We've got something traducir turco
1,088 traducción paralela
We've still got to tell Dr Taylor something.
Yine de Dr Taylor'a bir şeyler söylememiz gerekecek.
We've got to do something, and fast.
Hemen bir şeyler yapmalıyız, anlıyor musun?
We've got a little time after the fashion show. Usually everyone does a little something before the awards,... a little poetry maybe.
Tören başlayana dek alışıldığı gibi aktörlerimiz küçük bir gösteri yaparlar.
If this society broke down as a result of the Horizon's influence, then the Federation is responsible, and we've got to do something to straighten this mess out.
Eğer bu toplum Horizon'un etkisiyle bozulduysa, bundan Federasyon sorumlu ve biz bunu çözmeliyiz.
Phyllis, we've got to do something about Stan.
- Phyllis Stan konusunda bir şeyler yapmalıyız.
I've got something important we have to talk about. Howard, I'm so glad you called.
Howard, aradığına çok sevindim.
Listen, Jim, we've got to think of something!
Dinle Jim, bir şeyi hesaba katmalıydık!
All right, but we've got to do something.
Pekala, ama bir şeyler yapmamız gerekiyor.
But wait a minute, we've got something else I just know you're going to love.
Bir saniye, bayılacağınızı bildiğim bir şey daha var.
Now we've got some science fiction for you, some sci-fi something to send the shivers up your spine send the creepy crawlies down your lager and limes.
Şimdi sizin için biraz bilimkurgumuz var. İçinizi ürpertecek yeşil limonlu biranıza buz kestirecek.
Now, we've got to make him realise that something serious is happening before treatment can even begin.
Tedaviden önce bunun ciddi olduğunu anlamasını sağlamalıyız.
Well, we've got to do something.
Ama bir şey yapmamız gerekiyor.
Well, we've got to do something. - You can watch...
- bir şeyler yapmak gerekir.
We've got to do something...
bir şeyler yapmamız lazım...
We've got to get him something to alkalize his blood.
Kanını bazlaştıracak bir şeyler bulmak zorundayız.
We've got to do something!
Bir şeyler yapmamız gerekiyor!
We've got something we've got to do.
Yapmamız gereken şeyler var.
We've got to do something.
Birşeyler yapmalıyız.
Looks like we've got something.
Bir şey bulduk gibi gözüküyor.
We've got something more weird here.
Burada daha da acayip bir durum var.
No, we've got to go something!
Hayır, bir şey yapmalıyız!
We've got to do something at once!
Bir an önce bir şeyler yapmalıyız!
We've got to protect our phoney-baloney jobs, gentlemen. We must do something about this immediately, immediately, immediately!
Kendi "düzen" imizi korumak için, beyler... bu konuda derhal bir şeyler yapmalıyız.
- I believe we've got something outside.
- Konuklarımız var galiba. - Öyle görünüyor.
Yes, I've given it a lot of thought and I've come up with all the little details, you know. Now if I can just think of the main points, we got something.
Küçük detayları bir sonuca bağladım ve ana noktaları da halledersem, her şey tamam olacak.
But we've got something we could give to them.
Ama onlara verebileceklerimiz var.
- We've got to get something on paper.
- Yazılı bir şeyler bulmalıyız.
Why don't I come back when we can talk when I've got something in the works for you?
Sizin için bir iş bulduğumda yanınıza geri geleyim mi?
All we've got to do now is just find something for me to do.
Şimdi tek işimiz bana yapacak bir şey bulmamız.
She's gone too far this time, and we've got to do something about it.
Bu sefer haddini iyice aştı, artık bu konuda bir şey yapmalıyız.
Well, Mr. Carpetbagger we've got something in this territory called the Missouri boat ride.
Peki, kazikçi bu bölgede bir sey var adi da salla Missouri'de gezinti.
- We've got to do something about it.
- Onlar için bir şeyler yapmalıyız.
We've got to do something! - Calm down.
Gel benimle!
We've got to do something!
Bir şeyler yapmalıyız.
We can't just leave Apollo out there, we've got to do something.
Sahi mi?
- But man, we've got something else!
- Ama dostum, başka bir şeyimiz var!
Right, and that's why we've got to do something about it.
Evet ve bu yüzden de bu konuda bir şey yapmamız gerekiyor.
But we felt something for each other and got married.
Fakat birbirimize karşı duygularımız vardı ve evlendik.
- I THINK WE'VE GOT SOMETHING THAT WILL INTEREST YOU.
Dixon bunu görmeni istiyorum. Yüzbaşı.
Yeah, well, we've got to do something to try and bring them out of it.
Onları uyandırmak için bir şeyler yapmayı denemeliyiz.
We knew that you've got something from your singing so we've come to give you support
Şakımandan vurgun yaptığını anladık sakal için geldik
What does he want here? Mieze, you've got to help me, We can't leave things like this, Something has to be done,
Bizlerden 10 veya 12 yaş daha küçük olmana rağmen 100 yaş daha zekisin.
- We've got to do something.
- Bir şey yapmalıyız.
We've got to do something.
Bir şey yapmak zorundayız.
I think we've got something, sir.
Sanırım bir şey bulduk.
We've got to do something.
Ama bir şey yapmalıyız.
I've only got it by the month, so we can get something better.
Bir aylığına buradayım, daha iyi bir yere geçebiliriz.
We've got to do something.
Bir şey yapmamız gerek.
We've got something.
Bir şeyi elde ettik.
Well, we've got to spray the room with something - the smell.
Odaya sprey falan sıkmalıyız. Şu kokuya bak.
Paul, we've got to improvise something.
Paul, evde bir şeyler uydurmalıyız.
we've got your back 24
we've got 373
we've got plenty of time 29
we've got this 62
we've got time 35
we've got you 66
we've got to go 222
we've got a lot to do 18
we've got a 54
we've got it 85
we've got 373
we've got plenty of time 29
we've got this 62
we've got time 35
we've got you 66
we've got to go 222
we've got a lot to do 18
we've got a 54
we've got it 85