We'll do it together traducir turco
182 traducción paralela
I'll sing it first, then we'll do it all together.
Önce ben söyleyeceğim, sonra da hep beraber söyleyeceğiz.
- No, we'll do it together, boy.
- Hayır, Bunu birlikte yapacağız, evlat.
We'll do it together.
Birlikte yapacağız.
We'll do it together.
Beraber yıkarız.
I'll get all the information. We'll do it together.
Beraber yaparız.
Do you know, if we sit here till then... it'll be the longest we've been together in the last three weeks.
Biliyor musun, sabaha kadar burada oturursak... son üç haftadır beraber olduğumuz en uzun süre olacak bu.
We'll do it together!
Beraber halledeceğiz!
Even if I do have to sell it, we'll still be together.
Onu satmak zorunda kalsam bile birlikte olabiliriz.
We'll all go along together with a mighty effort, and show to the Hitlers and Mussolinis that we do not only work and fight, but we can be cheerful in doing it as well.
Hitlerlere ve Mussolinilere, sadece çalıştığımızı ve savaştğımızı değil, aynı zamanda bunu yaparken, neşeli olabileceğimizi, gösterebilmek için, muazzam bir güçle çalışmalıyız.
We'll all do it together!
Hepimiz beraberce hallederiz!
OK, we'll do it together.
Tamam. Beraber yapacağız.
We'll do it together.
Birlikte keselim.
We'll do it together.
Beraber yaparız.
Now just watch me this time, and then we'll try and do it together.
Şimdi beni izleyin, sonra birlikte yapacağız.
We'll do it together.
Bunu beraber yapacağız.
All right, we'll do it together.
Tamam, aynı anda yapalım.
If we hang or go to jail, we'll do it together.
Asılır veya hapse gitsek de, birlikte yapacağız.
It's the last performance we'll do together, and it's New Year's Eve and I want a photograph.
Bu beraber yaptığımız son gösteri ve yeni yıl arifesi olduğu için, fotoğraf çekeceğim.
If we do it together, I think we'll succeed.
Birlikte yaparsak, bence başarırız.
- We'll do it together. Now come on.
- Birlikte başarırız, haydi.
We'll do it together.
Birlikte yapalım.
We'll do it together.
Birlikte yapacağız!
We'll do it together.
Beraber yapacağız.
We'll do it your way... together.
Bunu senin yolunla yapacağız... birlikte.
We'll do it together, most likely.
Bunu beraber yapacağız.
We'll just do it together, OK?
Bunu birlikte yapacağız, Tamam mı?
- Bring the spades and we'll do it together.
- Bahçe küreğini getirin, beraber yapalım.
Come on, cubby, we'll do it together.
Hadi yavrum, bunu birlikte yapabiliriz.
We'll do it together. Just me and you.
Sadece sen ve ben!
- We'll do it together.
- Bunu birlikte yapacağız.
We'll do it together, but you've just got to....
Birlikte yapacağız ama her zaman...
We'll do it together, you know?
Ama yani... Beraber yaparız.
We'll do it together.
Birlikte yaparız.
- We'll do it together.
- Birlikte yapalım - Peki
Look, we'll do it together.
Sonra birlikte alırız.
You'll have to meet her, anyway, so we might as well do it together.
Onunla zaten tanışacaktın, bari birlikte yapalım.
We'll just... we'll do it together
Hep beraber yapalım bari.
And it seems whenever we are together, you'll do just about anything to get away from me.
Bir araya geldiğimizde de benden uzaklaşmak için her şeyi yapıyorsun.
I'll put together a press kit on him, and we'll just do it.
Uygun olanları derler bir şeyler yaparız.
In the morning, we will hunt him... but we'll do it together.
Sabah peşine düşeceğiz ama bunu birlikte yapacağız.
Come on, we'll do it together. It's easy.
Beraber yapacağız, kolaydır..
We'll do it together.
- Bu ameliyatı birlikte yapacağız.
We'll do it together.
Şu işi birlikte yapalım.
We'll do it together.
Bu işi beraber halledelim.
I'll read with you. We'll do it together.
Seninle okuyayım hatta.
We'll do it together... somewhere near a beach.
Bu işi birlikte yapalım... plaj kenarında bir yerde.
All right, Val... Val! We know it's sort of a big move but it'll work if we all do it together.
Val, biliyoruz büyük bir işe kalkışıyoruz ama birlikte hareket edersek işe yarar.
It doesn't matter what you do, no matter where you are, we'll be together...
Ne yaparsan yap benimsin! Nerede olursan ol, benim olacaksın!
What we're going to do is work together, and we'll get through it.
Eğer birbirimizden destek alırsak üstesinden gelebiliriz.
We'll do it together.
Beraber yapalım.
We'll do it together.
Bunu birlikte yapacağız.
we'll do 19
we'll do it tomorrow 27
we'll do our best 103
we'll do it 183
we'll do it again 37
we'll do it your way 52
we'll do this together 17
we'll do whatever you want 18
we'll do the rest 20
we'll do everything we can 31
we'll do it tomorrow 27
we'll do our best 103
we'll do it 183
we'll do it again 37
we'll do it your way 52
we'll do this together 17
we'll do whatever you want 18
we'll do the rest 20
we'll do everything we can 31
we'll do anything 16
we'll do that 74
we'll do what we can 28
we'll be back soon 49
we'll be right back 266
we'll be in touch 367
we'll be back 167
we'll see 1739
we'll 584
we'll talk soon 56
we'll do that 74
we'll do what we can 28
we'll be back soon 49
we'll be right back 266
we'll be in touch 367
we'll be back 167
we'll see 1739
we'll 584
we'll talk soon 56
we'll go together 86
we'll see each other soon 16
we'll be together again 17
we'll meet again 87
we'll see you tomorrow 58
we'll talk later 372
we'll meet you there 68
we'll be okay 108
we'll see you later 106
we'll talk tomorrow 85
we'll see each other soon 16
we'll be together again 17
we'll meet again 87
we'll see you tomorrow 58
we'll talk later 372
we'll meet you there 68
we'll be okay 108
we'll see you later 106
we'll talk tomorrow 85