We're gonna find her traducir turco
282 traducción paralela
Chick, we're never gonna find her.
Chick, onu asla bulamayacağız.
We're gonna find her dead.
Bence onu ölü bulacağız.
- Slim chance or no, we're gonna find out.
- Küçük veya değil ; her türlü öğreneceğiz.
But we're gonna find out.
Ama her şeyi öğreneceğiz.
Hey, listen, anything you can't find in this box we're gonna buy when I get back.
Bak bu kutuda her şeyi bulamazsan, döndüğümde satın alırız.
We can find her, but we're gonna have to hurry.
Onu bulmak için acele etmek zorundayız.
But we're gonna find her.
Fakat onu bulacağız.
We're gonna find her.
Onu bulacağız.
Well, you two can relax a little bit. We're gonna find her.
İkiniz biraz rahatlayabilirsiniz onu bulacağız.
We're gonna find out who killed her.
Onu kimin öldürdüğünü bulacağız.
Then she's gonna go back to New York, and we're gonna find her a place to live until she finishes school.
Sonra da New York'a dönecek ve okulu bitene kadar kalması için başka bir yer bulacağız.
We're gonna do everything we can to find her.
Onu bulmak için her şeyi yapacağız.
We're just gonna follow her around a little while, find our time.
Onu bir süre takip edeceğiz. Doğru zamanı bulacağım.
Whoever stole our golden cow memorial, we're gonna find you and kill you!
Her kim altın İnek Anıtını çaldı ise, bilsin ki onu bulup öldüreceğiz!
We're gonna do whatever we can to find out, but, all things considered, I think it might explain a lot.
Elimizden geleni yapacağız. Her şeyi düşünmek gerekir, sanırım bir açıklaması olmalı.
[Groans] Is this gonna be like one of those horror movies... where we open the door and everything's normal... and we think you're crazy, but then there really is a killer robot... and the next morning you find me impaled on a weather vane?
Kapıyı açtığımızda her şeyin normal olduğu ve senin delirdiğini düşündüğümüz ama gerçekten katil bir robotun olduğu ve ertesi sabah beni bir rüzgar gülüne saplanmış bulduğunuz korku filmlerinden birindeki gibi mi olacak?
We're gonna go find her.
Onu bulmaya gidiyoruz.
We're gonna find her and get her out of LA.
Onu bulup LA dışına çıkartacağız.
We're gonna talk to her and find out.
Onu bulduğumuzda bunu öğreneceğiz.
Listen, Warren, you get that ray working... and the first thing we're gonna do is find Buffy and re-visible her... before it's too late.
Dinle Warren. O ışını çalıştıracağız ve iş işten geçmeden Buffy'i bulup onu yeniden görünür hale getireceğiz.
No, we're gonna go to the airport, find them and say everything we want to say.
Havaalanına gideceğiz, onları bulacağız ve söylemek istediğimiz her şeyi söyleyeceğiz.
We're gonna find her.
Evet.
We're gonna find it and destroy it... and then everything will get back to normal.
Bulup yok edeceğiz ve her şey normale dönecek.
We're not gonna find Karen She could be anywhere
Karen'a bulamayacağız. O her yerde olabilir.
We're gonna find something, we're gonna figure it all out... and we are going to be... fine.
Bir yolunu bulacağız, her şeyi çözeceğiz... ve iyi olacağız.
I'll find a job, we'll figure out a way to make this whole thing work and we're gonna have lots to celebrate about, okay?
Bir iş bulacağım. Her şeyi rayına oturtmanın bir yolunu bulacağız. Kutlayacak çok şeyimiz olacak.
We're not gonna find her, are we?
Onu bulamayacağız değil mi?
And if she is connected, we're gonna need her help to find out how.
Ve eğer bununla ilgisi varsa nasıl bir ilgisi olduğunu bulmamız için yardımına ihtiyacımız olacak.
Don't worry, we're gonna find her.
Endişelenmeyin, onu bulacağız.
She is alive, Lieutenant. We're gonna find her.
O hayatta teğmen, onu bulacağız.
Well, we better find her soon because we're gonna need her if those scabber demons come after Chris.
Ihtiyacımız olacak çünkü Peki, daha iyi onu yakında bulmak onu bu scabber iblisler Chris sonra gelirsen.
Then we're gonna have to find a way to control her.
Öyleyse onu kontrol için bir yöntem bulmalıyız.
I find one of the sillier ideas is the notion that you hear all the time that American policy has been hijacked by people and as soon as they're out of there we're gonna go back to the way it was.
Şu sürekli duyduğumuz, Amerikan politikasının bazı insanlar tarafından.. ... mahvedildiği ve o kişiler yok edildikten sonra her şeyin eskisi gibi.. ... olacağı fikrini çok saçma buluyorum.
We're gonna do our best to find this woman, but we have to remain calm, or everything will spiral out of control.
Bu kadını bulmak için elimizden geleni yapacağız, fakat sakin olmamız gerekiyor aksi halde her şey gitgide kontrolden çıkar.
But, man, when I find her, we're gonna have some bad-ass wine tastings.
Ama, dostum, onu bulduğum zaman, o berbat şarap tatma işini yapacağız.
Well, we're gonna find her before Friday. Well, that's great, but, uh, how can you be so sure?
Harika ama nasıl bu kadar eminsin?
We're gonna find him.
Her şey yolunda, Bay Eppes.
I mean, they test her, we're gonna find traces of meth in her blood, in her hair.
Demek istediğim, onu test edecekler, saçında ve kanında meth bulacağız.
We're gonna find that little girl, we're gonna give her a proper burial.
O küçük kızı bulacağız, ona yakışan bir mezar yapacağız.
- I don't think he'd have gotten far and we're gonna do everything we can to find him, ma'am.
- Çok uzağa gitmiş olduğunu sanmıyorum ve onu bulmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız, bayan.
The faster we start looking, the faster we're gonna find her.
Ne kadar hızlı aramaya başlarsak, o kadar hızlı bulabiliriz.
We're never gonna find her like this.
Böyle giderse onu asla bulamayacağız.
Someone's always gonna be trying to find out about me. As long as we're together, they'll be watching her.
Her zaman benim sırrımı öğrenmeye çalışacak birisi olacaktır, ve birlikte olduğumuz sürece, onun her hareketi izlenecektir.
I don't know how the hell we're gonna find it anywhere else.
Lanet şey her neredeyse, nasıl bulacağımızı bilmiyorum.
As soon as we find her car, we're gonna move in.
Arabasını bulur bulmaz, içeri gireceğiz.
We're gonna find out which one is making her brain bubble over.
Gidip beynini hangisinin kaynattığını bulacağız.
We're gonna find her, Helene.
Onu bulacağız, Helene.
- We're gonna find her.
- Onu bulacağız.
If she's here, we're gonna find her, okay?
Onu orada bulacağız, tamam mı?
Well, whatever happened to him, we're gonna have to find out what it is.
Başına gelen her neyse, onu öğrenmemiz gerekecek.
We're gonna find her.
Onu bulmaya gidiyoruz.
we're gonna make it 91
we're gonna win 34
we're gonna be rich 35
we're gonna miss you 38
we're gonna take care of you 37
we're gonna get caught 28
we're gonna go 88
we're gonna have so much fun 25
we're gonna get married 27
we're gonna die 177
we're gonna win 34
we're gonna be rich 35
we're gonna miss you 38
we're gonna take care of you 37
we're gonna get caught 28
we're gonna go 88
we're gonna have so much fun 25
we're gonna get married 27
we're gonna die 177