Violating traducir turco
666 traducción paralela
you'll be violating orders if you launch now.
Bu yüzden şu anda buradan çıkarsan emirlere karşı gelmiş olacaksın.
You're under arrest for violating the International Terrorism Prevention Act.
Uluslararası Terörü Önleme Hareketi'ni ihlal ettiğiniz için tutuklanacaksınız.
I realize we're violating something he holds sacred.
Onun kutsal bildiği bir şeye tecavüz ettiğimizi fark ettim.
I accuse the first court-martial of violating all human rights in condemning a prisoner on testimony kept secret from him.
Askeri mahkemeyi, tüm insan haklarını ihlal ettiği için itham ediyorum.
These generals, substituting for arguments their uniform violating or invoking professional secrecy as they find convenient saying what they please.
Generaller, istedikleri kişiyi vekil olarak çağırtıyor hatta kürsüye çıkıp jüriye hitap edebiliyor işlerine gelmeyince mesleki gizlilik ihlali ortaya çıkıveriyor ve istedikleri her şeyi söyleyebiliyorlar.
You're under arrest for violating the Volstead Act.
Volstead Yasası'nı çiğnemekten dolayı tutuklusunuz.
I'm here to tell you Sharp's company tricked thousands of people into violating Indian territory with a tale of gold.
Sharp'ın şirketi altın masalıyla insanların yerli bölgesine tecavüz etmesine neden oldu.
Mapes, you're violating the law.
Mapes, kanunları çiğniyorsun.
the men who prepare these attacks and acts of sabotage against the German armed forces are violating the rights of an occupying power, guaranteed by international treaties.
Alman güçlerine karşı saldırı ve sabotaj düzenleyen bu insanlar, uluslararası anlaşmalarla açıkça ortaya konulmuş olan, işgalci güçlerin haklarına karşı gelmekteler.
You're violating my civil rights.
Sizi dava edeceğim. Haklarımı biliyorum.
Violating our bureaucratic turf.
Makamını çiğniyor.
- Anita has been violating that rule, hasn't she?
- Anita bu kuralı ihlal etmekte, öyle değil mi?
It's violating your - your promise to Alec.
Bu, Alec'e verdiğin sözü bozar.
I can't give them without violating the ethics of my profession.
Meslek etiğimi ihlal etmeden nedenimi söyleyemem.
As for the eventual outcome of tonight's crime... the case was later re-opened... and Henri, arrested and convicted of violating The Pure Food and Drug Act.
Sonuç olarak bu geceki cinayetimizde dava daha sonra yeniden açıldı ve Henri'de "The Pure Food and Drug Act" kanunu kapsamında suçlu bulunarak tutuklandı.
I believe I can tell you what you want to know, without violating my patient's confidence.
Sanırım, hastamın güvenini sarsmadan, bilmek istediklerinizi size söyleyebilirim.
Now, I'm violating that secrecy for a bigger purpose.
Şimdi daha büyük bir amaçla o yemini bozuyorum.
You were seen in public with her tonight, violating orders.
Bu gece onunla toplum içinde görünmüşsün, kuralları hiçe sayarak.
If you're on parole, you're violating it by being out of the state of Missouri.
Eğer şartlı salıverildiysen, Missouri eyaletinin dışına çıkmakla onu ihlal ediyorsun.
I've been convicted of violating an unjust law.
Adaletsiz bir yasayı ihlal etmekten suçlu bulundum.
Bertram Cates, this court has found you guilty of violating public act volume 37, statute 31428, as charged.
Bertram Cates, mahkeme sizi umumi kanunun 37.cildinin 31424 no'lu maddesini ihlalden suçlu bulmuştur.
Violating rule.
Evet, kuralları ihlal edeceğim.
You took the lead in violating rules, too
Sen de kuralların ihlalinde yol aldın.
But the prosecution is not calling the defendants to account for violating constitutional guaranties or withholding due process of law.
Ancak savcılık davalıları anayasayı ihlal etmekle veya....... yargılama süresince kanunları gözardı etmekle suçlamıyor.
He called you Excellency, violating Garibaldi's first rule.
Size ekselans diyerek Garibaldi'nin birinci kuralını çiğnedi.
But it's violating my rights to lock me in.
Ama beni buraya kilitleyerek, haklarımı ihlal ediyorsun.
On the other hand, a priest's duty is to assist his King with his prayers for Godliness and peace, he cannot maintain men at arms without violating the very essence of that sacred function, therefore he cannot be held liable for the tax.
