Who wouldn't be traducir turco
579 traducción paralela
Wouldn't it be better if I introduced you to someone who's younger and already dead?
Bu yüzden seni ölmüş genç biriyle tanıştırsam daha iyi olmaz mı?
There must be someone out there who's somehow managing to keep us under tight surveillance, wouldn't you say?
Dışarıda biri, bir şekilde hepimizi sıkı bir gözetim altında tutuyor gibi, ne dersin?
You wouldn't be on a wooden horse... ... if you'd go back to the people who know you.
Seni tanıyan insanlara gidersen tahta bir at üstünde olmazsın.
Who wouldn't be, carrying all that weight around?
O kadar kiloyu taşısan sen de topallardın.
The kind of lady who comes on time really wouldn't be worth waiting for.
Tam zamanında gelen kadınlar onları bekleyecek kıymette olmazlar.
Well, who wouldn't be?
Nasıl üzülmeyeyim?
Who wouldn't be mad?
Kim oynatmaz ki?
It wouldn't be fitting for me to thank a woman who saved my husband's life?
Kocamın hayatını kurtaran bir kadına teşekkür etmem mi?
Who wouldn't be inspired?
Kim ilham almaz ki?
A man who couldn't forgive wouldn't be much of a man.
Affetmesini bilmeyen, iyi bir erkek olamaz.
Naturally we're thrilled. Who wouldn't be?
Çok etkilendik, kim etkilenmezdi ki?
I've been in this business a long time. I've never met a performer who in the long run wouldn't rather be a great guy than a great actor.
Uzun vadede harika bir aktör olmaktan ziyade harika bir insan olmayı tercih edene rastlamadım.
It would be an extraordinary coincidence wouldn't it if more than one Naval lieutenant in Washington were to become engaged in the last few days to a girl from New York who's aunt was giving them the reception?
Washinton'da birden fazla deniz teğmeninin teyzesi resepsiyon verecek olan New York'lu bir kızla son bir kaç gün içinde nişanlanacak olması olağan dışı bir raslantı olurdu, değil mi?
You know, Lawson, if my kids and all the other kids who are in this thing could fix it so this would really be the last one, your kid would get quite a break, wouldn't he?
Biliyor musun Lawson, benim çocuklar ve diğerleri, tüm savaşanlar umarım bu savaşı bitirirler ki göreceğimiz en son savaş olsun böylece senin ufaklık da savaşsız bir dünyada yaşasın.
The only person who wouldn't think me demented... because I believe a house can be filled with malignity. Malignity directed against a certain child.
Bir evin habis güçlerle, bir çocuğu hedef alan habis güçlerle dolu olduğuna inandığım için aklımı kaçırmadığıma inanacak tek insan sizsiniz.
If people who read our magazines knew the facts of life, Mr. Marlowe... they wouldn't be reading our magazines.
Dergilerimizi okuyan insanlar hayatın gerçeklerini bilselerdi bay Marlowe dergilerimizi okuyor olmazlardı.
Who wouldn't be?
Kim şaşırmaz ki?
I'm good and mad, and who wouldn't be?
Hem de çok kızgın! Kim olmaz?
Anybody who had 50 bucks wouldn't be a friend of yours.
50 doları olan kimse senin arkadaşın olmaz.
Perhaps if you hadn't told the nun who you were, there wouldn't be any questions.
Muhtemelen rahibeye kim olduğundan bahsetmeseydin, sorular da olmayacaktı.
Why wouldn't I be legally justified in killing the man who raped my wife?
Karıma tecavüz eden adamı öldürmem neden hukuken meşru olmuyor?
I was thinking how proud she'd be of that little boy who wouldn't eat his porridge.
Yemeğini yemeyen o küçük çocukla, nasıl gurur duyacağını düşünüyordum.
And it wouldn't only be you who came down.
Ve düşen sadece sen olmazdın.
Wouldn't it be a warning to those who betrayed?
Belki de onları terk edenler için bir uyarıdır.
Who wouldn't be?
Kim korkmaz ki?
Don't you worry. After the last phase of the treatment, there won't be a doctor in Louisiana who wouldn't commit her.
Merak etme, tedavinin son aşamasından sonra onu tımarhaneye kapatmayacak bir doktor göremiyorum.
You know, I wouldn't have pegged you for a woman who'd be terrified of anything.
Biliyor musun? Seni hiçbir şeyden korkmayan bir kadın olarak düşünmüştüm.
No, who wouldn't like to atone for the sins of themselves..... and the world if it could be done in a hammock with ropes..... instead of on a cross with nails?
Hayır, çarmıhta çiviler yerine ipten bir hamakta olabiliyorsa günahlarının kefaretini ödemekten kim memnun olmaz ki?
