We're in a meeting traducir turco
138 traducción paralela
We're trying to set up a meeting with the parties interested in her welfare.
Her şey yolunda mı? Onun iyiliğini isteyen herkesle bir görüşme ayarlamaya çalışıyorum.
If you're sure, we'll call a settlers meeting in the morning to try'em.
Eğer emin isen, onları mahkeme etmek için yarın sabah göçmen toplantısı düzenleriz.
All right, but if we're having a meeting, it'd better be more than poking'holes in the air with your finger.
Tamam ama toplantı yapacaksak, havaya parmağını kaldırmandan daha fazlası olmalı.
We're having a town meeting in 10 minutes over at the saloon.
10 dakika içinde salonda bir kasaba toplantımız olacak.
Instead we're holdin'a mass meeting right out in the open. Head for cover.
Burada çok açıkta kaldık, saklanacak bir yer bulmalıyız.
Because we're going to have a little meeting in here with some of the regular residents, to discuss a matter of grave urgency, which hasjust cropped up.
Çünkü burada sürekli kalanlarla çok yeni ortaya çıkan bir durum hakkında acil bir toplantı yapacağız.
We're in the middle of a council meeting.
Meclis toplantısının ortasındayız.
We're meeting up on the main street in a few minutes.
Büyük sokakta buluşalım.
We're in a meeting.
Şimdi toplantıdayız.
Usually in a meeting of this nature we have to take the client by the hand and lead him through the negotiations, but in this case, we know we're dealing with a savvy business woman.
Genelde bu tarz bir toplantıda müşteriyi alır ve pazarlık safhasına sokarız ama bu sefer dişli bir iş kadını ile karşı karşıyayız.
We're gonna have a meeting in the lab in half an hour.
Yarım saat sonra laboratuarda toplanıyoruz.
We're having a meeting in the lab.
Laboratuarda toplanıyoruz.
Yeah, we better here in meeting with your Doctor Grubber, We're a little early.
Doktor Grubber ile randevumuz vardı. Biraz erken geldik.
Oh, really, Mrs. Tucker, I don't mean to be rude, but we're in the middle of a rather crucial meeting.
Oh, gerçekte, Bayan Tucker... kaba olmak istemem... ama ciddi bir toplantının... tam ortasındayız.
We're just gettin'ready for a big meeting'right now in Vegas.
Vegas'ta büyük toplantı olacak, şimdi ona hazırlanıyoruz.
I call my boss "mister" after 7 years, but I walk in here, a stranger and I'm calling you Rick and Sheila like we're in an AA meeting.
Patronuma 7 yıl sonra bile "bay" diyorum. Burada bir yabancıyım ve Rick, Sheila diyorum ; sanki Alkolikler toplantısı.
- We're in a meeting.
- Toplantımız var.
Come on, guys, we're in a meeting here.
Yapmayın çocuklar, toplantı yapıyoruz burada.
This is the first assembly in history where the top-notch Blacks of America and the people of Africa had something together, all on a level, we're all meeting and learning more about each other, the first assembly among American Black men and Africans in history
Bu, Amerika'nın en tanınmış siyahları ile Afrika halkının bir platformda tarihteki ilk buluşması olacak. Hepimiz buluşacağız ve hakkımızda daha çok şey öğreneceğiz. Bu siyahi Amerikalıların ve Afrikalıların tarihteki ilk buluşması olacak ve bunun bir parçası olmak büyük bir onur.
We're calling this emergency meeting of the board of Phase Two to consider a motion of impeachment of our president, Morty Seinfeld.
Bu acil İkinci Etap toplantısının konusu..,... Başkanımız Morty Seinfeld'in ihracı için bir oy sayımıdır.
WE'RE MEETING CARTER FOR A BEER TO CELEBRATE. YOU WANT TO JOIN US?
Carter'in aramıza katılmasını kutlamak için bira içmeye gideceğiz.
We're holding a meeting with Demmas, the Autarch's eldest son and heir, in an effort to understand the recent hostile activity.
Bu yapılan düşmanca hareketi anlayabilmek için, Autarch'ın büyük oğlu, Demmas ile görüşmeye devam ediyoruz.
Dr. Ernst is with me, we're in a very important meeting.
- Ernst benim yanımda. Çok önemli bir toplantımız var.
- Debbie, no calls, we're in a meeting.
Debbie, telefon bağlama, toplantıdayız.
We're in the middle of a council meeting.
Bir toplantının ortasındayız.
- We're in a meeting.
- Toplantının... - Üzgünüm komutanım, bu acele.
Come Town Meeting, we're gonna have a change in law enforcement on Little Tall.
