama intikamcıların üssümde gezmesine izin veremem.
Your little band of vigilantes isn't going to save you!
Küçük grubunuz sizi kurtarmaya yetmez!
They feed us our darkest fear and turn peaceful communities into vigilantes.
En büyük korkuları uyandırıp, huzurlu toplumları kendi inanışlarına göre düzen sağlayan insanlar haline getirirler.
The Malduk Party, vigilantes who started as a political group.
Marduk Partisi. Bölge dışındaki robotları toplarlar.
Some vigilantes. Officially sanctioned by the homeless.
Evsizler tarafından resmi olarak tasdik edilen bazı bölgeler.
- What? I have a gun in my jacket. We're vigilantes.
Ceketimde bir silah var.
Some people are calling you vigilantes.
Bazı insanlar size koruma görevlisi diyor.
- Keep running those stories and we'll end up with copycat vigilantes who'll get themselves killed.
- O hikayeleri yazmaya devam edersen, elimiz kopyacı linççilerle dolup taşacak.
Condoning vigilantes is one thing but even Com. Gordon draws the line at employing them.
Kendi yetkisi olmadan bu işe göz yumması ama işverenler Komiser Gordon'nun bile çizgiyi aşmasını engelliyor.
Vigilantes?
Sokak kanuncuları mı?
See, the thing about vigilantes is that they're not very common, except in Charles Bronson movies, so I have to create my own profile.
Kahramanlarla ilgili olan şey, çok sık rastlanan türden olmamaları Charles Bronson filmlerini saymazsak. Bu yüzden de profili, kendim oluşturmak zorunda kaldım.
- You're vigilantes.
- Sizler intikamcısınız.
I'm not talking about a bunch of vigilantes.
Düzeni kendi korumaya çalışan bir avuç adamdan bahsetmiyorum.
Deputizing vigilantes.
Vekâlet eden koruma görevlileri.
I don't think vigilantes are good role models.
Bence intikamcılar topluma hiç iyi örnek olmuyorlar.
These anti-immigration vigilantes.
Onlar göçmen karşıtı anti milisler...
Serial vigilantes are extremely rare.
Adalet sağlayıcılar çok nadir görülür.
"horse theft, theft of supplies belonging to the Union Army" "theft of supplies belonging to the Confederate Army" "wounding two vigilantes"
At hırsızlığı Birleşik Devletler Ordusuna ait malları çalma Müttefik Ordusuna ait malları çalma iki nöbetçiyi yaralama Garry O'Keefe adında bir vatandaşı darp etme hırsızlık, şantaj yapma, gasp hükümet hapishanesinden kaçma toplumda huzuru kaçırma, pezevenklik...