Whoopee traducir turco
189 traducción paralela
Whoopee! You'll only kill my will before I speak
Daha konuşmadan dileğimi sonlandıracaksın,
Whoopee! Quiet.
Sessiz!
- Whoopee! - Everybody, just keep calm.
Herkes sakin olsun.
- And if you don't, I will. Whoopee! - [Audience Laughs]
Siz bayılmazsanız ben bayılırım.
Whoopee!
- Çok şükür! - Yihhooo!
This is an age that likes noise and whoopee.
Gürültü ve şamatadan hoşlanılan bir çağdayız.
When I say go, whoopee.
Git dediğimde hoop.
Whoopee! Now we can go and join Altos and Sabetha.
Şimdi gidip Altos'a ve Sabetha'ya katılabiliriz.
Listen, getting a clear picture on channel two is not my idea of whoopee.
Eğlenmek mi? Bak benim kastettiğim şey televizyonda ikinci kanalı seyretmek değil.
Whoopee-tee-yi-yo
# Whoopie-ki-yi-o
Oh. Your "whoopee" thumb.
"Şamata" parmağın.
- Oh, whoopee!
- Yaşasın!
Whoopee!
Yaşasın!
And if he wishes, he can pull the plug any time he wants, you got it? - Whoopee. - Good.
Ve bir yönetmen her an dilediği oyuncuyu devreden çıkartabilir.
Whoopee cushions, exploding cigars.
Şamata yastıklar, patlayan sigaralar.
- Whoopee cushion?
- Şamata önleyici?
My plan was to kiss her with every lip on my face... Then slowly move her to the next room, maneuver her next to the bed... Marry her, and start the whoopee machine.
Planım, yüzümdeki her dudakla onu öpmekti sonra yavaşça onu yan odaya götürüp, yatağa manevra yapmak onunla evlenmek ve neşe makinesini açmaktı.
'I knew you'd be a fun group when I saw you with the whoopee cushions.'
Seni osuruk yastığıyla görünce, şaka yapacağını anladım.
- Whoopee, let's go.
- Harika, gidelim.
- Whoopee.
- Yaşasın!
Soon you won't even get over flat ground. Whoopee!
Yakında düz zeminde bile duramayacaksın.
Whoopee-fucking-do.
Vay be.
Whoopee.
Yihhu.
By the way, while you were making whoopee, I was making history.
Bu arada, sen zevk çığlıkları atarken,... ben tarih yazıyordum.
His assets frozen, the venue chosen Is the ends of the Earth, whoopee!
Tüm gücü bitti, sonu da belli... Cehennemin dibi, yuppi..!
Or an exploding Whoopee Cushion, playfully planted in the Batmobile.
Ya da Batmobile'e patlayan bir yastık yerleştirerek.
- Well, whoopee-woo.
Well, whoopee-woo.
If we were making whoopee —
- Eğer, aganigi yapıyor olsak...
What's whoopee?
- Aganigi de ne?
Yeah, and take off your socks when you make whoopee... or whatever that word is.
Evet, ve aganigi yada herneyse işte ondan yaparken çoraplarını çıkar.
Second Suitor... would you ever make whoopee in public?
İkinci talip halka açık bir yerde aganigi yapar mıydın?
Whoopee
- Whoopee - Bakın
Anyone who can compose a clever ballad can certainly master the intricacies of the whoopee cushion!
Şarkıları zekice uyduran biri için osuruk yastığı şakasında ustalaşmak çok zor olmasa gerek.
You know, Frasier, if you're serious about that whoopee cushion I happen to have one at the house.
Frasier osuruk yastığı konusunda ciddiysen benim evde bir tane olacaktı.
Another season... another reason... for making whoopee.
Başka bir mevsim başka bir neden şenlik yapmak için.
It's really killing... that's he's so willing... to make whoopee.
Bu gerçekten öldürücüdür... Erkek çok isteklidir... Balayı yapmak için.
But don't forget folks... that's what you get, folks... for making whoopee.
Ama aileyi unutma... Sahip olduğun şey. Balayı yapmak için.
Just for making whoopee.
Sadece balayı yapmak için.
- Makin'whoopee.
- Alem yapıyor olabilirlerdi.
Oh, whoopee, you got a number tonight?
Hay yaşa, bu gece bir numara mı aldın?
- Whoopee.
- Yaşasın.
Oh, whoopee!
Motor!
Whoopee.
Yupppii.
Whoopee!
Anarşii!
Whoopee.
Whoopee.
Whoopee!
Yuppiii!
Whoopee!
Evet, ne diyorsun?
Whoopee! - Fozzie. - Yes.
- Fozzie, sola.
[Scalise] I'm gonna take you boys on the whoopee tour.
Şimdi sizinle güzel bir tura çıkacağız!
- Whoopee!
İçinde ne var senin.
Whoopee!
Yuppii!