English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / We're in trouble

We're in trouble traducir turco

1,178 traducción paralela
Man, now I know we're in trouble.
Adamım şimdi, tam belaya bulaştık.
- Willie, we're in trouble.
- Willie, başımız belada.
Get down here, we're in trouble!
İn aşağı, başımız belada!
Actually, we're both pretty screwed up. But I really think he's in more trouble than I am.
Aslında... ikimiz de berbat durumdayız ama galiba onun sorunları benimkinden daha fazla.
Jesus Christ, we're in a lot of trouble.
Ulu İsa, başımız büyük belada.
Like, we're in serious trouble here.
Burada ciddi bir sorunumuz var.
We're in trouble here.
Başım belada.
You convinced me. We're in a lot of trouble.
Haklısın beni ikna ettin.
Get in some trouble? We're there on the double.
Bir sorun varsa hemen koşarız oraya?
Uh-oh. We're all gonna be in trouble.
Hepimizin başı derde girecek.
We're in terrible trouble.
Başımız feci dertte.
Starting fresh sounds good when you're in trouble but before we vote to pack up and leave I think we should ask why we're here.
Başımız derde girdiğinde herkesin fikrini söylemesi güzel... ama toparlanıp gitme kararını almadan önce... sanırım kendimize burada ne aradığımızı sormalıyız.
Now we're both in trouble.
Şimdi ikimiz de beladayız.
We're not in trouble?
Tehlike içinde falan değiliz değil mi?
If they see you talking to me, we're in trouble.
Eğer seninle konuştuğumu görürlerse, başımız belada demektir.
We're in trouble, Gary.
- Başımız dertte.
WE'RE IN DEEP TROUBLE.
Başımız büyük dertte.
So if you weigh more than, uh, 105... we're in trouble.
Eğer sen de 50 kg'dan fazla geliyorsan başımız belada.
- I know. We do have people, and they're stuck on the other side of the border, in very serious trouble.
Ama sınırın diğer tarafında kapana sıkışmış başları ciddi dertte olan insanlar var.
Yes, we're in trouble.
Evet, başımız belâda.
If he blows this, we're in trouble.
Bu işi batırırsa başımız derde girer.
We're in trouble.
Başımız dertte.
If this is as exciting as it gets, we're in big trouble.
Burası bu kadar heyecanlıysa başımız dertte demektir.
He switches over to Terhune, we're in big trouble.
Terhune'yi ürkütürse büyük sorunumuz olacak.
We're in big, big trouble!
Büyük bir sorunumuz var. Onları gördüm.
David, we're already in trouble, both of us because of my helping you run away.
... Çünkü ben sana kaçman için yardı ettim.
In case you didn't realize it, boy, we're already in trouble.
Anlayamadıysan söyleyeyim, evlat, zaten başımız belada.
Emily, we're in trouble.
Emily, başımız dertte.
we're in big trouble.
Başımız büyük belada.
We're really in trouble.
- Başımız ciddi belada.
This is Brad, Sara and Daryl - and we're in trouble.
Bu Brad, Sara ve Daryl. Ve başımız belada.
Jeez you guys we're in trouble this time.
Bu sefer başımız belada beyler.
And we're both gonna be in trouble.
İkimizin de başı belada olacak, bunu anlıyor musun?
We're in trouble now.
Başımız belada.
- Oh, my God, we're in trouble.
- Aman Tanrım, başımız belada.
We're in big trouble.
Büyük bir sorunumuz var.
It proves we're in big trouble.
Büyük bir sorunumuz olduğunu.
We're in trouble, you and I.
İkimizin de başı belada.
Nam, they're in trouble, what shall we do?
Nam, başları belada. Ne yapacağız?
- We're in trouble. - What's wrong?
- Başımız dertte.
Then you're gonna be in trouble Cos we're gonna steal your air
O halde başın dertte olacak Çünkü havanı çalacağız
We're in trouble.
Başımız belada.
I think we're in trouble.
Sanırım başımız belada.
You realize we're in trouble with this cop?
Bu polisle başımız dertte.
Bob, we're in big trouble on BST.
Bob, BST'de büyük sorunumuz var.
I may not, but I know what it's like here and I know we're in trouble without a president.
- Orayı bilmiyor olabilirim ama başkansız başımızın dertte olduğunun gayet farkındayım.
Now, you're the one who's in trouble. We went to your school and saw your social studies report, you know, "Brazil, Land of Rubber and Sunshine."
Okuluna gidip, hayat bilgisi ödevini gördük hani "Brezilya, kaput ve güneş ülkesi" olanı.
We're in some major-league trouble here, men.
Ağır-siklet bir sorunla karşıyayız.
We're all in trouble, Captain.
Hepimizin başı dertte Başkomiser.
We're in trouble here.
Başımız dertte.
We're in trouble.
Bakın bayan, tehlikedeyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]