Woman on p traducir turco
267 traducción paralela
Woman On P. A : Your attention, please.
Lütfen dikkat.
But this young lady - [Woman On P.A.] Dr. Barry Jones to hematology, please.
Ama bu genç bayan [Akademiden bayan] Dr. Barry Jones Hematolojiye lütfen.
[Woman On P.A.] Nurse Carter to the switchboard, please. You have a phone call.
[Kadın] Hemşire Carter santrale lütfen, Size telefon var.
[Woman On P.A.] Dr. Sanders to Operating Theater 2.
[Kadın] Dr. Sanders 2 numaralı amelliyat odasına lütfen.
[Woman On P.A.] Dr. Richardson to Ward 5.
[Kadın] Dr. Richardson 5.koğuşa.
WOMAN ON P. A : Division 76, Code 3...
Bölüm 76, kod 3...
[Woman On P.A.] Dr. Wolfe.
Dr. Wolfe. Dr. Alan Wolfe.
[Woman On P.A.] Team A, I.C.U. Stat. Team A, I.C.U. Stat.
A birimi, I.C.U. Tamam.
[Woman On P.A.] Code Blue, Room 827.
Kod mavi, Oda 827.
[Woman On P.A.] County Hospital cafeteria will be closed in ten minutes.
[kadın sesi İngilizce konuşuyor] hastanede 10 dakikada bir snack bar yakın bulunmaktadır.
[Woman On P.A.] Dr. Abbasac, code blue.
[hoparlörler kadın sesi] Dr Abbasac, mavi kod.
[Woman On P.A.] Now arriving in Phoenix, Arizona.
Phoenix, Arizona'ya geldiniz.
[Woman On P.A.] Attention all units.
Tüm birimlerin dikkatine.
[Woman On P.A.] This volatile agent is highly contagious and can be spread... not only through physical contact, but we now believe the virus is also airborne.
Bu virütik ajan yüksek seviyede bulaşıcı sadece fiziki temas ile yayılmıyor aynı zamanda, hava yoluyla yayıldığına da inanıyoruz artık.
[Woman On P.A.] Doc Martens to Podiatry.
Doktor Martens, pediatriye.
[Woman On P.A.] Dr. Bombay, come right away.
Doktor Bombay, derhal geliniz. Pekâlâ.
Because you go around doing what you do, in other people's eyes... You're just a crazy woman walking around with that tissue box on your foot. Someone who doesn't even know how to be embarrassed.
Ayağında bir mendil kutusuyla dolaşıp hayaletleri gördüğünü söylediğin için insanlar deli olduğunu sanıyor.
Have you seen a French court when a beautiful woman sits on the stand... and raises her skirt a little?
Siz hiç, güzel bir kadının kürsüye çıkıp eteğini hafifçe kaldırdığı... bir Fransız mahkemesi gördünüz mü?
You're practically the only woman I would've walked out on last night.
Dün gece öylece bırakıp gidebileceğim tek kadın sendin.
You stood on this very spot. And heard and saw what that man and woman said and did.
Tam bu noktada durmuştunuz... ve bir adam ve bir kadını bir şeyler yapıp konuşurken gördünüz.
A woman of a competence that Hell would not disavow opens her eyes on herself and feels pity for her husband.
Cehennemin asla reddetmeyeceği, maharetli bir kadın kendi kendini uyarıp, kocasına merhamet duyuyor.
Am i? If you keep on staring at this woman.
O kadına bakıp duruyorsunuz.
You've got a pathological fix on a woman who's not only an admitted criminal but who screams if you come near her!
Sadece suçlu olmakla kalmayıp, yanına yaklaştığında çığlıklar atan bir kadını, anlamsızca saplantı yaptın.
Shoving me off on Bert, so you don't feel guilty with another woman.
Beni Bert'e kakalayıp, bir başka kadınla olmanın suçluluk duygusundan kurtulman.
Be on yourway As for you, go fetch a certain woman
Sana gelince, bir kadını alıp buraya getirmeni istiyorum.
They arrest some poor old woman on the street for stealing an apple... and they allow that Lisiere woman to walk around free!
Sokaktaki fakir, yaşIı kadını elma çaldığı için tutuklayıp, Lisiere'e göz yumuyorlar.
Her emotions are a turmoil, her hot Latin blood raging to be avenged on the woman who stole her man.
Karmaşık duygular içindeydi. Erkeğini çalan kadından intikam almak için yanıp tutuşuyordu.
The son of a bitch walked out on a magnificent woman.
Hıyar harika yavruyu kapıp toz olmuş.
even if every man, woman, and child held hands together and prayed for us to win, it just wouldn't matter, because all the really good-Iooking girls would still go out with the guys from Mohawk, 'cause they got all the money!
Çok iyi yarışıp bir hafta on gün için burnumuz kanayacak kadar iyi oyanıp kazansak bile yukarıdaki Yüce Tanrımız çıkıp elini kampımızın üzerine koysa bile her erkek, kadın ve çocuk bir araya gelip kazanmamız için dua etse bile hiç önemli değil çünkü bütün güzel kızlar yine de Mohawk Kampındaki erkeklerle çıkardı çünkü para onlarda!
[Woman On P.A.] Dr. Penn.
Dr. Penn.
MAN [ON TV] : Coming up on Woman World, Men :
Bilirsin, bu olduğunda, o sadece arabasıyla kaçıp gitti o ve ben sadece manevra üstüne manevra yaptık.