Öte yandan, bir rahibin görevi, tanrının kurallarını uygulamak ve barış için... dualarıyla kralını desteklemektir. Bu kutsal görevinin ruhuna aykırı bir biçimde kralına zırhlı askerler hazırlayamaz. Bu nedenle de vergi ödemekle yükümlü tutulamaz.
Burning, killing, violating beautiful white women! "
Yakıyor, öldürüyor, beyaz kadınların ırzına geçiyor! "
The view of the Russian submarine violating international law in Greenland territorial waters was breathtaking.
Bir Rus denizaltısının Grönland denizine izinsiz girerek uluslararası kanunları çiğneyişini izlemek nefes kesiciydi.
It's frightening. We're violating a cardinal rule of humanity.
Evet bu korkunç, önemli bir insanlık kuralını ihlal ediyoruz.
In all my years in the game, I never heard of anyone violating it.
Yıllardır bu oyunun içindeyim, bu kuralı çiğneyeni hiç görmedim.
Violating Red Army regulations!
Kızıl Ordu tüzüğünü çiğnedin!
Yes, but in this case, with the more people we take down, the greater chance we have of violating one of their taboos.
Ne kadar çok adam alırsak, o kadar çok tabuyu çiğneme ihtimali olur.
Captain, if you are apprehended deliberately violating the high advisor's orders, he will be within his rights to have you executed if he chooses.
Danışman'ın emirlerine karşı geldiğin için yakalanırsan seni idam etme hakkı olur.
In addition to piracy, you've left yourself open to charges of violating flight regulations, entering hostile space and endangering the lives of others as well as your own.
Korsanlık, uçuş yönetmeliklerini ihlal, düşman sahasına girmek, başkalarının hayatını tehlikeye atmakla suçlanırdın. Kanamam var.
Dr. Sevrin, you are violating Romulan space and endangering the peace of the galaxy.
Dr. Sevrin, Romulan uzayını ihlal ettiniz, barışı riske atıyorsunuz.
Looters, Confederate sympathizers, persons violating the curfew... or illegally possessing arms or any other people believed inimical to the Union, shall upon capture, be summarily executed, by order of the Officer Commanding, Maj. Charles Ballard, United States Army.
Yağmacılar, Konfederasyon sempatizanları, sokağa çıkma yasağı ihlal kişiler... Veya yasadışı silah taşıyan ya da başka herhangi insanlar Birliği düşman inanılan Yakalama üzerine, idam edilecek, Memur komuta Bnb. Charles Ballard, Amerika Birleşik Devletleri Ordusu emriyle.
The defendant is charged with violating section 311.6 of the California penal code which provides :
Sanık, California ceza kanununun 31'e 1.6 maddesini ihlal etmekle suçlanıyor. Bu maddeye göre :
Someone is violating your law
Biri kurallarınızı ihlal ediyor.
-... of the penal code... - Viola for committing acts violating the common sense of decency, violating the common sense of decency, yeah, yeah... they just violate the common sense of decency... ah....
... ceza kanununun 527 ve takibindeki maddelerine temel teşkil eden genel ahlak kurallarını çiğnemekle ilgili evet, evet... genel ahlak kurallarını çiğneyiveriyorlar.
You act like you're violating a moral issue.
Oturduğu yerde bir olaydır o.
He was shot down and killed while violating restricted air space above a Naval communication center.
Bir donanma iletişim merkezinin sınırlarını ihlal ederken havada vurularak düşürüldü.
You're talking about violating orders.
Emirlere karşı gelmekten bahsediyorsun.
How can we be accused of violating orders when Cain isn't following them himself?
Kendisi emirlere uymayan bir adamın emrine karşı gelmekle nasıl suçlanabiliriz ki?
- He's violating orders.
- Emirlere karşı geliyor.
Could we be upsetting a critical balance by entering this ship - violating the seals?
Mühürleri bozup bu gemiye girerek kritik dengeleri alt üst edebilir miyiz?
These morons are violating the FTC regulations, and I have to make sure- -
Bu aptallar FTC yönetmeliğini ihlal ediyor. Emin olmam...
- I ain't violating'no laws.
- Hiçbir maddeyi çiğnemiyorum.
- You're violating'the law now, baby.
- Şu an bu maddeyi çiğniyorsun.
You are violating a city ordinance Coming in here.
Buraya gelerek, il yönetmeliğini çiğniyorsun.
It showed that face violating the peace treaty... will die.
Yüzünü gösterdi işte.