We're not going traducir turco
5,407 traducción paralela
Everyone will say, "You're not allowing us to exploit oil or ore in this park... but you did so in Virunga." If we fail here, the whole conservation sector in Congo is going to fall.
Herkes der ki : "Bu parkta petrol veya maden çıkartmaya izin vermiyorsunuz ama Virunga'da verdiniz." Burada başarısız olursak Kongo'daki bütün koruma alanları düşer.
We're not going to sink her. We're going to board her.
Ona bineceğiz.
We're going with jelly beans, and we're not looking back.
Jelibon gönderiyoruz ve arkamıza bakmıyoruz.
If not, we're going to be in the woods for a long time.
Eğer odaklanamazsan uzun süre ormanda kalacağız demektir.
Well, if we're not going to kill him, why aren't we at least tying him down with really big chains?
Eğer onu öldürmeyeceksek neden en azından büyük zincirlerle bağlamıyoruz?
Isaac, we're not going to torture her.
- Isaac ona işkence yapmayacağım.
We're not going to psychologically torture her either.
- Psikolojik işkence de yapmayacağım.
We're not going to Florida, Raylan.
Florida'ya gitmeyeceğiz Raylan.
The way things are going, we're not gonna finish for five months.
Böyle gidersek 5 ayda bitiremeyeceğiz.
We need to operate like a business or we're not going to...
Bir şirket gibi çalışmamız lazım yoksa asla...
So does that mean we're going... I'm not the first grumpy old fart To run this place, and I won't be the last,
Burayı işleten huysuz eski kafalı moruk bir tek ben değilim son da olmayacağım.
Tell him we're not going away.
Vaz geçmeyeceğimizi söyleyin.
I guess we're not going out for striper today, huh?
- Kanımca balık tutmaya gitmiyoruz değil mi?
We're not going to Nala Se with whatever you find.
Bulduğun şeyle Nala Se'ye gitmeyeceğiz.
We're not going to.
Durdurmayacağız. Bu sefer.
So we're not going to burn the bodies?
Yani cesetleri yakmayacağız mı?
We're not going to Iceland to use a ryksuga.
İzlanda'ya... ryksuga kullanmaya gitmiyoruz.
Mm, we're not going to exhume the bodies, Richard.
- Cesetleri mezardan çıkarmayacağız, Richard.
Dude, we're not going.
Biz gitmiyoruz.
Then we're not going to grill.
Barbekü de yapmayacağız demek oluyor.
We're not going backwards.
Geri gitmiyoruz.
- Well, we're not going to do that.
- Hayır, bunu yapmayacağız.
We're not going to the border.
Sınıra gitmiyoruz.
We're not going back there, Barney!
Geri dönmeyeceğiz Barney!
Not that I have the faintest clue where we're going.
Nereye gittiğimiz hakkında en ufak bir fikrim yok.
Even when I'm free, we shall still be friends. You're not going to be free.
- Özgür olduğumda bile arkadaş olacağız.
Farz, we're going to have'Matka Kulfi'and not on a war.
Farz,'Matka Kulfi'almaya gidiyoruz savaşa değil.
You're not going anywhere We've got a lot of catching up to do
Hiçbir yere gitmiyorsun. Halletmemiz gereken çok mesele var.
I'm not sure how we're going to get past this.
Bunu nasıl aşacağımızı bilmiyorum.
We're not going out.
- Çıkmıyoruz.
We're not going to fight with junior high school students.
Ortaokul öğrencileriyle dövüşmeyeceğiz.
We're not going to the hospital.
Hastaneye gitmeyeceğiz.
We need to be together, Stefan, or pretty soon we're just gonna end up pictures in a yearbook in a drawer somewhere, and so, that is why I am not going to stop calling you until you pick up the phone and I hear your voice
Birlikte olmamız gerek Stefan. Yoksa yakında çekmecedeki bir yıllığın içindeki fotoğraflardan ibaret kalacağız. Bu yüzden sen o telefonu açana ve bana bu işi çözmekte yardım edeceğini söyleyene kadar seni aramaktan vazgeçmeyeceğim.
We're not going back there.
Oraya geri dönmeyeceğiz.
Well, we're not going to be able to sweep that one under the rug.
Bu işi halının altına süpüremeyeceğiz belli ki.
How do we tell them that they're not going home... that they're gonna be sequestered in a facility in South Carolina for the next two years and that their babies will be the property of the United States government?
Evlerine gitmeyeceklerini, Güney Kaliforniya'daki bir tesiste önümüzdeki iki yıl boyunca yalnız kalacaklarını ve bebeklerinin hükümetin malı olacağını onlara nasıl söyleyeceğiz?
- We're not going anywhere.
- Hiçbir yere gitmiyoruz.
We're not going to talk about Cassie.
Cassie hakkında konuşmayacağız.
We're not going to Dave and Buster's.
- Dave and Buster'sa gitmiyoruz.
Listen, there's not going to be many lads left when we're gone, you know.
Dinle biz gittiğimizde geride çok erkek kalmayacak biliyorsun.
Well, of course we're not going to do this.
Elbette yapmayacağız.
- No, we're not going to do it tomorrow.
- Hayır. - Sen söyle o zaman yarın yapacağımızı. - Yarın falan yapmıyoruz bunu.
So we're not going every Sunday, then?
Yani her pazar gitmeyeceğiz, öyle mi?
We're not going to be poor!
Fakir olmayacağız!
We've still not decided what song we're going to do.
Henüz tam karar verebilmiş değiliz.
We're not going out.
Biz çıkmıyoruz.
- We're not going home with our tails between our legs, Jojo.
- Evet, ama... - Kuyruğumuzu kıstırıp eve dönecek değiliz Jojo.
- We're not going anywhere.
- Her zaman yanında olacağız.
I work for Pearson Specter, and we're not going to be settling this Foreman suit.
Pearson Specter için çalışıyorum ve bu Foreman davası için anlaşmaya gitmeyeceğiz.
And we're not going to court, because I'm gonna prove you're full of shit.
Ve duruşmaya da gitmeyeceğiz, çünkü sana bi bok olmadığını kanıtlıcam.
We're not going anywhere.
- Hiçbir yere gitmiyoruz.
we're not going to make it 34
we're not going there 20
we're not going to hurt you 30
we're not going anywhere 217
we're not going home 20
we're not going to 18
we're not going back 26
we're not friends anymore 25
we're not gonna make it 79
we're not together anymore 25
we're not going there 20
we're not going to hurt you 30
we're not going anywhere 217
we're not going home 20
we're not going to 18
we're not going back 26
we're not friends anymore 25
we're not gonna make it 79
we're not together anymore 25
we're not married 104
we're not ready 48
we're not lost 34
we're not sure 186
we're not friends 137
we're not dating 51
we're not there yet 98
we're not together 85
we're not finished 45
we're not 1349
we're not ready 48
we're not lost 34
we're not sure 186
we're not friends 137
we're not dating 51
we're not there yet 98
we're not together 85
we're not finished 45
we're not 1349