We'll see traducir turco
14,539 traducción paralela
Once we descend, you'll see exactly what he described.
Oraya indiğimizde neyi tasvir ettiğini göreceksin.
- Well, we'll see.
Göreceğiz.
We'll see about that.
Göreceğiz.
We'll see how you guys do with that.
Bunu nasıI yapacağınızı göreceğiz.
We'll see.
Göreceğiz.
We'll see after that.
Biz sonrasında ne olacak ona bakalım.
We'll see.
Anlayacağız.
We'll see, we'll see, we'll see.
Anlayacağız, anlayacağız.
We'll see you there, Uncle Robbie.
Orada görüşürüz, Robbie amca.
When we come up around this bend up here, we'll see the USS Intrepid.
Döndüğümüz zaman USS Intrepid'i görebileceksiniz.
Yeah, I'm gonna have to drink a bunch to make all that piss so we'll see where the night takes me.
Evet, o kadar işemem için biraz içmem gerekiyor. Yani, bakalım gece beni nereye götürecek?
I guess we'll see when your mother gets here.
Sanırım annen buraya geldiğinde anlayacağız.
Then I'll tell you the price. Then we'll see...
Ve tekrar değerinin ne kadar etiğini,... sana söyleyeceğim.
We'll see.
Onu görmeye mi gidiyorsun?
We'll see what happens today, and maybe you can visit for a little while this afternoon.
Bugün neler olacak bir bakalım, belki de öğleden sonra gidip onu görebiliriz.
Just give her to me now and we'll go, we'll leave here and you'll never see or hear from us again.
Sadece bana onu geri getir... ve gideriz, burayı terk ederiz... ve bir daha ne onu ne de beni görmezsin.
Yeah, we'll see.
Evet, göreceğiz.
We'll see.
Görüşürüz.
We'll see how far you get impersonating me.
Bakalım daha ne kadar taklidimi yapıp benden kaçmaya çalışacaksın...
9 : 00 a.m. tomorrow, we'll see how good you really are.
Yarın sabah 09 : 00'da ne kadar iyi olduğunu göreceğiz.
Well, we'll see about that.
İyi, bununla ilgileneceğim ve
I've got a feeling we'll get to see my brother's killer tonight.
Kardeşimi öldüren adamla bir hesabım var.
Okay, yeah, we're on our way, we'll see you soon.
Tamam, geliyoruz. Görüşürüz.
Gonna put some extra units in the area and we'll see what happens. All right?
Pekala?
Yeah, well, we'll see about that.
Evet, göreceğiz bakalım.
We'll know we're getting close when we can see the farmlands.
Tarım arazilerini görünce yaklaştığımızı anlarız.
Can I examine you now and we'll see?
Muayene edip bakalım mı bir?
So we'll see what's what, lift your shirt...
Ne olduğuna bakacağız, tişörtünü sıyır.
We'll see what you do for your kids.
Çocukların için yaparsın.
There is not much you can do for him. - Oh, we'll see about that.
- Onun için yapabileceğin pek bir şey yok.
We'll just see who drops first.
- Bakalım önce kim pes edecek.
- We'll see.
- Göreceğiz.
We don't bite, you'll see!
Merak etme, ısırmam seni.
We'll see about this.
Bunu göreceğiz.
Tell them to put a hold on it and we'll see how this develops.
Onu askıya alsınlar ve bakalım bu plan nasıl gidecek.
Tomorrow we'll go get Linda and see him, face to face.
Yarın Linda'yı alıp onu yüz yüze görüşeceğiz.
♪ Could be brave or just insane ♪ We'll have to see
İster deli de ister cesur bana Bekleyip göreceğiz
- Maybe we'll just see her back in New York.
- Belki de onu New York'a dönünce görürüz.
We'll see.
Bakacağız.
Why don't you come on back? We'll take a look-see.
Gelin bir bakalım.
We'll see you at home.
Evde görüsürüz.
If you open your pitch books to page two... you'll see in the first model, we're predicting a valuation... of a little over a billion, at 34 to 36 a share.
Elinizdeki kitapçıkların ikinci sayfasındaki birinci modelde bir milyarın üzerinde bir değer ve 34-36 arasında hisse değeri tahmini yapıyoruz.
We'll see how the market trades tomorrow, but I feel very confident.
Yarın piyasadaki işlemleri göreceğiz ama ben emin hissediyorum.
We'll see ourselves out.
Biz gidelim artık.
I don't know. We'll see.
- Bilmem, göreceğiz.
The Belters won't see it that way. They'll think we're lying and the OPA will make sure of it.
Kuşaklılar böyle düşünmeyecek yalan söylediğimizi sanacaklar ve DGİ da bunu doğrulayacak.
We'll see if he can patch things up with old rival, Dave Drisko.
Bakalım, eski rakibi Dave Drisko ile araları düzelecek mi?
We'll see you when we get back.
Geri döndüğümüzde görüşürüz.
Okay, soon as we're clear, open it up and we'll see what we can do.
Tamam, çıkar çıkmaz Gazı aç bakalım neyimiz var
- Bobby. We'll see you tomorrow.
- Yarın görüşürüz Bobby.
We'll see, uh.
Göreceğiz.