Every man who wanted a cuddle and a little bit of loving kindness took off for England, there wouldn't be any bloody army left over here now, would there?
Kucak ve sevgi isteyen her adam İngiltere'ye gitseydi burada ordu falan kalmazdı, öyle değil mi?
I can't stand a man that forces himself on a girl who wouldn't be caught dead with him.
Bir adamın kendisine bayılmayacak bir kıza baskı yapmasından nefret ederim.
If I wanted to get married, which I don't if I was the marrying kind, which I'm not if I had enough money to get married, which I haven't it wouldn't be to a girl who insists on dragging a washing machine with her.
Evlenmek isteseydim, ki istemiyorum evlenecek bir adam olsaydım, ki değilim evlenmek için yeteri kadar param olsaydı, ki yok bunu, yanında çamaşır makinesi taşıyan bir kızla yapmazdım.
Who wouldn't be offended? Your words are insulting, to the king and this town.
Sözlerin bu şehir ve kralı için küçük düşürücü!
Yogoro has said nothing, but he wouldn't be happy marrying a lord's mistress who has borne a child.
Yogoro hiçbir şey söylemedi, ama efendimizin çocuğunu doğurmuş bir metresle evlenmekten mutluluk duyacağını zannetmiyorum.
Who wouldn't be at a time like this?
Böyle bir anda kimin karışmaz ki?
It would be me who wouldn't be any good as a husband.
Koca olarak iyi olmayan ben olabilirim.
He wouldn't be the first fellow who got a girl into trouble... And then killed her'cause he didn't want to marry her.
Onunla sorun yaşayan ilk erkek o değildi onu öldürdü çünkü onunla evlenmek istemedi.
The present Shogunate Mint Officer the third successor, Sir Goto Sanyemon is your son, who married into the Goto family or so I hear and so I figure, another advance, say, 100-ryo or so wouldn't be much of a problem for you, would it, Sir?
Shogunluğun, şimdiki darphane üçüncü yöneticisi Efendi Goto Sanyemon senin Goto ailesine damat olan oğlun yada ben öyle duydum ve bu yüzden başka bir avans, diyelim ki, 100-ryo sizin için sorun olmaz değil mi, efendim?
It wouldn't be right for me to go off and leave you two to the tender mercies of this young monster who's been like no real son at all.
Buradan giderek sizi bu.. ... gerçek bir evlat bile olamamış genç canavarın insafına bırakmak benim için doğru olmaz.
Who wouldn't be, living in this hell of radiation for all these years?
Kim değilki, bu cehennemde uzun zamandır radyasyona mağruz yaşamıyormuyuz?
Anyway, if I wanted to frame Riley, it certainly wouldn't be for the death of Allen Mallory, who I very much wanted to write for us.
Yine de, Riley'ye tertip yapmak isteseydim, bu kesinlikle bizim için yazmasını çok istediğim Allen Mallory'nin ölümü için olmazdı.
Who wouldn't be?
Kim olmaz ki?
But you don't know who he is, you don't bring me anything in that he's done that wouldn't be thrown out of court.
Ama kim olduğunu bilmiyorsun, mahkemede çuvallamayacağımız bir şey de getirmiyorsun bana.
But if I could find out who made the arrangements, then I wouldn't be so troubled by this other thing.
Fakat düzenlemeleri yapanı bulabilirsem, o takdirde şu başka şeyi o kadar dert etmeyeceğim.
I mean, if God is omniscient, if he knows everything, and he wouldn't be God if he didn't, then he must have known, before the creation of the world, the names of those who would be saved.
Yani Tanrı, her şeyi biliyorsa, ve bilmiyor olsaydı zaten Tanrı olmazdı, o halde dünyanın yaradılışından önce kurtulacak kişilerin isimlerini biliyordu.
If I want to kill him, I wouldn't be here It's me who has asked him to kill you
Onu öldürmek isteseydim, şimdiye kadar çoktan ölürdü ondan sizi öldürmesini isteyen aslında bendim!
Well, who wouldn't be?
Tabii, kim kıskanmazdı ki?
Oh, what I wouldn't give to be sitting across the table from one of the guys who pulled off that caper.
O görüntüleri çeken adamlardan biriyle karşılıklı oturmak için neler vermezdim.
Well, who the hell wouldn't be on to us?
- Kim olmaz ki? Nerdeyiz bir baksana.
Well, any woman would be, wouldn't she? I mean, who was close to him.
neyse, ona yakın olan herhangi bir kadın olabilirdi.
- Who wouldn't be?
- Kim endişeli olmaz ki?
Sam, you seem to be working hard to get a date with a woman who obviously wouldn't cross the street to spit in your hair.
Sam, saçına tükürmek için karşıdan karşıya geçmeyecek bir kadınla çıkmak için çok uğraşıyorsun gibi duruyor.