English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Who's the boy

Who's the boy traducir turco

719 traducción paralela
I came to you because I was curious about the boy who was involved in my niece's death.
Yeğenimin ölümüyle bağlantısı olan çocuğu merak edip seni görmeye gelmiştim.
Try to seduce that boy who was at the restaurant today.
Bugün restorantdaki o çocuğu baştan çıkarmaya çalış.
And one for the little boy who's filíng the claím.
ve bir tane ruhsatla ilgilenen küçük oğlan için.
Is he the tall, backward boy who's always toying with toads and things?
Şu uzun boylu, kurbağalarla oynayan gelişmemiş çocuk mu?
Long, long ago, in a faraway land across the sea, there lived a little boy who considered himself quite an authority on brave, fearless knights.
Çok uzun zaman önce, deniz ötesi uzak bir ülkede cesur ve korkusuz şövalyeler üzerinde yetkisi olduğuna inanan küçük bir çocuk yaşarmış.
Captain, the boy who's playing the piano...
Yüzbaşı, piyano çalan çocuk...
First I'd find out who you're stoogin'for... the shy boy.
İlk önce kimin yardakçısı olduğunu bulurum... çekingen çocuğu.
You don't mean to say that's the boy who had the fever, I hope?
Umarım şu ateşi olan oğlandan bahsetmiyorsundur.
yes, a young boy... who was digging for clams by the water's edge.
Çocuk su kenarında midye topluyordu.
He was a country boy who thought even a poor man can be governor... if his fellow citizens find he's got the stuff for the job.
Yurttaşları onu göreve uygun bulursa, fakir bir adamın bile vali olacağını düşünen bir köylüydü o.
Who's the ambitious boy?
Hırs yapan kim?
By tomorrow, I'll have your name all over the paper... the man who rushed here at the first cry for help to direct the rescue operations.
Yarından itibaren adın gazetede boy gösterecek yardım çağrısı alır almaz kurtarma operasyonunu yönetmek için koşan adam.
I'm just a high-priced messenger boy who's beginning to doubt the sanity of astronomers.
Hayır, ben astronomların akıl sağlığından şüphe etmeye başlayan yüksek ücretli bir kuryeyim sadece.
An important point for the prosecution was the fact that after the boy claimed he was at the movies when the killing took place, he couldn't remember the names of the movies or who starred in them.
Davacı için önemli bir nokta çocuğun cinayet sırasında sinemada olduğunu iddia ettikten sonra, oyunun ismini ve kimlerin oynadığını hatırlayamamasıydı.
Eddie's the boy who can do it.
Eddie bunu yapabilir.
Who's the boy?
Çocuk kim?
And I have two more little girls, not to mention the very last one, a boy who came I know not how.
İki kızım daha var tekne kazıntısını da saymıyorum. Nasıl doğduğunu bilmediğim bir oğlan.
The boy who made good by marrying the boss'daughter.
Patronun kızıyla evlenme başarısı gösteren genç.
And one for the little boy, who is his mother's pride and joy.
Bir tane de annesinin gururu ve neşesi oğlana.
And who's gonna look after the boy?
Çocuğa kim bakacak peki?
MAYBE THERE'S ONLY ONE SUMMER TO EVERY CUSTOM ER. THAT LITTLE BOY, THE ONE I KNOW, THE ONE WHO BELONGS HERE,
Benim tanıdığım, buraya ait olan o küçük çocuk var ya bu onun yazı.
Who's the boy you got sleeping down there now?
Aşağıda uyuyan delikanlı kim oluyor?
Well, I would like to call the court's attention to the fact that it was not I who tried to shift the guilt to a dead white boy to save this man!
Şimdi, mahkemenin dikkatini şu noktaya çekmek isterim ; Suçu, bu adamı kurtarmak için, ölü ve beyaz bir çocuğun üstüne atan ben değilim'
And he's the boy who gets your love And gets your heart
Ve senin aşkını ve kalbini alan çocuk o
Where's the boy who was the first to jump?
İlk atlayan delikanlı nerede?
His big blue eyes reflected nothing but kindness tinged with a kind of mild reproach the reproach of a young boy who has been hurt and fails to understand why.