- how many sad players you saw wich they never won and they hung their shoes on some walls and now laugh in the pub and it's ten years they are in love with a woman they never loved -
# Kaç tane üzgün futbolcu gördün? # # Kazanamayıp ayakkabılarını duvara asan. #
Look, Mr Mills, I'm really sorry to report there's no progress on locating that missing woman.
Kusura bakmayın, kayıp kadın konusunda ne yazık ki bir gelişme olmadı.
( Woman ) There are few sexier ways to start an evening than with a quickie once you're all dressed up and ready for a night on the town when you really should be on your way.
Eğlenceli bir gece geçirmek için giyinip kuşanıp dışarıya çıktığınızda, aniden şipşak seksi yaşamanın çok fazla seçeneği yoktur.
Listen, Dad, if we pick up on some chicks will you put your sunglasses on and say, "You is one fine woman"?
Dinle, baba, eğer birkaç çıtıra rastlarsak güneş gözlüklerini takıp, "Harika bir kadınsın sen", der misin?
Where does it say because a woman is pregnant she can't take 18 years worth of socks dump them in a machine and push a button?
Bir kadın sırf hamile diye on sekiz yıllık çorapları bir makineye atıp düğmeye basamaz diye nerede yazıyor?
I would like to take the woman of my life... in my arms. I would like to put a kiss on these lips.
Hayatımın kadınını kollarımın arasına... sıkıca alıp.... o narin dudaklarına... bir öpücük vermek
We were on the roof on Monday, young Lisiek and I... and we saw the Commander come out of the front door and and down the steps by the patio right there below us and and there on the steps he drew his gun and he shot a woman who was passing by.
Pazartesi günü küçük Lisiek ile çatıdaydık. Komutanın ön kapıdan çıkıp tam altımızdaki verandanın yanındaki merdivenlerden inmeye başladığını gördük. O anda silahını çekti ve oradan geçmekte olan bir kadını vurdu.
Well, they make all us employees put on these costumes like some woman's gonna say, " Gee, I wasn't gonna- -
Bütün çalışanlara bu kostümleri giydiriyorlar. Sanki kadının biri çıkıp şöyle diyecek :
He thinks that if a woman sees a guy put on a better show she'll walk out on his show, go see the other show.
Düşünüyor ki, başka bir adam daha iyi bir gösteri sergilerse onun gösterisinden çıkıp diğer gösteriyi izlemeye gider.
Me blathering on about this woman I've never met before?
Hiç tanımadığım o kadın hakkında saçmalayıp durmuştun ya?
Was there ever a French young woman on a train you met and spent an evening with?
Hiç trende tanışıp geceyi beraber geçirdiğiniz.. .. genç bir Fransız kadın oldu mu?
Some woman insisted on seeing you, she just blew right past them.
Onları atlatıp yukarı çıkıyormuş.
And a young woman phoned to say that she's on route but running a little late.
Ve genç bir bayan arayıp, yolda olduğunu ama biraz gecikeceğini bildirdi.
Tell them I'm doing a spinal tap on a demented woman without her consent.
Onları arayıp, deli bir kadından... ... rızası olmadan omur sıvısı alacağımı söyleyin.
I have come to see the woman for whom Apu was willing... to disgrace his family and spit on his culture.
Apu'nun ailesinin onurunu ayaklar altına alıp kültürüne küfretmeyi göze aldığı kadını görmeye geldim.
The Smythe-Bates man or woman has a high G.P.A., a record of athletic achievement and ties of tradition to our firm through some... of the more prominent fraternal organizations on campus.
Bütün Smythe-Bates kadın ve erkekleri yüksek notları olan atletik başarı sahibi ve kampüsteki en eski... kuruluşlardan biri olan "Ataerk Birlikleri" ne gelenekleriyle bağlıdırlar.
It seems to be some sort of confession about some horrible thing he did to a woman in Las Vegas, and... buried outside of Vegas, about Boyd being the ringleader... she wants to know what the hell's going on.
Vegas'ta bir kadına korkunç şeyler yapıp sonra da gömdüğünden ve Boyd'un da elebaşı olduğuna dair bir itirafa benziyor. Neler olduğunu öğrenmek istiyor. Korkmaya başladım.
Hello, there's a demon on the loose, and I still have to find that woman.
Hey, kayıp bir iblisimiz var, ve ben hala o kadını bulmalıyım.
The only woman I remember you chatting with was the one in the Birkenstocks who went on and on about her driftwood collages.
Hatırlamıyorum. Galeride konuştuğunu hatırladığım tek kadın Birtkenstock'takıydı. Suyun sürüklediği odun parçalarıyla yaptığı kolâjları anlatıp duran hani.
I reached the front gate and was just about to ring the doorbell to ask her to let me in when it suddenly dawned on me how many hours I have spent pleading with that woman through gates, through windows, through keyholes and through transoms
Ön kapıya varmıştım. Zili çalıp beni içeri almasını rica edecektim. O sırada kafama dank etti.
woman on phone 18
woman on pa 27
woman on radio 16
woman on tv 34
on phone 84
on pa 19
on paper 101
on page 27
on purpose 145
on principle 31
woman on pa 27
woman on radio 16
woman on tv 34
on phone 84
on pa 19
on paper 101
on page 27
on purpose 145
on principle 31