We're not leaving traducir turco
681 traducción paralela
We're not leaving here for a couple of days.
Birkaç gün buradan ayrılmayacağız.
We're not leaving her.
Onu bırakamayız
Murphy's not going anywhere, and we're not leaving him here.
Murphy bir yere gidebilecek durumda değil ve onu burada bırakmayacağız.
It's too soon to pack, isn't it, since we're not leaving until Sunday.
Bavul hazırlamak için çok erken değil mi? Ne de olsa Pazar gününe dek gitmiyoruz.
- We're not leaving.
- Gitmiyoruz.
We're not leaving till that storekeeper's guts have been shot out.
O tezgahtarın hayalarına sıkmadan bir yere gitmiyoruz.
We're not leaving.
Biz bir yere gitmiyoruz.
We're not leaving.
Gitmiyoruz.
- You not gonna be... one of them troublemakers, now are you? - We're leaving mister. - Mrs. Grubach.
Bizi şikayet etmeyeceksin değil mi?
We're not leaving already.
Gitmiyoruz.
- We're not leaving until we've found Barbara.
- Barbara'yı bulana dek gitmiyoruz. - Öyle olsun.
Captain, this is not the time to rest! We're leaving again!
Kaptan, şimdi dinlenmenin sırası değil.
We're not leaving with questions unanswered.
Cevapsız sorularla ayrılmıyoruz.
We're not leaving orbit, Mr. Scott, not that quickly. - Captain.
- Yörüngeyi terk etmiyoruz.
We're not leaving here until we find out what went on, or what's going on.
Ne olup bittiğini ya da hâlâ olup bitenleri öğrenene kadar buradan ayrılmıyoruz.
We're not leaving until McCoy is released.
Siz onu bırakana kadar gitmiyoruz.
Medical team to the Transporter Room. No. No, we're not leaving.
- Sağlık ekibi, ışınlanma odasına.
We're not leaving Eden, none of us.
Eden'ı terk etmiyoruz, hiçbirimiz.
- But we're not leaving that book.
- Ama kitabı bırakmıyoruz.
We're not leaving!
- Kazanıyorum işte.
We're not leaving without them!
Onlar gelmeden bir yere gitmiyoruz!
- We're all so happy that you're healthy again. - All of my friends called me, thanks for not leaving me alone.
Ne güzel şey rastlamak ilk sevdiğine,
Charlie, we're not leaving!
Charlie, biz gitmiyoruz!
No, we're not leaving today That's right
bugün ayrılmayacağız işimiz var
We're not leaving until we get the story.
Ne olduğunu öğrenmeden buradan gitmeyiz.
- We're not leaving anybody behind!
- Kimseyi arkada bırakmayacağız.
No, we're not leaving.
Hayır, biz gitmiyoruz.
We're here to discuss production... ... pay raises, re-hiring the men you laid off! You're not leaving here until that's done!
Üretimi konuşmak, maaşları ödemek, işten çıkardığınız adamları yeniden işe almak için buradayız.
- We're not leaving them.
- Biz onları bırakmıyoruz.
You're not leaving this house until we settle the college thing!
Bu üniversite işini halletmeden bir yere gidemezsin!
But now we're not leaving.
Artık çıkmıyoruz ama.
We're not leaving. We're never leaving.
Gitmiyoruz.
What we are is "here." What we're not is "leaving."
Bizim takım aynen "burada". "Giden" falan da yok.
We're not leaving my car, and that's final.
Arabamı burada bırakmıyoruz.. Konu kapanmıştır.
We're not leaving you.
Seni bırakmıyoruz.
We're not going to take a chance on leaving until after midnight.
Gece yarısına kadar ayrılma imkanımız olmayacak.
I guess we're not gonna be leaving now, right?
Buradan hemen ayrılmıyoruz demek mi?
- We're not leaving.
- Ayrılmıyoruz.
Not here We're not leaving the car here
Buraya olmaz. Arabayı burada bırakamayız.
Listen, Tom we know you're leaving in a few days, that's not the issue.
Dinle, Tom birkaç gün sonra buradan ayrılacağını biliyoruz, mesele o değil.
We're not leaving them out there!
Onları orada bırakmayacağız!
We're not leaving before we get a field kitchen.
Birliğimize mutfak almalıyız.
We're not leaving Nationalist Spain.
Milliyetçi İspanya'dan ayrılmayı düşünmüyoruz.
Jeanne, we're not leaving.
Jeanne, bir yere gitmiyoruz.
- WE'RE NOT LEAVING.
- Gitmiyoruz.
Because we're not leaving.
Gitmiyoruz da ondan.
We're not leaving here until we see him.
Onu görene kadar buradan gitmeyeceğiz.
We're not leaving yet.
Sonra düşünürüz.
We're not leaving until this Christmas ham gives me a pull-up.
Noel artistleri bir tane barfiks çekene kadar burdan ayrılmıyoruz.
- We're not leaving this minute!
- Hemen gitmiyoruz!
We're not leaving without you.
Sensiz buradan ayrılmayacağız.
we're not friends anymore 25
we're not gonna make it 79
we're not together anymore 25
we're not married 104
we're not lost 34
we're not ready 48
we're not sure 186
we're not going 77
we're not friends 137
we're not dating 51
we're not gonna make it 79
we're not together anymore 25
we're not married 104
we're not lost 34
we're not ready 48
we're not sure 186
we're not going 77
we're not friends 137
we're not dating 51