Kasaba Meclisi toplantısında Little Tall'daki kanun uygulamalarında bazı değişiklikler yapacağız.
No, we're having a board meeting tomorrow evening in which we intend to discuss your situation.
- Yarın akşam toplantımız var. Durumunuzu konuşmayı düşünüyoruz.
Why do you think we're meeting in a fucking mall?
Neden bir alışveriş merkezinde buluştuğumuzu sanıyorsun?
We're in a meeting.
Şu an toplantıdayız.
- We're still in a business meeting.
Hâlâ iş görüşmesindeyiz.
We'll tell her that we're meeting Dean for a movie... and then we go to the movie... and then somebody who happens to be Dean's friend... just happens to be there for the same movie.
Hayır. Ona Dean ile buluşup sinemaya gideceğimizi söyleyeceğiz. Tesadüfe bak ki, Dean'in arkadaşı da aynı filme gelmiş.
Oh, good, tell me that thing because we're meeting with the priest tomorrow and I really want to be in a good place.
Güzel, söyleyin. Çünkü yarın rahiple görüşeceğiz. Ve iyi bir ruh halinde olmak istiyorum.
I cannot believe we're meeting in a convenience store.
Markette buluştuğumuza inanamıyorum.
Um, sorry, we're in a meeting here.
Üzgünüm, bir toplantı yapıyoruz.
- We're in a meeting.
- Toplantıdayız.
Emily, we're in the middle of a business meeting.
- İş toplantısı yapıyoruz burada.
We're in the middle of a meeting, Benjamin.
Toplantının tam ortasındayız, Benjamin.
We're in the middle of a meeting.
Toplantıdayız.
We're in the middle of a meeting. A direct record of the crime has been found.
Cinayet olaylarını gösteren bir görüntü geçti elimize.
We're all meeting in Madrid to free the prisoners in Segovia.
Hepimiz Madrid'a buluşacağız, Segovia'daki tutukluları serbest bırakmak için.
Artie, we're in the middle of a family meeting.
Artie, Burada ailece bir görüşme yapıyoruz
So we're meeting a Zaibatsu, a leader in the banking world.
Bankacılık dünyasının lideri, Zaibatsu'yla tanışıyoruz.
Just pretend we're in a meeting, okay.
Görüşme yapıyormuşuz gibi davran.
We're in a meeting, Melissa. Oh. Yeah.
- Şu an toplantıdayız, Melissa.
Well, Mickey, I'm not gonna invite her to join us. - We're in the middle of a business meeting.
Yanımıza gelmesini söyleyemem Mickey iş görüşmesi yapıyoruz.
Come on, we're in a fucking meeting, man.
Hadi, toplantıdayız.
We're in a meeting.
Toplantıdayız.
It's impossible now because we're in the middle of a meeting.
Hayır, imkânsız. Şimdi toplantının tam ortasındayız.
Agent Pierce, we're in the middle of a meeting, if you don't mind.
Ajan Pierce... Bir toplantının ortasındayız, sizin için sakıncası yoksa...
Just one second, we're in a meeting.
Bir saniye, toplantı var da.
we're in this together 190
we're in deep shit 22
we're in position 87
we're inside 26
we're in the middle of something 36
we're in the same boat 27
we're in trouble 174
we're in public 20
we're in pursuit 19
we're in the right place 16
we're in deep shit 22
we're in position 87
we're inside 26
we're in the middle of something 36
we're in the same boat 27
we're in trouble 174
we're in public 20
we're in pursuit 19
we're in the right place 16
we're in agreement 16
we're in love 111
we're in business 76
we're in 513
we're in danger 24
we're in a hurry 80
we're in big trouble 25
we're in the clear 36
we're investigating a murder 31
we're in the middle of nowhere 56
we're in love 111
we're in business 76
we're in 513
we're in danger 24
we're in a hurry 80
we're in big trouble 25
we're in the clear 36
we're investigating a murder 31
we're in the middle of nowhere 56
we're in the 16
we're in here 95
we're in luck 35
in a meeting 17
a meeting 48
we're 1906
we're here 1469
we're good 1678
we're not friends anymore 25
we're just friends 257
we're in here 95
we're in luck 35
in a meeting 17
a meeting 48
we're 1906
we're here 1469
we're good 1678
we're not friends anymore 25
we're just friends 257
we're late 319
we're back in business 45
we're going shopping 19
we're screwed 280
we're not gonna make it 79
we're sorry 376
we're going out tonight 29
we're good friends 31
we're going to be late 92
we're friends 656
we're back in business 45
we're going shopping 19
we're screwed 280
we're not gonna make it 79
we're sorry 376
we're going out tonight 29
we're good friends 31
we're going to be late 92
we're friends 656