We've come this far traducir turco
150 traducción paralela
- No, no. We've come this far.
- Yoo, bu kadar uzağa gelmişken olmaz.
We've come this far, we've got to see it through!
Buraya kadar geldiysek, görmeliyiz de!
We cannot have come this far to leave nothing behind but some undistinguished, unidentifiable portraits to be hung on the back walls of curiosity shops to gather the dust of the future
- Yüzyıllar boyu yaşayıp geriye hiçbir şey bırakmamak mümkünmü? Ama ve tanınmış biri bunu başarabilir. Antikacı dükkanlarının bir köşesine atılıp, geleceği bekleyecekler.
I'm not afraid, David, and we've come this far.
Ben korkmuyorum, David, hele bu denli uzaklarda olduktan sonra.
Do whatever you want to, but... after we've come this far, we're over the worst - -.
Ne istiyorsan onu yap, ama... buralara kadar geldikten sonra, vazgeçmemiz çok yazık olur.
We've come this far, Melissa.
Çok uzaktan geldik, Melissa.
Kihachiro... we've come this far
Kihachiro dono, buraya kadar geldik.
We've come this far.
Buraya kadar geldik.
We've come this far...
Bu kadar ilerlemişken...
- We've come this far, haven't we?
- Bu kadar mesafe kat ettik, değil mi?
We'll fail the exam! We've come this far!
Bu kadar yaklaşmışken sınavdan çakalım mı yani!
- No! Look, we've come this far.
Bak, buraya kadar geldik.
We've come this far.
O kadar yol teptik.
What the heck, I mean, we've come this far.
Neden olmasın? Madem buraya kadar geldik yolun kalanını da gidelim.
We've come this far.
Bu kadar yol kat ettik.
We've come this far!
Buraya kadar geldik!
We've come this far.
Başardık.
We've come this far together, haven't we? It's not enough.
Bu kadar mesafeyi birlikte gelmedik mi?
We've come this far.
çok uzaklaşmışız.
Well, we've come this far, the least I can do is knock on the door.
Madem buraya kadar geldik, en azından kapıyı çalabilirim.
After all, we've come this far.
Bu kadar yaklaşmışken.
Come on, we've gone this far.
Hadi, buraya kadar geldik.
I mean, out there there's a bunch of people that have come very far for this and we cannot let them down.
Dışarıda bunun için çok uzaktan gelmiş bir grup insan var ve onların beklentilerini boşa çıkartamayız.
We've come this far.
Buraya kadar geldik artık.
You know, sometimes I leaf through this to see just how far we've come.
Bazen ne kadar ilerledik görmek için buna göz atarım.
We've come this far.
O kadar aşama kaydettik.
I appreciate your efforts and we couldn't have come this far without your help... but it's obviously taken its toll.
Gayretlerini takdir ediyorum ve uzakta senin yardımına ihtiyacımız olacak... ama açıkçası çılgınlık halini alıyor.
We've come this far.
Bu kadar yol geldik.
We've come this far...
Çok fazla ilerleme kaydettik...
- But we've come this far.
Buralara kadar geldik.
Not when we've come this far.
Başarana kadar.
All what the hell we've come this far.
Neyse ne, buraya kadar boşuna gelmedik.
We've come this far, let's see the saga through.
Bu noktaya kadar geldik, destanı tamamlayalım.
We've come this far!
Bu kadar gelmişken!
We've come this far. Just don't look down.
Neredeyse tamam.
Right, we've come this far.
Doğru, buraya kadar geldik.
I'm not giving up on this, Dylan, not when we've come this far.
Vazgeçmeyeceğim Dylan. Bu kadar yaklaşmışken olmaz.
Looking out at this audience of proud, strong, beautiful women how far we have come in this American journey.
Karşımdaki gururlu, güçlü ve güzel kadınlardan oluşan bu kalabalığa bakıyorum ve Amerika yolculuğunda ne kadar ilerlediğimizi görüyorum.
But please don't tell me how I'm on my way, I'm moving now ln this life we've come so far
# Ama nasıl yapacağımı söyleme # # Kendi yolumdayım, Devam ediyorum # # Hayatta hep ilerleriz #
We've come too far to have this fall apart now.
Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.
We've already come this far.
Buraya kadar geldik bile.
We've come this far.
O kadar uzaktan geldik.
We've come this far.
Bunca zaman dayandık.
We've come this far.
Bu kadar gelmişiz.
They may say that you're a dog of the military, and that you've sold your soul for special privileges, but we haven't given up, and we've worked to come this far, haven't we?
İnsanlar sana ordunun köpeğide deseler, özel ayrıcalıklar için ruhunu da sattı deseler, sen bu kadar uzağa pes etmeden geldin.
We've come this far! How can we end it all halfway!
Bu noktaya kadar geldik!
I don't know how to say this, and don't be offended, but... well, we've come this far...
Bunu nasıl söyleyebileceğimi bilmiyorum Bettie. Umarım alınmazsın ama...
We've already come this far so let's go to the end
Zaten bu kadar uzağa geldik, öyleyse bitirelim.
Now that we've come this far, Blast will have to move to Tokyo and try to go pro!
Tokyo'yu fethetme zamanı geldi. Demomuzu çıkartma zamanı yaklaştı.
We've come this far.
- O kadar yoldan geldik.
- No, we've come too far to blow this.
- Hayır bu kadar geldik, bu fırsatı tepemeyiz.
we've come too far 17
we've come so far 18
we've come a long way 28
we've 208
we've got your back 24
we've got 373
we've arrived 63
we've been together 23
we've never met 62
we've been compromised 17
we've come so far 18
we've come a long way 28
we've 208
we've got your back 24
we've got 373
we've arrived 63
we've been together 23
we've never met 62
we've been compromised 17
we've been set up 18
we've got plenty of time 29
we've been over this 197
we've been robbed 25
we've all been there 90
we've got this 62
we've got time 35
we've been waiting for you 81
we've got you 66
we've been through this 160
we've got plenty of time 29
we've been over this 197
we've been robbed 25
we've all been there 90
we've got this 62
we've got time 35
we've been waiting for you 81
we've got you 66
we've been through this 160