Visions traducir turco
2,109 traducción paralela
Because you're in my visions.
Çünkü imgelerde sen de varsın.
Plans, calculations, visions.
Haritalar, hesaplar, görüşler.
You can mess with my sister's head and bullshit people about your visions or whatever they are, but you're not special, you're just sick.
Kızkardeşimin aklını çelebilirsin veya gördüğünü iddia ettiğin saçmalıklar hakkında insanlara atıp tutabilirsin, ama bu seni özel biri yapmaz, sen sadece hastasın.
There's, like, not just visions, but...
Sanki sadece görüntü değiller, ve..
You can bullshit people with your visions or whatever the hell they are, but you're not special, you're just sick!
veya gördüğünü iddia ettiğin saçmalıklar hakkında insanlara atıp tutabilirsin, ama bu seni özel biri yapmaz, sen sadece hastasın.
Hardly know the visions from the reality.
Gerçekle hayal arasındaki farkı zor ayırt edersiniz.
- That explains your visions.
- Bu, gördüğün hayalleri açıklıyor.
- Tell me, did you have other visions today?
- Söyle bana bugün hiç hayal gördün mü?
If these visions are real, and Daphne's in trouble.
Bu resimler gerçekse Daphne'nin başı belada demektir.
Visions of a bloody future of deceit and death - the apocalypse.
Ölümün ve hilebazlığın kanlı geleceğinin görüntüleri. Kıyamet.
There are visions. - Yes.
Bazı hayaller var.
There are visions. - Yes.
- Evet.
There are visions. - Yes. There are visions.
Bazı hayaller var.
- Yes. There are visions. - Yes.
- Evet.
There are visions.
Bazı hayaller var.
There are visions.-Yes.
Bazı hayaller var. - Evet.
There are visions.-Yes.
Bazı hayaller var. — Evet.
Okay, don't laugh, but we stayed up Googling premonitions visions, signs, things like that, just to see how much information we could get.
Pekala, gülmeyin ama, sabaha kadar ne kadar bilgi alabiliriz diye Google'da, önsezileri, görüleri, işaretleri ve benzer şeyleri araştırdık.
They use visions to tempt us.
Bizi ayartmak için hayaller kullanıyorlar.
No more visions of you bending down over me to fill my teeth...
Artık dişlerimi doldururken, üzerime eğilmenle ilgili hayaller kurmayacağım. Çok tatlısın.
Eleven year old boy has visions of his brothers death...
"11 yaşındaki çocuk, kardeşinin ölümüyle ilgili görüntüler gördü".
Sometimes I wish I could turn these visions off.
Bazen şu hislerimi kapatmayı diliyorum.
Not visions or vibrations or whatever it is you have.
Görülerinize veya titreşimlerinize falan değil.
They don't just believe... they actually see themselves doing it in their heads. Shared visions.
Sadece inanmıyorlar akıllarında gerçekten yaptıklarını görüyorlar.
So instead, he created a way of plucking visions from his head and placing them inside hers.
O da bunun yerine kendi aklındaki görüntüleri toplayıp kızının aklına yerleştirecek bir yol buldu.
All that was left was to put the visions of what I did into Niles'head.
Sonra da tek yapmam gereken yaptıklarımın görüntüsünü Niles'ın aklına yerleştirmekti.
Well, we know Shota's visions can be averted.
Shota'nın öngörülerinin önlenebileceğini biliyoruz.
I don't deal in hallucinations. I don't deal in the visions in the ether.
Ben halüsinasyonlarla uğraşmam öngörülerin ne olduğunu bilmem.
So you're telling me that your dreams are special visions and you're some kind of psychic?
Yani bu rüyalar bir çeşit geleceği görme ya da psişik bir şey mi?
Well, religious visions are nothing but pareidolia - random stimulus being perceived as significant.
Dini hayaller, sadece birer illüzyondur... Rastgele uyarıcılar, ciddi algılanır.
And I keep getting visions of ashes and burning.
Ben de kül ve yangınla ilgili imgelemler gördüm.
- Sometimes I get... I get visions.
- Bazen ben... imgelemler görürüm.
The subconscious, though, keeps on working! In this state of balancing between life and death, patients often experience so-called'retrospective visions.'
Yaşamla ölüm arasında dengeleme durumunda hasta genellikle "retrospektif görüntüler" denen şeyi deneyimler.
Most of these end times, Apocalyptic predictions and visions on the future focused on the fact that when the sun rises in the "Dark Rift"
Kıyamet zamanına yönelik bu inanışların çoğu, gelecek üzerine tahminlerin ve görüşlerin odaklandığı gerçek
She said the wormwood would give us the most delicious visions. But all it did was put me to sleep.
Pelinotunun bize en güzel halüsinasyonları göstereceğini söyledi ama ben sızdım.
- No visions, no delusions, no crazy-crazy.
- Görme bozukluğu, halüsinasyon, çılgınlık yok.
If it's true, and I was part of the trials when I was a kid is it possible that it's causing these visions?
- Evet. Eğer bu doğruysa ve çocukken deneylerin bir parçası olduysam bu hayallere onun yol açması mümkün mü?
If you are having these visions, whatever they are, there must be a reason.
Eğer bu hayalleri görüyorsan, her ne konuda olurlarsa olsunlar, bunun bir sebebi olmalı.
- What your father said about me having these visions for a reason.
Babanın gördüğüm hayallerin bir sebebi olduğu hakkında söyledikleri.
But in my visions, there are always two bodies.
Susan Pratt. Ama hayallerimde, hep iki ceset vardı.
But what if there is more to Ezekiel's heavenly visions, than the imaginated tip insights of a religious man?
Fakat ya Ezekiel'ın ilahi öykülerinde dindar bir adamın hayali içgörülerinden çok daha fazlası varsa?
I've had visions of the future since I was 13.
13 yaşımdan beri geleceği görebiliyorum.
I saw you in my visions.
- Seni gördüm, önsezimde.
I have the visions, too.
Hayalleri ben de görüyorum.
And if an artifact is causing these hallucinations, Then a powerful electrical charge can make these visions seem absolutely real.
Eğer bir obje bu halüsinasyonlara sebep oluyorsa güçlü bir elektriksel yük onları gerçekmiş gibi gösterecektir.
Just seeing visions of me here, just stuck and getting older And surrounded by all these fucking papers And all these people's photographs of all their stupid kids.
Gözümün önüne bu lanet kâğıtların, insanların ve aptal çocuklarının fotoğrafları arasına gömülmüş olarak burada yaşlandığım geldi.
In Inferno, the daily scenes are shot in black and white, and Marcel's visions and fantasies are shot in colour, the improbable colours of madness.
Cehennem'deki gündelik hayat sahneleri siyah beyazdır. Marcel'in sanrılarıysa renkli çekilir. Deliliğin tekinsiz renklerinde...
Dozens of cans of colour tests, visions and enigmatic obsessions, none of which exist in the script.
Onlarca kutu renkli deneme çekimi. Senaryoda açıkça anlatılmamış sanrılar, gizemli takıntılar...
Whatever your visions...
O sadece olması gereken oluyor.
Why am I seeing these visions?
Neden bu hayalleri görüp duruyorum?
New visions. New nightmares for Marcel.
Marcel için yeni sanrılar, yeni kabuslar.