İri mavi gözleri hafif bir sitem, kırılmış, acı çeken ve sebebini anlamayan bir çocuğun sitemi ile karışık nezaketten başka bir şey yansıtmıyordu.
Who's the lucky boy?
Kim bu şanslı oğlan?
And he said, since it was you who put him in charge of the Building Fund, the least you can do is make up your mind about flunking the Rogers boy.
Dediğine bakılırsa, adamı inşaat fonuyla görevlendiren sen olduğuna göre, küçük Rogers'ın sınıfta kalmış olmasıyla ilgili olarak... en azından bir karar alabilirmişsin.
Who's paying the boy's tuition?
Çocuğun okul parasını kim ödüyor?
Who's Daddy's best boy? Who's the best boy in the world?
Kim babacığının canı?
It's the story of a young boy Ali Hadjj who was given 3 wishes.
Kendisine 3 dilek verilmiş delikanlı Ali Hacı'nın hikayesidir.
The girl had been accosted by a boy with a knife, who forced her into his car.
Kıza eli bıçaklı bir çocuk yanaşıp, zorla arabasına sokmaya çalışmış.
Someone who has the boy's confidence...
Onun güvendiği biri olmalı.
- Sir, this person wants to... - Who is it? - It's about the boy, sir.
- Efendim, çocukla ilgili bir şeyler söylüyor.
Who's the pretty boy?
Güzel çocuk kim?
Jan is a decent boy who won't go farther than the bridge.
Jan sınırı geçmeyecek kadar terbiyeli bir çocuk.
Yes, well... No, it's the younger boy who's 8.
Evet, şey... 8 yaşında olan küçük oğlan.
Who's the mother of the boy?
O çocuğun annesi kim?
- Who's the boy with the hooky nose?
- Kemerli burunlu adam kim?
- Who's the boy to kick Boney's arse?
- Boney'nin kıçına kim tekmeyi basacak?
But with the peasants, I met a boy who's everything you're not :
Merak etme daha fazla başına bela olmayacağım. Hödüklerle hiç işim olmaz, sahip olmadığın niteliklere sahip biriyle tanıştım.
Lieutenant, you will let me know the minute you have any idea who that poor boy's murderer was, won't you?
Komiser, O zavallı çocuğun katilinin kim olduğu konusunda bir fikrin olduğu an beni bilgilendirirsin, değil mi?
Who's the best boy..... in all the wide world?
Dünyanın en tatlı çocuğu kimmiş bakayım?
The boy burned his hand by touching an electric wire. A doctor who was anxious to experiment in skin grafting... asked to operate on the hand... guaranteeing that he would restore it 100 %. He took a piece of skin from the boy's chest... and grafted it onto the unfortunate boy's hand.
Çocuk, elektrik teline dokunarak elini yaktı... deri aşılama konusunda deneme yapmaya hevesli bir doktor... eli ameliyat etmek istedi... eli onaracağına % 100 garanti verdi... çocuğun göğsünden bir parça deri aldı... ve onu talihsiz çocuğun eline aşıladı...
The boy who was suckled by Oshige, out near Shinden...
Oshige tarafından emzirilen, Shinden'in dışından olan çocuk...
There was a gardener boy at school who was known as the area's Casanova. We heard that he was about to seduce one of the kitchen maids.
Bölgenin Casanovası olarak bilinen okulun bahçivanı, genç bir çocuk vardı.
She has a boy, a horrible, noisy brat who's always playing skittles or God knows what in the corridor.
Bir oğlu var, koridorda sürekli top oynayan, felaket gürültü yapan bir velet.
He's the kind of boy who should be studying.
O, okuması gereken bir çocuk.
Oh, are you the boy who's been calling?
İkide bir arayan kişi siz misiniz?
I'm simply thrilled to meet you, the father of that naughty girl who's stealing away my big boy!
Sizinle tanışmaktan büyük zevk aldım. Yaramaz kızın, ki kendisi oğlumu çalmıştır, babasıyla.
Now the first thing we've got to do when we get home is find out who that boy's proper family is.
Eve gittiğimiz zaman ilk yapacağımız şey, bu çocuğun... gerçek ailesini bulmak olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]